***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
|
Hilal Kaplan
ABD Başkanı Biden, yıllardır Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde sallanan “soykırım” şantajını sona erdirdi ve meşum kelimeyi kullanarak Türkiye düşmanlığını bir kez daha tescillemiş oldu. Böylesi anlarda, muhalefete baktığımızda ise “yavuz hırsız”ın hiç suçu olmadığını görüyoruz! Zira Amerika’yı suçlayan tek kelime sarf etmemeye azami özen gösteriyorlar. Mesela Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin yanlış dış politikasının maliyeti” demiş. Hatta CHP’nin İngilizce hesapları bile Biden’a tepki göstermek yerine, “AKP’nin ihtiyatsız dış politikasının Türkiye’yi getirdiği yer”e işaret etmiş. Biden’a kınama yok. 24 Nisan açıklamasına da “hata” (mistake) demiş; o kadar! 1915’e soykırım dediği bilinen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise parti açıklamasını dahi paylaşmamış ve susmayı tercih etmiş. İyi Parti lideri Meral Akşener ise altı paragraflık bir açıklama yayınlayıp, bir cümlede Biden’ı kınarken, diğer paragraflarda “yeterince sert tepki vermeyen” hükümeti suçluyordu. Peki, iki devlet ilişkilerinde çıkan krizi yeterince büyük bulmayan Akşener, Biden’a gıkını çıkaramayan ittifak ortaklarına, kendi İstanbul İl Başkanı’nın kankası olan Kaftancıoğlu’na karşı neden üç maymunu oynuyor? Devletler arası krizi büyütme önerisi yapmak kolay, üç-beş oy kaybetme kaygısıyla ittifak ortağına ses çıkarmak zor herhalde?! Yine “muhafazakâr maskeli Amerikancı”larımızdan Ali Babacan ne demiş diye baktım. Şahsi olarak hiçbir şey dememiş; partinin resmi açıklamasını paylaşmış. Onun başlığı da şu: “Uluslararası alanda küçük düşürülmemizin nedeni dış politikada kötü yönetimdir” Hele hele açıklamada “ABD Kongresi’nde dostumuz kalmamıştır” gibi bir cümle var ki görüp de ağlamaklı olmamak ne mümkün! İşin doğrusu şu: Eskiden ABD’nin “uydu-ülkeleri”nden birisiydik. Çıkarımıza uygun bir dış politika uygulama gücümüz yoktu. Bugün Dağlık Karabağ’dan, Libya’ya değin geniş bir coğrafyada ABD çıkarlarıyla çelişen ve kendi menfaatlerimizi önceleyen başarılar elde edebiliyoruz. Bu yüzden ABD’nin “havuç-sopa” politikasının parçası olan “Bak soykırım derim” şantajı artık işe yaramıyor. Türkiye’nin, Amerikan Başkanı’nın ağzından çıkan kelimeye göre küçük düşebileceğini sananlar, karakterlerinin küçüklüğü ile Türkiye Cumhuriyeti’ni karıştırmasınlar. Bu kafaya kalsak, ABD ülkemizi işgale gelse, “hükümetin kötü yönetimi yüzünden oldu, buyrun gelin” deyip geçecek korkarım. |
Yorumlar kapatıldı.