İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarihimiz de kül oluyor

Manavgat’ta devam eden orman yangınlarından Bucakşeyhler Köyü’nde yer alan Lyrbe antik kenti de etkilendi. Antik kentin agorasının sadece bir kısmında yanma meydana gelirken, kentin etrafındaki bütün ağaçlar küle döndü.

Antik şehrin içi kozalak külleriyle kaplandı. Ören yerinin içindeki bazı kemerler yangın nedeniyle siyaha döndü. Antalya bölgesindeki en güzel antik kent kalıntılarından biri olan Lyrbe’nin gemicilerin el kitabı olan Stadiasmus Maris Mayni’ye dayanarak ileri sürülen ilk adı Seleukeia. Şehre güneyden girişi sağlayan anıtsal kapı, surların hemen ortasında yer alıyor. Anıtsal kapının her iki tarafından doğu ve batı yönüne kadar uzanan surlar uçuruma kadar devam ediyor.

Ağaçlar yandı

Bir dağ yerleşmesi olan mevcut kalıntıların özellikle Roma döneminde oldukça gelişmiş bir kent olduğunu gösterdiği Lyrbe’nin girişi yangından büyük zarar gören Bucakşeyhler Köyü’nden başlıyor. Anıtsal kentin etrafındaki bütün ağaçlar yanmış. En büyük yapının yer aldığı Agora kısmında sadece küçük bir duvarında yangın izleri var. Ancak antik kentin dışında bulunan kalıntılarda büyük hasar meydana geldi. Agoranın güneyinde kalan kemerlerin üzerine yangında yıkılan ağaçlar devrildi. Kemerler siyah renge dönerken üzeri ise külle kaplandı. Bazı kalıntılarda yangına bağlı çökmeler de meydana geldi. Antik kentin hemen dışındaki kalıntıların içerisi kozalaklarla doldu.

Mezarlıkta tahribat var

Antik kentteki kilisenin içinde yer alan iki ağaç yandığı için kilisenin içerisinde de tahribat meydana geldi. Kilisenin içindeki yüksek ateş nedeniyle duvarları isle kaplandı. Yapılara yakın olan ağaçlar, kalıntıların duvarlarını siyaha boyadı. Bir kısmı yıkıntı halinde duran mezarlık kilisesi ve mezarlıkta da zarar büyük. Etrafındaki tüm ağaçların yandığı bu bölümde de kilisenin duvarları ve mezarlık alan simsiyah oldu. Etrafı tamamen küle dönen mezarlığın girişini gösteren tabelalar da yangın nedeniyle erime noktasına geldi.

‘Acil eylem planı lazım’

Lyrbe’deki kazı çalışmalarında çalışan Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu yöneticisi arkeolog Nezih Başgelen, kentle ilgili son durumu Milliyet’e değerlendirdi:

“Ören yerimiz Manavgat bölgesindeki son yangınlardan büyük ölçüde etkilenmiş ve alevler belli başlı anıtlarına zarar vermiştir. Buradan da görüleceği üzere orman yangınlarından etkilenen ören yerleri ve anıtlardaki yangın izlerinin nasıl giderilebileceği konusunda ciddi çalışmalara ihtiyaç duyulacağı görülüyor.

Kazıların son bulduğu 1970’lerden bu yana böyle bir yangına sahne olmadı. Son durumu çok kötü olmuş. Yangın alanlarındaki ören yeri ve anıtların acilen durum tespitinin yapılması ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) kriterleri çerçevesinde acil eylem planının hayata geçirilmesinde yarar var.”

Ahmetler halkı tek yürek

Yıllar önce köylerine yapılmak istenen HES’e karşı verdikleri mücadeleyle HES yapımını iptal ettiren Ahmetler halkı, bu kez yangına karşı tek yürek oldu. Ahmetlerliler, tahliye kararı verilmesine rağmen köylerini kurtarmak için kadınlı erkekli tırmıklarla ve kendi imkanlarıyla yaptıkları itfaiye aracı benzeri 3 araçla yangınla köy arasında tampon bölge oluşturmak için günlerdir gece gündüz çalışıyor. Kırsal alandaki Ahmetler’de yaşayanlara, Manavgat ve merkez halkı da “Tırmığını al da gel” kampanyası kapsamında destek veriyor. Köylü kadınların en önde olduğu mücadelede, orman ile köy arasında tampon bölge oluşturulmak için 40-50 metre genişliğindeki alan tırmıklarla temizlenmeye çalışılıyor.


Milliyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.