İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hayat, öngörü ve gelecek

Deniz Sipahi

KİMSE salgının bu kadar uzun süreceğini düşünmemişti.

Ne devletlerin böyle bir hazırlığı vardı, ne de özel sektörün…
Çok kitap okudum, bu konuları işleyen çok film seyrettim ama bir buçuk yılı bulan bu pandemi dönemini hayal bile edememiştim.
Geçen gün düşündüm.
Kovid 19 salgınının bir pandemiye dönüşebileceğini ve hayatımızı etkileyebileceğini ilk, ne zaman, kiminle konuşmuştuk diye…
2020’nin aralık ayıydı ve İzmir Alsancak’taki Arkas Sanat Merkezi’nde yine güzel sergilerden birindeydik.
İçine girenler bilir.
Fransız Konsolosluğu olarak kullanılan bu binayı Lucien Arkas restore ettirip sanat merkezi haline dönüştürdü.
Binanın bir bölümünde Fransız Konsolosluğu yine devam ediyor.
Sergi açılmış, kalabalık katlar arasında dolaşırken Lucien Arkas ile Napolyon odasında sohbet ediyorduk.
Bay Arkas’ın hayat öngörülerine her zaman önem vermişimdir.
Benim için her zaman akil insan olmuştur.
Başım ne zaman sıkışsa, hayatla ilgili ne zaman bir yol ayrımında olsam ya da bir dost sohbetine ihtiyaç duysam Lucien Bey’i ararım.
Bay Arkas hep gelecekle ilgilenir.
Geçmişin iyi yanları hep aklındadır ama geçmişte kötü gitmiş ayrıntılara takılıp kalmaz.
Böyle bakmayı galiba öğrendim. Bunda Arkas’ın etkisi fazladır.
Hiç unutmuyorum.
O gece, bu konuda beni ilk defa düşündüren bir yorum yaptı.
Dedi ki;
“Herkes farkında değil ama şu Çin’deki virüs hepimizi etkileyebilir. Çok değil, birkaç ay sonra farkına varırız. Galiba birçok şeyi etkileyecek Deniz… Herkes için zor bir süreç başlıyor…”
Elbette ben de dünyadaki gelişmeleri izliyor, Çin’in Wuhan’ındaki bu salgını takip ediyordum ama bütün dünyayı esir alabilecek bir virüsü kim hayal edebilirdi ki…
O gece eve gidince daha önce izlediğim “Salgın” adlı filmi yeniden izledim.
Yine Uzakdoğu’da bir restoranda başlayan hikaye bütün dünyayı sarmıştı.
Ertesi gün birkaç kaynaktan tarihteki salgınlara baktım, okudum.
Doğruyu söylemek gerekirse İspanyol gribi pandemisinin üç yıl sürdüğünü görünce ürkmedim değil.
Ama tıbbın, teknolojinin geldiği noktayı düşününce yine de içim daha rahattı.
Bay Arkas’ın kendi kişisel kütüphanesinde binlerce önemli eser vardır.
Farklı dillerde, farklı alanlarda yazılmış kitaplar…
Lucien Bey’in kitaplar arasında kaybolduğuna çok kez şahit oldum.
Çoğu tarih kitaplarıdır.
İnsanlığa yön vermiş insanların ya da olayların hikayeleri bu kitaplarda var.
Tarihi bilmek, bunu sentezlemek ve geleceği bu bilgilerle şekillendirmek farklı oluyor.
Öngörmek kolay değil.
Başarının sırrı da buradan geliyor.
Bilmek kadar yapabilmenin keyfi de olduğunda ortaya başka bir şey çıkıyor.
Lucien Arkas da benim “iyi ki var” dediklerimden…

Haydi Karşıyaka


Hürriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.