İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye-ABD arasında 1934 Antlaşması

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Emre Kongar

Sevgili dostum emekli Büyükelçi Süha Umar, Avrasya İncelemeleri Merkezi, AVİM’in https://avim.org.tr/Yorum/ adresinde yayımlanmış bir makaleyi yolladı.

Türkiye ile ABD arasında imzalanan bir anlaşma ve bunun sonuçları hakkında ilginç bir yazı.

Bu yazıdaki bilgileri kısaltarak okurlarıma aktarıyorum.

Yukardaki adresten orijinal metne ulaşılabilir.

***

Bilindiği üzere Bakalian-Davoyan davaları Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu’da yaşayan ve sonradan Amerikan vatandaşı olan Ermenilerin mallarına el konulduğu iddiasıyla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk makamlarına karşı açılan tazminat davalarıdır.

Bu davalar ABD’nin Kaliforniya eyaletinde görülmüş olup yaklaşık dokuz yıl sürmüştür.

Davalar sonucunda yerel mahkeme ve üst mahkeme her ne kadar farklı gerekçelerle de olsa her iki aşamada da davaların reddine karar vermiştir.

Şüphesiz bu ret kararları hukuki anlamda çok önemli kazanımlardır ve emsal teşkil edeceklerdir.

Ancak bu emsal davaların yanı sıra 25 Ekim 1934 tarihli Türkiye-ABD Antlaşması işbu davaları hukuki yönden konusuz bırakacak nitelikte bir antlaşmadır.

***

ABD’de görülen bu tazminat taleplerine ilişkin davaların yasal dayanağı Kaliforniya Eyalet Meclisi tarafından 2000 yılında çıkarılan SB1915 sayılı yasadır.

Bu yasa uyarınca, 1915-1923 yılları arasında Anadolu’da yaşamış olan ve Osmanlı Devleti’nin haksız uygulamalarından zarar gördüğünü iddia edenlerin ve/veya zarara uğrayanların alt soylarının Türk makamları aleyhine Kaliforniya mahkemelerinde tazminat davaları açmasının yolu açılmıştır.

***

Lozan görüşmelerinde Türk ve Amerikan heyetleri arasında tehcir ve savaş nedeniyle Anadolu’dan ayrılarak ABD’ye yerleşen ve ABD vatandaşı olan kişilerin tazminat taleplerinin giderilmesi konusu gündeme gelmiş ve heyetler bu konunun Lozan Antlaşması sonrası dönemde görüşülmesine karar vermiştir.

24 Aralık 1923’te oluşturulması kararlaştırılan komisyon ancak 15 Ağustos 1933’te İstanbul’da toplanabilmiştir.

Taraflar arasında aylarca süren verimli görüşmeler neticesinde 13 taksitte olmak üzere 1.300.000,00 USD’nin Türkiye tarafından tazminat taleplerine karşılık ABD’ye ödenmesi hususunda anlaşma sağlanmıştır.

Bu antlaşma aslında günümüzde görülen ve birçok tartışmayı da beraberinde getiren Ermeni asıllı ABD vatandaşlarının tazminat taleplerinin ne denli haksız ve yersiz olduğunu da ortaya koymuştur.

Resmi adı “Metalibin Tesviyesine Mütedair İtilafname” olan antlaşma 25 Ekim 1934 tarihinde Türkiye ve ABD tarafından imzalanmıştır.

Söz konusu antlaşma 2 Ocak 1935 tarihli ve 2896 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Tazminat Antlaşması metni Amerikan Kongresi’nde de 22 Mart 1935 tarihinde onaylanmıştır.

Tazminat antlaşması sadece Ermeni asıllı Amerikan vatandaşlarına yönelik değil, 1915-1923 yılları arası Osmanlı vatandaşı olan ve tazminat almaya hak kazanan Rum, Ermeni ve Yahudileri de kapsamaktadır.

Komisyon’da ABD adına antlaşmayı imzalayan Fred Kenelm Nielsen’in de belirttiği üzere antlaşma bir ülkenin vatandaşlarının diğeri aleyhinde halihazırda açılmış bütün tazminat davalarına son veren bir mahiyet taşımaktadır.

Raporlar uyarınca, Komisyon tarafından 33 talep tazminat almaya hak kazanmıştır. Bu 33 talebin toplam bedeli ise 899.338,09 Amerikan Doları’dır. Görüldüğü üzere, bu miktar esas olarak belirlenen 1.300.000,00 dolardan da azdır.

Bu gelişmeler çerçevesinde 1923 yılından başlayan Türkiye-ABD arasındaki tazminat sorunu 1934 Antlaşması ile herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde sonlanmıştır.

Dolayısıyla, ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’ndeki SB1915 sayılı yasanın esasen ABD’nin imzalamış olduğu bir uluslararası antlaşma ile çeliştiği belirtilmelidir.

ABD’nin hiçbir eyaletinde Türkiye ve Türk makamları aleyhine 1915-1923 yılları arasında doğduğu iddia edilen bir tazminat talebinin dava konusu yapılamaması uluslararası hukukun gereğidir.


Cumhuriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.