***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
|
Türklerin zalim ve soykırımcı olmadığını vurgulayan Emekli Tümamiral Yaycı, Biden’a sert tepki göstererek, “Bizden daha merhametli bir millet yoktur. Asıl Ermeni çete liderleri tarafından Türkler ve Müslümanlar soykırıma uğramıştır. Bunu belgeleriyle ortaya koymak için hızlıca enstitü kurmalıyız. Proaktif politika izlemeliyiz. Bu konuda kesinlikle müzakere edilmemeli, masaya oturulmamalıdır. Devlet yetkililerinin en ufak niyet bile belirtmemesi gerekiyor. Yoksa mahkeme kararının yerine geçer, aleyhimize kullanılır” dedi.
BAU Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı ve Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelemesine ilişkin çok sert konuştu. Doç. Dr. Yaycı, “Biz hiçbir zaman zalim, mezalim ve soykırımcı bir millet olmadık. Her zaman hakların dinlerine ve dillerine saygı gösterdik. Bizden daha merhametli bir millet yoktur” diye konuştu. BİDEN SADECE BUNUNLA YETİNMEYECEKTİR Türk-Amerikan ilişkilerinin derin yara aldığına dikkat çeken Doç. Dr. Yaycı, “ABD Başkanı Joe Biden’ın 40 yıllık senatörlük kariyeri boyunca tüm Ermeni sözde soykırım tasarılarının yanı sıra, 1974 sonrası Türkiye’ye ambargo uygulanması da dahil aleyhimize tüm Rum ve Yunan lehtarı tasarıların da ya hazırlayıcısı ya da imzalısı olduğunu bilmek ve hatırlamak lazımdır. O nedenle bu açıklamaları normaldir. Biden başkan seçildikten sonra buna hazırlıklı olmak gerektiğini ifade etmiştim. Açıklama, Türk-Amerikan ilişkileri açısından büyük bir darbedir. Biden sadece bu söylemle de yetinmeyecektir. Hiç olmamış, sanal, sözde Pontus Soykırımı’nı da gündeme getireceğini bilmek lazım. O nedenle tedbirli olmalıyız” diye konuştu. HUKUKUN GERİ İŞLEMEZLİK İLKESİNİ HATIRLATTI Biden’ın ‘soykırım’ demesinin hukuken hiçbir şey ifade etmediğini söyleyen Doç. Dr. Yaycı, “Çünkü Birleşmiş Milletler’de Soykırım Sözleşmesi 1948 yılında kabul edildi. Doğu Perinçek’in İsviçre davasında da teyit edildiği üzere, bir olayın ‘soykırım’ olarak tanımlanabilmesi için yetkili mahkemenin mutlaka karar vermiş olması gerekir. Ama herhangi bir yerel mahkemeden böyle bir karar söz konusu değil. Uluslararası ceza mahkemesi bugün gelip bakamaz çünkü hukukun geriye işlemezlik ilkesi vardır” ifadelerini kullandı. ASLA SOYKIRIM OLMAMIŞTIR Tarihi gerçekler olduğunu ve onları ortaya koymak gerektiğini aktaran Doç. Dr. Yaycı, “Asla soykırım olmamıştır. Aslında soykırıma uğrayanlar Türk ve Müslümanlardır. Bunun çok açık bir şekilde dile getirilmesi lazım. Erzurum, Elazığ, Kahramanmaraş, Kars gibi Türkiye’nin birçok ilinde Ermenilerin yaptığı zulümler belgeleriyle vardır. Türkiye, proaktif bir politika izlemelidir” dedi. TÜRKİYE ŞİMDİ NE YAPMALI? Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Hemen Yunan ve Ermeni mezalimlerini belgelemek üzere enstitü açmalıyız. Yerel mahkemelerden görgü tanığı ifadelerini belgelere dönüştürmeliyiz. Yine yerel mahkemelerde bunları tescil ettirmeliyiz. TBMM’de Ermenilerin, Türk ve Müslüman soykırımı yaptığını karara bağlamalıyız. Bu kararlar elimizde bulunmalıdır. Bugün büyük güçler, hukukun geriye işlemezlik ilkesini göz ardı ederek uluslararası ceza mahkemesine bu meseleyi götürüp, yeni bir karar aldırabilir. O zaman Türkiye’nin uluslararası prestiji, saygınlığı zedelenir. Onun için önceden yön almalıyız. Onların yaptıklarının önlerine koymalıyız” diye konuştu. BİDEN’A MEKTUP YAZDI Biden açıklama yapmadan önce ona mektup yazdığını söyleyen Doç. Dr. Yaycı, “Başlığı da ‘iddia edilen soykırım koca bir yalandı ama Ermenilerin Türklere ve Müslümanlara yaptığı soykırım tamamen gerçektir’ diye attık. Mektupta böyle bir şeyin olmadığını kendi bilim insanları ve kurumlarının söylediğini dile getirdik. Zamanında Ermeni çete liderleri Türksüz ve Müslümansız bir Anadolu istediklerini söylemişlerdir. Bütün gayretleri de bu yöndedir. Mektupla imza kampanyası da başlattık. İmza kampanyası devam ediyor, sitemize girip destek olabilirler. Yeterince imzaya ulaşıldığında mektup Biden’ın e-postasına düşecek” ifadelerini kullandı. TÜRKİYE’YE TAZMİNAT DAVASI AÇMAYA KALKACAKLAR Meselenin müzakere edilmemesini vurgulayan Doç. Dr. Yaycı, “Şimdi tazminat davaları açmaya kalkacak. Sigorta şirketleri, Türkiye’ye dava açacak, cesareti bulacak. Türkiye’de bile bazı hukuk şirketlerinin tazminat ve sigorta davası için hazırlık yaptığı duyumları alıyoruz. Burada büyük paraların döneceği söyleniyor. Türkiye’nin hiçbirini kabul etmemesi gerekiyor. Eğer Türkiye, ‘oturalım, konuşalım’ teklifini kabul ettiği an, ‘onlar da soykırımı kabul ediyor’ diyecekler. Bunun hukuki bir geçerlilik sayıp, bizi ‘soykırımcı’ ilan edecekler. Kesinlikle müzakere edilmemesi, masaya oturulmaması lazım. Bu konuda devlet yetkililerinin en ufak niyet bile belirtmemesi gerekiyor. Yoksa mahkeme kararının yerine geçer, aleyhimize kullanılır. Bazı çevreler ‘özür dileyim, oturup, helalleşelim’ diyecektir, özür kampanyaları yapılacaktır, hepsinin arkasında ‘soykırım’ lafını kullanan kesim var” dedi. BİDEN YÖNETİMİ AKLINI BAŞINA ALSIN Doç. Dr. Yaycı, “ABD yaptığı açıklamada İstanbul için ‘Constantinople’ diyor. Bu açıklamayla ABD, Türkiye’nin varoluşuna direkt karşı olduğunu gösteriyor. Amerika, Türkiye için doğrudan tehdit oluşturuyor. Burası İstanbul’dur. Türk topraklarıdır. Biden yönetimi aklını başına almalıdır. Biden’nın ‘ömrümüz Kürt devletini görmeye yetecek’ dediğini de hatırlatırım. Bundan sonra tüm bunlara hazırlıklı ve tedbirli olmalıyız” diye konuştu |
Yorumlar kapatıldı.