***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
|
Deniz Yıldırım
Ülkeyi yönetenler için bütün kararların merkezinde öncelikle ekonomi var. Ekonomi dediysem, halkın ekonomisi değil. Halk odaklı ekonomi olsa ekmekler küçülmez, alım gücümüz düşmez, gençler işsiz kalmazdı. Ve bu dar çıkarcı programın ülkeyi getirdiği ekonomik durum salgınla mücadelede gerekli tedbirlerin zamanında alınmasını da engelliyor. Ekonomik durum, kış bittikten sonra alınan, gecikmiş kapatma kararı sırasında halkın güvencesiz çoğunluğunu, işsizi, işçiyi, esnafı korumasız bırakıyor. Ekonomik durum, tam kapatma görüntüsü altında, üretim, imalat, inşaat alanındaki şirketleri istisnai kılıyor, bu sahalardaki emekçi çoğunluğu yine işe koşuyor. Ekonomik durum, başka zaman, özellikle de seçim dönemlerinde büyük güçlere “meydan okuyan” iktidarın, Biden’ın soykırım adlandırmasına tepkisinin gecikmesine ve oldukça cılız kalmasına yol açıyor. Millilik, bağımsızlık, yüksek yüksek binalar dikmekle olmuyor. Baskı düzeninin kökeninde de bu çarpık ekonomik düzen var. Artan işsizlik koşullarında, insanlar işini kaybetmemek için daha ağır şartlarda çalışmaya, sendikasız, güvencesiz şekilde patronlar ve arkasındaki iktidar karşısında yapayalnız kalmaya, salgınla yüz yüze eve ekmek parası götürmeye zorlanıyor. İtiraz eden işten atılsın; itiraz edene, dini siyasete, ticarete alet edenler, bunun bir sınav olduğunu söylesin, sömürüyü dinle haklı göstermeye çalışsın. Ekonomik zor düzeniyle ideolojik düzeyde din siyaseti böyle birleşiyor. İkisinin de yetmediği yerde ise baskı, korkutma, tehdit, zor gücü devreye giriyor. Bu üçlü işleyiş, yeni rejimin ayaklarını oluşturuyor. Salgın, var olan bu durumu sadece daha da görünür hale getiriyor. Şimdi yeni açıklanan tedbirlere bakalım. Tam kapatma mı? Değil, onlarca istisna tanımlanmış. Fabrikalar çalışsın, inşaatlar yükselsin. Para lazım. Marketler çalışsın, zincirler büyüsün. Kaldı ki bu kapatma kararının uygulanacağı gün sayısının yarısı (toplamda) hafta sonu tatillerine ya da bayram tatiline denk geliyor. Dolayısıyla bu “tam kapatma” görüntülü tedbir için bile, bayram tatiliyle birleştirmek adına ramazanın ikinci yarısı beklenmiş gibi. Bu arada ölenler öldü, hastalananlar hastalandı. Pazartesi açıklanan tedbirlerin ardından ilk görüntüler de ortada. İnsanlar şehirlerden kaçmak, bayram tatiliyle birleşen kapatma sürecini memleketlerinde, büyük olasılıkla köylerinde geçirmek için yollara düşüyor. Köylerdeki yığılmalar, toplu bayramlaşmalar nasıl denetlenecek? İstanbul gibi vaka yoğunluğunun ilk sırada olduğu şehirden diğer şehirlere dönük bu dağılmanın virüsün yayılımına etkileri nasıl engellenecek? Umalım ki denetimler sıkı olsun. YENİ TEDBİRLER Gerçekten yurttaşı düşünen, gerçekten yurttaşa öncelik veren bir salgınla mücadele yöntemi geliştirilseydi, yönetenler gerçek tedbirleri, hiçbir istisna yaratmadan, kendileri lebaleb kongreler toplamadan, kalabalık cenazelere katılmadan, zamanında uygularlar ve devletin kaynaklarını salgında ekmeği küçülen, işini kaybeden, geçim dertleri çoğalan yurttaşlara dönük olarak seferber ederlerdi. Öyle olmadı. İşin kötüsü aşı takvimi de yavaşladı. Bu arada, ülkenin döviz ihtiyacını karşılamak için turiste ihtiyaç var ve vaka sayısını düşürme arayışının bu hedefle açık bağlantısının olduğunu söylemeye gerek yok. Önce tedbirler yeterince alınamıyor; ekonomik durum yüzünden. Sonra tedbirler geç vakitte, yarım yamalak alınıyor. Yine ekonomik durum yüzünden. Her kararı döviz ihtiyacı belirleyince, “128 milyar dolar nerede” sorusunun niye bu kadar önemli olduğu da daha iyi anlaşılıyor. Peki, ekonominin bu durumda olmasının sorumlusu kim? Halk mı? Muhalefet mi? Kötü yönetimin bedelini niye biz ödüyoruz? Sorunları çözemediği gibi derinleştiren, her gün bir başka skandalla çalkalanan, ülkenin bugününü, çocukların ve gençlerin yarınını ellerinden alan baskıcı anlayışla yol yürünmüyor. Türkiye’nin demokratik, kaynakları halk için kullanan, bilimle hareket eden, yurttaşı öncelikli gören bir program etrafında yeni bir iktidara ihtiyacı var. Çözüm demokraside, siyasette. |
Yorumlar kapatıldı.