İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Susurluk’tan Saray’a kadar devlet çatırdıyor

Peker’in yayımladığı videolar mafya, devlet, siyaset üçgeninde gelişen kirli ilişkileri ortalığa saçtı. Susurluk skandalında yer alan dönemin aktörleri, bugünkü Saray rejiminin de doğrudan bir unsuru haline geldi.

Politika Servisi

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayımladığı videolardaki iddiaların ardından mafya, devlet, siyaset üçgeni tekrardan ülkenin gündemine oturdu. AKP’ye yakınlığıyla bilinen, mitinglerde oy toplayan, Barış Akademisyenlerinin kanlarıyla duş alacağını söyleyen Peker bir anda ‘istenmeyen adam’ ilan edildi. Peş peşe gelen itiraflar Saray rejiminin ülkeyi sürüklediği uçurumu gözler önüne serdi. Peker’in uyuşturucudan, cinsel saldırıya, karakolda milletvekili tartaklamaya dek iddialarını soruşturmayan İçişleri Bakanlığı ise yine muhalefete ve medyaya yüklendi.

2002’de iktidara gelirken sivil siyaset, şeffaflık gibi söylemleri dilinden düşürmeyen, ‘karanlık’ 90’ların aşılacağını iddia eden AKP, 19 yılda ülkeyi mafya liderlerinin çatışma mevziisi haline getirdi. Bilhassa 7 Haziran seçimleri siyaseten bir odak değişikliği ortaya çıkardı. HDP ile masa devrildi. MHP ile bugün de devam eden ittifaka girildi, devlet içerisine Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla tasfiye edilen isimlerin tekrardan söz ve güç sahibi olduğu yorumları yapıldı. Başkanlık sistemiyle, tüm gücün ve denetleme mekanizmalarının tek elde toplanması, devlet mafya ilişkisinin de seyrini değiştirdi. Çakıcı, Peker, Ağar gibi 90’larda mafya-derin devlet yapılanmalarından yargılanmış isimler bugünkü yönetimin ortağı oldu. Türkiye’de mafya ve derin devletin hem uluslararası arenada hem de siyasi hesaplaşmalarda daha belirleyici olabilmesinin önü açıldı. Son tartışmalar ise Saray yönetimi dağılırken içeride yaşanan güç savaşlarını ve kirli ilişkileri daha görünür hale getirdi.

Geçmişte Susurluk skandalıyla bugün de Peker’in iddialarıyla gündeme gelen isimleri hatırlatalım.

ALAATTİN ÇAKICI: Bugün Bahçeli’nin “yol arkadaşım” diye seslendiği Çakıcı, bu örgütlerin liderliğini yapan isimlerden. 1998 yılında yakalanan Çakıcı, organize suç örgütü kurmak, cinayet, azmettiricilik, yaralama gibi suçlardan içeri girdi. İçeride kaldığı süre içerisinde Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle on ay daha ceza alan Çakıcı, AKP-MHP ittifakından yararlandı. 2020’de, Bahçeli’nin af taleplerinin ardından tahliye oldu.

MEHMET AĞAR: Susurluk davasının önemli isimlerinden olan Ağar, kayıp silahlar olarak geçen silahların saklanması konusunda Korkut Eken’e talimat verdiğini ve bunun devlet sırrı olduğunu açıkladı. Yurtdışındaki Türkiye bağlantılı uyuşturucu ticaretinde de kendisine ve Çiller’e uzanan birçok suçlama yapıldı. 2011 yılında suç örgütü yöneticiliğinden Susurluk davasında 5 yıl hapse mahkum edilen Ağar, denetimli serbestlik sayesinde 1 yıl içeride kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Ağar’ın oğlu Tolga Ağar, 2018’de AKP’den milletvekili oldu. Tolga Ağar’ın 2019 yılında hayatını kaybeden Yeldana Kaharman’a tecavüz ettiği ve öldürdüğü iddia ediliyor.

KORKUT EKEN: 12 Eylül sonrası dönemde ve 90’larda birçok insanın kaybedilmesi, öldürülmesi, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve organize suç örgütü liderliğiyle yargılanan Korkut Eken, medyada da Mehmet Ağar’ın sağ kolu olarak geçiyordu. Eken, 90’larda Ağar’ın kurduğu Özel Harp Dairesi’nin başına geçmiş, ardından Kürt illerinde JİTEM örgütlenmesinde de görev aldığı iddia edilmişti. Korkut Eken en son, Mehmet Ağar, Engin Alan ve Abdullah Çatlı ile birlikte, önceden FETÖ tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan Azeri iş insanı Mansimov’un sahibi oldu, Yalıkavak Marina’da birlikte fotoğraf verdi.

ENGİN ALAN: Korkut Eken ve Mehmet Ağar ile birlikte 90’lardaki insan kaçırma, kaybetme, işkence, cinayet ve Kürt iş adamları listesi suçlamalarından yargılanıp suçlu bulunan eski özel kuvvetler komutanı. Balyoz davasında yargılanarak suçlu bulundu, 2014 yılında MHP’den milletvekili seçildi.

VELİ KÜÇÜK: Kürt illerinde terörle mücadele adı altında kaçakçılık, cinayet, işkence gibi organize suçlar işlendiği belirlenen JİTEM örgütlenmesinin kurucusu olmakla yargılandı. Susurluk davasında Çatlı’nın ölmeden önce konuştuğu son kişi olduğu iddia edildi. Hrant Dink’i ölmeden önce telefonla arayarak tehdit ettiği iddia edildi. Ergenekon davasından 2013’te hüküm yedi. 2014’te tahliye oldu.

SEDAT PEKER: Sedat Peker yine 90’larda mafya örgütlenmesi suçuyla yargılanan isimlerin başında geliyor. 2007’de başlayıp 2013’te sonlanan Ergenekon davasının da sanıklarından olan ülkücü mafya lideri Peker, 2013’ten itibaren AKP’ye verdiği destekle gündeme geldi. 2015 yılında En Hayırsever İş Adamı ödülü alan Peker Barış Bildirisi imzacısı akademisyenleri “kanlarında duş almakla” tehdit etmişti. Peker’in, uzun yıllardır aralarında düşmanlık olan Çakıcı tarafından tasfiye edildiği iddia ediliyor.


Soylu ve Bahçeli Çetin’e siper oldu

Peker’in itiraflarıyla devlet-mafya ilişkileri bir kez daha gündeme gelirken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MHP lideri Devlet Bahçeli aynı kişiye siper oldu. Her iki isim de Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’in çete ilişkileri bulunan kişilerle aynı karelerde yer almasını manşetine taşıyan Cumhuriyet gazetesini hedef aldı. “Türkiye’de çetelerin hükmü bitmiştir” iddiasında bulunan Bahçeli, “Milli güvenliğimizin emniyete alındığı bir süreçte, teröristlerin korkulu rüyası değerli komutanlarımızın manşetlerle lekelenmeye çalışılması düşmanca bir tertiptir” dedi. Son dönem peş peşe gazetecileri hedef alan İçişleri Bakanı Soylu da Cumhuriyet Gazetesi’ni hedef alarak “Sizin tarihiniz, derin, kirli ve karanlık ilişkiler tarihidir. Türkiye eski Türkiye değil. Hesabını hukuk önünde vereceksiniz” dedi.


BirGün Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.