İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Davutoğlu’nun Urfa ziyareti: Hep çözüm sürecinin arkasında durdum

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Urfa ziyaretinde anadilde eğitimin hak olduğunu dile getirdi. Davutoğlu çözüm süreciyle ilgili “Hep arkasında durdum” dedi ve sürecin bitmesinde PKK’yi suçladı.

Mustafa Zengin

URFA – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu çeşitli temaslarda bulunmak üzere son iki gün Urfa’daydı. Kilis’te başlattığı bölge ziyaretini, Maraş ve Antep üzerinden devam ettiren Davutoğlu’nun son durağı Urfa oldu. Gelecek Partisi lideri, büyük bir araç konvoyu ile önce Birecik ilçesine uğradı ve orada vatandaşlarla buluştuktan sonra Urfa merkeze geçti. Davutoğlu, Urfa programının ikinci gününe basın mensupları ile yaptığı bir toplantıyla başladı. Davutoğlu, aralarında Mustafa Nedim Yamalı, Selim Temurci, Serkan Özcan, Sema Silkin Ün gibi isimlerin bulunduğu partinin üst düzey yöneticileri ve Gelecek Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Abdullah Yeşil ile birlikte kameraların karşısına geçti.

‘HALK, PANDEMİ BAHANESİYLE EKONOMİK SORUNLARIN MEŞRULASTIRILMASINDAN BIKTI’

Konuşmasına 11 Nisan Şanlıurfa’nın Kurtuluş Günü’ne ve Urfa’nın İstiklal Savaşı’nda verdiği mücadeleye değinerek başlayan Davutoğlu, Urfa’da son zamanlarda özellikle kırsal mahallelerde yaşanan elektrik ve su kesintilerine, esnaf ve çiftçilerin yaşadığı sorunlara, tamamlanması beklenen Şehir Hastanesi’nin bir türlü tamamlanmamasına, insan hakları meselesi olarak nitelediği mevsimlik tarım işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarına ve Urfa’nın tarımsal, ticari ve coğrafi açıdan stratejik önemine dikkat çekti.

Açıklamasında halkın, pandemi bahanesiyle ekonomik sorunların iktidar tarafından meşrulaştırılmasından bıktığını, bir korku iklimi ve psikolojik baskı oluştuğunu savunan Davutoğlu, aşı gibi konularda da iktidarın halka karşı duyarsız davrandığını ifade etti. Ahmet Davutoğlu, ayrıca yazar İlhami Işık’ın da partilerine katıldığını duyurdu ve orada parti rozetini taktığı İlhami Işık’ın partide genel başkan danışmanlığı görevini yürüteceğini söyledi.

‘GELECEK PARTİSİ AK PARTİ’NİN DEVAMI NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR’

Sorular kısmında kendisine yöneltilen Gelecek Partisi’nin diğer partilerden farkının ne olduğu sorusu üzerine konuşan Gelecek Parti Genel Başkanı, AK Parti’den ayrılış sürecine değindi ve şunları söyledi:

“2016 Nisanı’nda Şanlıurfa’ya geldiğimizde ülkenin gündeminde siyasi etik yasası, siyasi ahlak yasası vardı. Türkiye’nin gündeminde imar yasası vardı. Türkiye’nin gündeminde ihale yasası vardı, Türkiye’nin gündeminde siyasetin finansman yasası vardı. Yani başbakan olarak takip ettiğim, gördüğüm tablo çok ciddi bir siyasi ahlak çürümesi olduğu, başladığı ve buna neşter atılması gerektiği yönündeydi.”

Kendi döneminde hazırladığı bin 357 adımdan oluşan ekonomik reform paketinden rahatsız olanlar olduğunu ve kendisine karşı ‘imar rantlarına ve yolsuzluklara dayanan bu çarkın sürmesini isteyenler’ tarafından ‘trol çevrelerinin’ organize edildiğini dile getiren Davutoğlu, “şu anda Gelecek Partisi, asla AK Parti’nin devamı niteliğinde bir parti olmamaktadır. O zaman verdiğimiz mücadelenin temel ilkeleri bugün geçerlidir” dedi.

‘ÖTEKİLEŞTİRME POLİTİKASINA KARŞI CEVABIMIZ KAPSAYICILIKTIR’

İnsan onuru ile başlayan en özgürlükçü parti programının Gelecek Partisi’ne ait olduğunu savunan Ahmet Davutoğlu, “Kurucularımız arasında Türkiye’nin en geniş kadrosu vardır. Yani bu iktidarın ötekileştirme politikasına karşı bizim cevabımız kapsayıcılıktır. Türkiye demokrasi tarihinde ilk defa bir Ermeni, Süryani, Rum vatandaşımız da kurucu olarak partimizde bulundu ve her türlü ötekileştirmeye karşı Türkiye’nin her kesimini temsil eden bir kurucular kadrosu, bir parti programı ile çıktık” ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi’nin diğer partilerden farklı olduğu noktalar konusunda ilk farkın, partilerinin dışlama, kutuplaştırma karşıtı oluşunu kaydeden Ahmet Davutoğlu, diğer farklarla ilgili olarak da düşünce özgürlüğüne, adalet ilkesine, siyasi ahlak konusuna, ehliyet ve liyakata dayalı bir yönetim anlayışına ve ekonomi konusundaki tutumlarına değindi.

‘90’LI YILLARA EGEMEN OLAN DİL VE POLİTİKALAR TEKRAR HORTLADI’

Ötekileştirme ile bölgesel sorunları kastettiğini belirten Gelecek Partisi lideri, Türkiye’nin 90’lı yılların diline geri döndüğünü vurguladı ve şunları ifade etti: “AK Parti’nin bugün kullandığı dil ile 90’lı yıllardaki geçmiş hükümetlerin, hiç isimlerini zikretmeyeyim, rahmetli Erbakan’ın bir dönem kullandığı dili hariç tutarsak, 90’lı yıllara egemen olan dil bugün tekrar hortladı. 90’lı yıllara egemen olan politikalar bugün tekrar hortladı.” Ahmet Davutoğlu söz konusu dilin geri dönmesinden de Cumhur İttifakı’nın ortağı Bahçeli’yi ve ‘90’lı yılların bütün o dışlayıcı dilini yansıtan iktidar ortağı’ dediği Perinçek’i sorumlu tuttu.

‘ANADİLDE EĞİTİM HAKKINI SAVUNMAK DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUDUR’

Partilerinin programında anadilde eğitim hakkı gibi konulara açık bir şekilde yer verildiğini kaydeden Davutoğlu, bununla ilgili olarak, “İşte BDP ve diğer ne bileyim, o çizgi içinde olan partileri kastediyorum, geçmişten beri gelen bu çizgi içinde, bunları da açık ve net bir şekilde düşünce özgürlüğü konusu olduğu bir tutum sergiledik” diyerek HDP çizgisinde olan BDP gibi önceki partilerin anadilde eğitim hakkını savunmalarını da düşünce özgürlüğü çerçevesinde gördüğüne işaret etti. Kürt seçmenlerini kastederek Doğu’daki vatandaşların iradesine hem KCK tarafından hem de kayyum atamalarıyla mevcut iktidar tarafından ket vurulduğunu ve bunun için “ne kayyum ne KCK” dediklerini savunan Gelecek Partisi genel başkanı, “AKP ve HDP arasında sıkışan vatandaşlarımız var. Yerel yönetimleri güçlendiren bir politika izleyeceğiz. Batı’da belediye başkanını belediye meclisi seçiyor, ama Doğu’da kayyum atanıyor. Batı’dakinin oy hakkı hak da, Doğu’dakinin hak değil mi?” diyerek kayyum atamalarına da tepki gösterdi.

‘ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNİ VE FETÖ İLE MÜCADELEYİ BANA EMANET ETTİ’

Gazete Duvar adına sorduğumuz çözüm süreci ve ondan sonra Mardin, Diyarbakır ve Şırnak gibi kentlerde yaşanılan şehir çatışmalarında devletin bir hak ihlalinin olup olmadığı soruya verdiği yanıtta Davutoğlu, o süreci desteklediğini, ‘çünkü şiddet ve kan ortamının ortadan kalkması gerektiğini’ söyledi. Davutoğlu, “2013’te çözüm süreci, sayın Erdoğan’ın başbakanlığında, onun öncülüğünde başlayan bir süreçti ve ben o zaman Dışişleri Bakanı’ydım ve destek verdim. Doğru olduğuna inandım. Diyarbakır’da konferanslar verdim ve çözüm sürecinin arkasında durdum. Çünkü kan ve şiddete dayalı bir ortamın ortadan kalkması gerekiyordu” dedi.

Sürecin büyük bir umut uyandırdığını belirten Davutoğlu, PKK’nin Türkiye topraklarından çekilme sözü verdiğini ancak bu sözü yerine getirmediği için çözüm sürecinde bir aksama başladığını savundu ve şunları ifade etti: “Buna rağmen hep çözüm sürecinin arkasında durdum. Sayın Erdoğan başbakanlığı bana tevdi ederken iki emanetim var demişti: Birisi, çözüm sürecinin devam ettireceksiniz, şimdi tabii kendisi bunları unuttu, ‘çözüm süreci’ sözünü bile ağzına alamaz, ertesi gün Cumhur İttifakı dağılır. İkincisi de FETÖ ile mücadeleye devam edeceksiniz. Ben her ikisinde de samimi bir şekilde verdiğim söze sadık kaldım.”

Çözüm sürecinin sona ermesinden PKK’yi sorumlu tutan Davutoğlu, kendisinin çözüm sürecini yaşatabilmek için büyük çabalar sarf ettiğini, ancak Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ile birlikte bu çözüm sürecinin ‘kamu düzeni’ aleyhine kullanılmaya başlandığını ve ‘terörle mücadele dönemini başlatmak zorunda bırakıldığını’ ifade etti.

‘BENDEN SONRAKİ UYGULAMALARDA DEMORKATİK DÜZEN ALEYHİNE GELİŞMELER ÇOK YAŞANDI’

O süreçten sonra yaşanılan çatışmalarla ilgili olarak da ‘terörle mücadeleyi demokratik hukuk devleti kuralları içinde işlettiğini’ savunan Davutoğlu, yaşanılan herhangi bir hak ihlalinde derhal soruşturmalar açıldığını, ilkesel olarak özgürlük ve güvenlik arasındaki dengenin sağlıklı işlemesinin tek çözüm yolu olduğunu, kamu güvenliğini ve düzenini sağlarken de özgürlüklerden fedakarlık edilmemesi gerektiğini ve kendi başbakanlığı döneminde de buna özen gösterdiğini belirtti. Ancak kendisinden sonraki uygulamalarda ‘terörle mücadele ile demokratik düzeni sürdürme arasında, maalesef, demokratik düzen aleyhine gelişmeler çok yaşandığını’ ifade eden Davutoğlu, bunun için Van’ın Çatak ilçesinde askerler tarafından helikopterden atılan Osman Şiban ile Servet Turgut olayına dikkat çekti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, basın toplantısından sonra parti kurmayları ve Urfa il ve ilçe yöneticileri ile birlikte parti çalışmalarını yürütmek ve sorunları dinlemek üzere esnaf ve sivil toplum kuruluşları ziyaretine çıktı.


Gazete Duvar

Yorumlar kapatıldı.