Dersim Katliamı’nın 84’üncü yıl dönümünde EMEP Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, HDP İl Eş Başkanı İbrahim Kasun ve Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin’le görüştük.
Orhan KURUL
Dersim
Dersim Katliamı’nın üzerinden 84 yıl geçti. Evrensel’e konuşan HDP Dersim İl Eş Başkanı İbrahim Kasun, “Devlet sadece Dersim’de değil yaptığı bütün katliamlarla yüzleşmeli, savaştan yana değil barıştan yana bir tutum takınmalı” derken, EMEP Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, “Talepler yerine getirilirse o zaman geleceğe dair bu acıların yaşanmayacağı umudumuz artar” dedi.
Tarihe, Dersim Katliamı olarak geçen ve 4 Mayıs 1937 yılında TBMM’de Bakanlar Kurulunun çıkardığı “Dersim Tenkil Kararları” adlı kararname sonucu başlayan katliamın bugün 84. yıl dönümü. Katliamda resmi açıklamalara göre 16 bin, Dersim halkının anlatımlarına ve tanıklara göre 70 bin insan, çoğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere köylerde, mağaralarda, dere kenarlarında; bombalanarak, kurşuna dizilerek, yakılarak, kimyasal gaz kullanılarak, uçurumlardan atılarak öldürüldü. Katliamın 84. yıl dönümünde Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eş Başkanı İbrahim Kasun ve Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin ile görüştük.
“GEÇMİŞ ZİHNİYETLE AYNI PRATİKLER GÖSTERİLDİ”
Aradan geçen 84 yıla rağmen katliamın hâlâ unutulmadığını söyleyen EMEP İl Başkanı Tekin “O günden bugüne büyüklerimizin anlattıkları ve bu anlatılanların ağıtlara ve kitaplara yansımasıyla hafızalarımızda yer etmiş ve etmeye de devam ediyor katliam. ‘Bir isyan var ve bastırılması lazım’ diyerek gerçekçi olmayan bir gerekçeyle o dönem Dersim’de 7’den 70’e kadın-erkek çocuk demeden yapılan bir katliamdır bu katliam. Çünkü geçmişten başlayan ve 37-38’e kadar da hep bir ‘çıban başı’ olarak görülen bir yer olarak tarif edildi Dersim ve bu çıbandan kurtulmak için cumhuriyet yönetimi de geçmiş zihniyetle aynı pratikleri gösterdi.” diye konuştu.
“MUHALEFETİ SIKIŞTIRMANIN BİR YOLU OLARAK KULLANILDI”
2011’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir özürden bahsettiğini ama 10 yıldır buna dair hiçbir adım atılmadığını aktaran Tekin, “Her seferinde ana muhalefeti sıkıştırmanın bir yolu olarak kullanıldı katliam. Siyasi malzeme olarak kullanıldı. Hatta tam tersi durumlarla karşılaştık. Her 4 Mayıs’ta biz Dersim isminin iade edilmesini talep ederken, hatırlarsınız 2019 yılında Dersim Belediye Meclis üyelerinin Dersim tabelasının belediyeye asılması için aldığı karar valilik tarafından itirazla karşılaştı ve bu karar kabul edilmedi.” dedi.
“İKTİDARIN SAMİMİYETSİZLİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Dersim müzesi açma vaadinde bulunduğunu söyleyen Tekin, “Ama müzenin adı Tunceli olarak değiştirildi. Bırakın katliamın sorumlularından hesap sorulmasını en hafif bir talep olan Dersim ismine karşı bu tutum iktidarın samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. O yüzden gerçekten resmi bir özür dilenmesi, katledilenlerin itibarının iadesi, yerleşim yerlerinin isimlerinin geri verilmesi, tazminat ödenmesi, Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması ve arşivlerin tamamen açılması taleplerimizi bu yıl da yineliyoruz. Ancak bu talepler yerine getirilirse o zaman geleceğe dair bu acıların yaşanmayacağı umudumuz artar.” diye konuştu.
“SOYKIRIM OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ”
HDP İl Eş Başkanı İbrahim Kasun “Katliamın nedenlerini incelediğimizde İttihat-Teraki’den başlayan cumhuriyetin kuruluşuyla da yerli yerine oturan ‘Tek ulus yaratma’ fikri bu katliamların en önemli sebebidir.” dedi. ‘Kurtuluş Savaşı’nın’ Kürtlerle birlikte verildiğini ancak sonrasında ‘Lozan’da tapuyu aldıktan sonra’ devletin yönünü Kürtlere çevirdiğini aktaran Kasun “1920’de Koçgiri ile başlayıp, Şeyh Sait, Ağrı-Zilan ve en son da Dersim’le devam eden bu katliamlar silsilesinin toplamını soykırım diye değerlendiriyoruz biz. Kendisine biat etmeyen halkları yok etme politikasıdır bu” diye konuştu.
“‘KORKUNÇ’ OLARAK NİTELEMEK AZ KALIR”
Ancak Dersim’in daha özel bir yerinin olduğunu aktaran Kasun “Doğrudan yaşam modeline ilişkin bir saldırı söz konusudur. En nihayetinde yapılan görüşmeler, verilen sözler unutulmuş ve büyük bir dram yaşanmıştır. Devletin mantığı katliamlarla sorunu çözmek üzerine kuruludur. Dersim’in özel yaşam sistematiği devletin yapısına benzemediği için ‘Eşine az rastlanır’ bir katliam yapıldı Dersim’de. Yapılanları korkunç olarak nitelemek az bile kalır.” dedi.
“KATLİAMLA YÜZLEŞİLMELİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süre önce katliama dair ifade ettiği sözleri ‘Samimi değildir’ diye niteleyen Kasun “Samimiyet; resmi özür dilenmekle, Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin ortaya çıkarılması ile, katliam sürecinde buradan götürülen kadın ve çocukların akıbetlerinin açıklanmasıyla belli olur. Günümüzde de AKP-MHP ortaklığı ile bu süreç devam ediyor. Kürt sorununda devam eden savaş ve yaşananlar bunun devamı niteliğindedir. Bugün halkların yaşadığı ekonomik krizin başat faktörü de bu savaşçı politikalara harcanan bütçeden kaynaklıdır. Sonuç olarak devlet sadece Dersim’de değil yaptığı bütün katliamlarla yüzleşmeli, savaştan yana değil barıştan yana bir tutum takınmalı ve halkların kendilerini rahat ifade edebileceği demokrasinin gelişmesine engel olmamalıdır.” diye belirtti.
“TRAJEDİ AÇIKÇA ORTADADIR”
Dersim Baro başkanı Kenan Çetin, ‘Askeri harekata’ resmi görevli sıfatıyla katılan çeşitli şahısların anlatımlarının devlet tarafından gerçekleştirilen trajediyi açıkça ortaya koyduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2011 yılında yaptığı konuşma sonrasında bir adım dahi atılmadığını söyleyerek “Belirtmek gerekir ki bugüne kadar devletçe herhangi bir resmi eylem ve işlemde bulunulmamıştır. Bu durum insanlık vicdanını en az Tedip/Tenkil süreci ve sonrasında meydana gelenler kadar incitmiştir.” dedi.
Çetin ayrıca; Dersim 1937-38-39 süreci ve sonrasında meydana gelen ihlallerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk çalışmalarına yönelik dokümanlara dahil edilmesini Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri hükümleri çerçevesinde talep ettiklerini de söyledi.
Yorumlar kapatıldı.