Türkiye, dünyanın birçok ülkesi ve kurumları gibi, legal ya da illegal örgütlerin iftirasına, hakaretine ve saldırısına uğradı, uğruyor ve uğrayacak.
En son Amerika Birleşik Devletleri isimli, haydut ve terörist destekçisi bir ülkenin başkanı Joe Biden tarafından “soykırım” yalanı ile suçlandı.
ABD dışında aralarında Rusya, Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Fransa, Yunanistan, İtalya, Hollanda, İsveç, İsviçre, Suriye, Yunanistan, Ermenistan ve Vatikan’ın da bulunduğu toplam 31 ülke daha önce sözde “soykırımı” tanıyarak aynı yalana ortak oldular.
31 ÜLKE AYNI YALAN
Hiçbir tarihi gerçeğe uymayan bu yalanı 31 ülkenin siyasetçileri hep bir ağızdan söyleyince gerçek oluyor mu? Karşılıklı ilişkilerde olumlu-olumsuz bir etkisi oluyor mu? Elbette hayır…
Aralarında Türkiye’nin düşmanları da bulunan ülkeler bu yalanı söylerken bazı suçlamalarda bulundular. Ama hepsi belli sınırlar içinde kaldı.
Türkiye Cumhuriyeti bu konudaki iddiaların ortaya atıldığı 100 yıldan fazla bir süredir ilk kez bu denli alçakça ve iğrenç bir iftira ve hakaret ile karşı karşıya kaldı. Bunu yapan da yabancı ya da düşman bir ülke ya da grup veya örgüt değil, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası üzerine namus ve şeref sözü vererek TBMM’ye girmiş milletvekilleri olan Halkların Demokratik Partisi (HDP).
Biden’ın açıklamalarının içeriği fazla tartışılmadı. Çoğu kişi sadece “Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin!” başlığını gördü.
PKK VE ASALA SÖZCÜSÜ
HDP’nin 24 Nisan 2021 tarihinde yaptığı açıklama; bu partinin yalnızca terör örgütü PKK’nın değil, Türk diplomatları katleden Ermeni Asala terör örgütünün de sözcüsü olduğunu hatta ondan da beter olduğunu gösterdi.
Ne demek istediğimi anlamak için, bu açıklamanın içeriğini mutlaka okumanız gerek. Bilmiyorum suç mu işliyorum ama şahsi yorumumu sona saklayarak, HDP’nin bu alçakça iftira ve yalan dolu açıklamasını sizlere aynen aktarıyorum:“Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin!
24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı’nın başladığı gün oldu. Ermeni halkı, bin yıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda katledildi. Anadolu Hıristiyansızlaştırıldı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi.
Türkiye Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarladı, yüzleşilmeyen suç, bugünlere taşındı. Büyük suç cezasız kaldı, ayrımcılık ve nefret suçları sıradanlaştı.
Ermeni Soykırımı her şeyden önce; insani, hukuki ve toplumsal bir mesele olarak bugün adil bir şekilde yüzleşilmesi ve kabul edilmesi gereken bir meseledir. Bu mesele hem iç siyasi hesaplaşmalara hem de dış siyasetteki politik muhasebe ve konumlanmalara kurban edilecek bir mesele değildir. Bu tarihsel, toplumsal ve insani meselenin, devletlerarası siyasette Türkiye ile yaşanan ilişkilerin ve politik konjonktürün bir sonucu olarak gündeme getirilmesi kabul edilemez. Ermeni Soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır.
Ermeni Soykırımı, yüzyılın başında devlet içindeki karanlık odakların ve katliamcı çizginin halklara reva gördüğü bir siyasetin sembolü haline gelmiştir. Rum, Süryani, Keldani, Kürt, Alevi ve Ezidî halklarına reva görülen ve bugün de sürdürülen katliamcı siyasetin şifrelerini ve soykırım mekanizmasının mahiyetini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu katliam ve kıyım mekanizmasıyla yüzleşmek, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin, bir arada ortak yaşamın olmazsa olmazıdır.
106’ncı yıldönümünde bu toprakların kadim halkı olan Ermenilere karşı gerçekleştirilen soykırımı, yaşanmış olan büyük felaketi ve insanlık trajedisini yüreğimizde hissediyor, katledilenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.
Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu”
SİYASİ MEVTA HDP
Bırakın “Ermeni Soykırımı” yalanını sahiplenmesini, bırakın sözde “utançla yüzleşme” zırvalıklarını, Türkiye ne zaman Rumlara, Süryanilere, Keldanilere, Kürtlere, Alevilere, Ezidilere katliamcı siyaset, soykırım yaptı?
HDP hangi hakla “bugün de sürdürülen katliamcı siyasetin şifreleri ile soykırım mekanizmasından” söz edebiliyor?
Türkiye bugün kime karşı böyle bir politika izliyor?
Ama onların derdini biliyoruz, terörist PKK’lılar etkisiz hale getirildikçe kahroluyorlar. En çok oy aldıkları Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde, anneler partinin il binalarının önünde evlat nöbeti tutuyor. Toplumsal desteği gitgide erirken PKK’nın sözcülüğünden ileri gitmeyen faaliyetleri, partinin meşruiyetini de sorgulatıyor. Hukuken akıbetini ise hakkında Anayasa Mahkemesi’nde açılacak dava ortaya koyacak. Tüm bunların üzerine bu “soykırım yalanı” açıklaması HDP’yi siyaseten mevta haline getirdi.
BİLİYORUM, ‘UTANMAZSINIZ’
Böyle olduklarını, daha beter olacaklarını biliyorduk. Şimdi bunlara oy verenler ve siyaseten işbirliği yapanlar ne düşünüyor merak ediyorum. PKK yanında Asala sözcülüğü yapan, yalan ve iftiralarla dolu bu açıklamayı yapan HDP ile üstü kapalı da olsa ittifak ilişkisine giren partiler ve HDP’ye oy veren seçmenler; bu utançla yüzleşecek misiniz? Cevabınızı biliyorum, “Neden utanalım?” diyeceksiniz.
Evet biliyorum, “Utanmazsınız”.
İlk yorum yapan siz olun