Ermeni Soykırıkmı üzerine çalışmaları olan eski solcu Taner Akçam facebook hesabından yaptığı açıklamada şöyle diyor:
‘’Gazete Duvar röportajımda verdiğim bazı bilgiler, bazı Kürt dostları biraz üzmüş. Ermeni Köylülerin, devletten başka Kürt ağalara ayrı bir vergi verdikleri ve bazı yörelerde, evlenen kızların “ilk gece hakkını” kendilerine sakladıkları… Bunlar, Ermeni köylülerin çektikler eziyetin ve acının sadece uç iki örneğidir. Hınçak ve Taşnak gibi sosyalist örgütleri silahlı mücadeleye iten de bu ve benzeri koşullardı.”
Ermeni Soykırımı üzerine araştırmalar yapıp ünvanlarını bu sorun üzerinden alan Taner Akçam Ermeni ve Kürt halkını birden bire namussuz ilan etti.
Bunun başka bir adı yok: Kürt ağaları ve beyleri, evlenen bir Ermeni genç kızını önce kendi yatağına alıyorsa, bu kelimenin tam anlamıyla namussuzluktur. Başkasına eş olacak bir kadını “ilk gece hakkı” veya başka bir yatağına alan erkek namussuzdur. Diğer yandan, kendisine eş olarak seçtiği kızı ilkin başka bir erkeğin yatağına gönderen erkek ve o erkeğin bağlı olduğu toplum da namussuzdur.
Bunun başka bir adı varsa, buyurun siz söyleyin.
Taner Akçam, evlenen Ermeni kızlarının ilkin Kürt ağalarının ve beylerinin koynuna girdiğini söylemekle iki toplumu namussuz ilan etmiştir.
Türk kimliği ile tanınan ve öğünen Taner Akçam’ın, erkekleri katledilen Ermeni toplumunun kadınlarını ve kızlarını kendi evlerinin ve saraylarının kapatması yapan Türk yöneticilerinin ırz düşmanı davranışlarını teşhir etme yerine; Türklüğün katlettiği iki topluma bu kara lekeyi çalması tesadüfi olmasa gerek. Taner Akçam’ın iftirası derin bir “Türki” anlam içeriyor. Önce iftira atıp, sonra delil toplamaya girişen bu davranışı Türk devlet kişiliğinden iyi tanıyoruz.
Taner Akçam, Kürt ve Ermeni aile yapısını tanımıyor. Bir dönem Ermenilerle Kürtlerin iç içe yaşadığı Kuzey Kürdistan’ı ve geleneklerini de tanımıyor.
Irkı ve dini ne olursa olsun, Kuzey Kürdistan’da yaşayan toplulukların aile gelenekleri birbirine çok benzer. Namus ve ahlak anlayışları da birbirine çok benzer. Kadınını ve o zamanının deyimiyle namusunu koruyamayanların o topraklarda zaten yaşama şansı olmazdı. Karısını başkasına peşkeş çeken veya başkasının karısını “ilk gece” numaraları adı altında yatağına alanın da huzurlu ve onurlu bir hayatı olmazdı.
Bir insan yoksul olabilirdi, ezik olabilirdi, muhtaç olabilirdi, ancak onun karısına göz dikildiğinde o kişi bir kahraman olurdu. Bu durum her ulusun bireyleri için geçerlidir. Ahlak anlayışları ve aile yapıları birbirine çok benzeyen o zamanın Ermenileri için bu çok daha geçerliydi. Yani öldürmeden veya soykırıma uğratmadan korkutarak veya “ilk gece hakkı” diyerek bir Ermeni ailesinin elinden karısını veya kızını almaya kalkmak öyle kolay değildi. Hiçbir toplumun kadınını ve kızını elinden alamazsınız. Bu “ilk gece hakkını” Ermeniler kaç asır sineye çekti? Bu konuda Taner Akçam’ın bir bilgisi var mı?
Amerika, İngiltere, Türkiye veya Kürdistan’da bir derebeyi, bir ağa gücünü kulllanarak çevredeki ilgisini çeken kadınları taciz etmiştir. Bu başka bir şeydir. Taner Akçam’ın söylediği ise bambaşka bir şeydir. Onun yazdıklarına bakılacak olursa, Ermeniler kadınlarını ve kızlarını ilkin Kürt ağa ve beylerinin yatağına gönderiyormuş. Bu bir gelenekmiş.
Ne ayıp ve ne berbat bir iftira!
Taner Akçam’ın söylediğne göre:
“Hınçak ve Taşnak gibi sosyalist örgütleri silahlı mücadeleye iten de bu ve benzeri koşullardı.”
Taner Akçam gerçekten Kürtleri ve Ermenileri tanımıyor. Taner Akçam Kürdistan’daki yerleşik Türkleri de tanımıyor.
Ama ben tanıyorum. Ortaasya’dan gelen Türklerin ilkin yerleştiği Ahlat doğumluyum. Ahlat Ortaçağ’ın en büyük Ermeni, Kürt ve Türk nüfusunu barındırırdı. Bin yıl kadar önce Ahlat’ta meydana gelen şiddetli bir depremden dolayı 120 Ahlatlının Kahire’ye göçtüğü söylenir. Mısır’ın başkenti Kahire’de eski Ahlatlıların oluşturduğu semtler varmış. Nemrut patlamasını ve Vangölü’nun oluşumunu bilirim. Çerkez, Tatar, Kürt, Türk ve Ermeni köylerinin birbirinin namusuna ne kadar saygılı olduklarını bilirim. Çünkü o toprakların çocuğuyum. Söylencelerini ve hikayelerini bilirim. Gelenek ve göreneklerini bilirim. Her toplumun ne kadar katı bir namus anlayışına sahip olduklarını ve sadece bir konuda, o da kadın konusunda her toplumun bireylerinin tereddütsüz cinayet işlemeye hazır olduklarını bilirim. Böyle bir şey ne duydum, ne gördüm, ne de böyle bir konunun hikayesini dinledim.
Aksine Ermenilerin de en az Kürtler ve Türkler kadar kadınlarının şeref ve onurlarına düşkün olduklarını duydum.
Taner Akçam, için dışarıdan şöyle bir uğramış bir kaç yabancının tarih olmuş uzak yazıtları arasında iftirasına kılıf arıyor.
Boşuna uğraşmasın. Böyle bir belge bulunamaz. Böyle bir belge öne sürülse bile gerçekle bağlantısız boş bir belgedir. Taner Akçam’ın iftira savunmaları işe yaramıyor.
Kürt ve Ermeni halkına, onların şeref ve onurlarına hakaret etmiştir.
Kürtlere ve Ermenilere sür git hakaret edenlerin kimliğini ve kişiliğini çok iyi tanıyoruz.
İlk yorum yapan siz olun