***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
|
Necati Doğru
Tarihçiler söylüyor: Anadolu toprağı, Akdeniz havzası birlikte yaşayıp beraber var olmanın tarihidir. Bu topraklarda insan gülü düşünürken gül olur. Bülbülü düşünür bülbül olur. Gün gelir; bu Anadolu topraklarında “milletlerin-dinlerin- mezheplerin kanun ve kuralları gerekiyorsa iptal olur” ve insan kimliği öne geçer. Türk Ermeni ayrılmaz. Kürt Türk bölünmez. Arap Acem vuruşmaz. Musevi Müslüman çatışmaz. İslam Hıristiyan boğazlaşmaz. Anadolu topraklarında Türkler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Araplar, Kürtler, Batı emperyalizmi, ABD fesat ve bölücülüğü paslı bir hançer yapıp araya “ikilik- ayrılık- benlik- üstünlük” koyuncaya kadar yüzyıllarca birlikte yaşadılar. Bu birliktelik; Türkülere, deyişlere, öykülere girmiştir. Gaziantep Türküsü, “Ermeni bir kıza aşık olan Türk oğlanın bu evliliğe izin vermeyen ailelere, dinin kurallarına, mezheplerin kanunlarına birlikte başkaldırı” çağrısıdır. Bahçelerde mor meni. Verem ettin sen beni. Ya sen İslam ol ahçik. Ya ben olam Ermeni. Ben sana yandım gelin. Yanağı allı gelin. ★★★ Onlar kavuşurlar. Anadolu toprağı şahittir. Malatya’dan… Arapgir’den… Pötürge’den… Kayseri’den… Adana’dan… İstanbul Üsküdar’dan… Ruhban Okulu’ndan… Yozgat Çat’tan… Boğazlıyan’dan… Sivas Zara’dan.. Özetle Edirne’den Van’a kadar Anadolu’nun her yerinde; “ya sen İslam ol… ya ben olam Ermeni…” diye birlikte beraber yüzyıllarca yaşadılar. Her kaynaktan araştıran gerçek ve dürüst tarihçiler söylüyor: Ne zaman ki, Fransız Katolik ve Amerikan Protestan din yayıcıları Osmanlı Dönemi’nde Anadolu’ya geldiler ve Ermenilere, “Siz Hıristiyan olarak Müslüman ve Türkler’den üstünsünüz. Niçin onlarla birlikte onların yönetimi altında yaşıyorsunuz” zehrini akıttılar; ayrılık- benlik- üstünlük gütme başladı. ★★★ Yine tarihçiler söylüyor: 1914- 1918 Birinci Dünya emperyalist paylaşım savaşı patlayınca Ermeni milliyetçileri, Van’daki Türk Müslüman mahallelerini yakıp yıktılar, Van Şehri’ni Osmanlı Devleti’nden koparıp, kentin kapılarını Rus ordularına açtılar. Ve Van’a komşu kentlerde de aynısını yaptılar; ilk yerlerinden edilip kaç- kaça zorlanan Türkler oldu. Osmanlı Devleti de Almanya ile birlikte savaşa girdiği için “Alman Genel Kurmayı’nın önerisi ve zorlaması ile Ermeni nüfusunun çoğunluğunu cephelerden uzak yerlere tehcir etme” kararı aldı. Tehcir (göçe zorlama) sırasında yolda saldırılar oldu; acılar, ölümler, dramlar, insanlık dışı eylemler yaşandı. Osmanlı yönetiminin bu saldırıyı yapanlardan yakaladıklarını mahkemeden geçirip idam ettikleri oldu. Yine tarihçiler söylüyor: Bu bir soykırım değildi. Büyük savaş sırasında devlete isyan eden ve düşman ordusuyla işbirliği yapanları cephe uzağına göçe zorlamaydı. Bu bir insanın kangren olmuş kolunu kesmeye mecbur kalması gibi bir zorunluluktu. Osmanlı yıllarca en itibarlı yere koyduğu Ermeni vatandaşlarını göçe zorlamayla yüz yüze gelmiş fakat sivilleri ve çocukları koruyacak planlamayı yapamamıştı. ABD Başkanı! Şu gerçeği bilmez mi? Bilmez olur mu? “Soykırım” dedi. Siyasi çakallık yaptı. TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç) Lozan görüşmelerinde! Yine tarihçiler söylüyor: Kurtuluş Savaşı verilmiş Lozan görüşmeleri başlamıştı. İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, “Ermenilere Doğu Anadolu’dan toprak verilmesini” dile getirdi. İsmet İnönü, “Türkiye’nin Ermenilere verecek toprağı yok ama Türkiye’de kalacak Ermeniler bu ülkede güven içinde dostça yaşayabilecekler” dedi. Lord Curzon’un aynı önerisini daha sonra ABD temsilcisi tekrarladı ve Lozan Antlaşması’na özel bir madde eklenmesini istedi. İsmet İnönü, “Anadolu’da Ermenilere herhangi bir otonom tanınmayacağını” dile getirdi. https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/necati-dogru/bidenin-yaptigi-siyasi-cakallik-6396118/ |
Yorumlar kapatıldı.