Bir şeyin bolluğunu tarif etmek için “sürüsüne bereket” deriz. İnsan dahil kalabalığı anlatmak için de “sürü gibi” ifadesini kullanırız. Peki neden?
Türk Dil Kurumu, ‘sürü’nün dört anlamı olduğunu belirtiyor ve şöyle sıralıyor:
“Evcil hayvanlar topluluğu, bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü, birlikte yaşayan hayvan topluluğu ve yönlendirilebilen insan topluluğu”
Peki, sürünün insan topluluklarıyla ne ilgisi var ve nereden geliyor?
Bu sorunun yanıtını, birçok kitaba ve sözlüğe kaynaklık eden Mehmet Zeki Pakalın’ın ‘Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü’nden alalım:
“Devşirme suretiyle alınan Hristiyan çocuklarının yüzer, yüz ellişer, iki yüzer kafileler halinde sevk edilmeleri yerinde kullanılır bir tâbirdir. Sürü adı verilen bu kafileler, sürücülerle muhafızların nezareti altında hükümet merkezine sevk edilirlerdi. Sırtlarına kızıl aba, başlarına sivri yeşil külah giydirilerek sevk olunan devşirmelerin kaçmamaları ve değiştirilmemeleri için de sıkı tedbirler alınırdı. Devşirme kafilelerine sürü denildiği için onların İstanbul’a gelişlerine de sürü gelmek denilmiştir.”
Yorumlar kapatıldı.