Profesör Roger Smith
Kanada Zoryan Enstitüsü Bilim Kurulu Başkanı, Uluslararası Soykırım Uzmanları Derneği Eşkurucusu ve eski başkanı
Türkiye, her zaman olduğu gibi her Nisan ayında kıvranmaya başlar. Zira bu ayda dünya Ermenileri, Türkiye tarafından 1915 yılında başlatılan soykırımı anarak dünyaya bu jenosidi hep beraber hatırlamayı rica eder. Ermeniler, o dönemde Osmanlı tarafından Ermenilere karşı işlenen soykırım suçu gibi tarihi gerçeğe dair bilgileri artırmak ve bu meseleyi düzenlemek için dünyada bir çare aramak amacıyla böyle davranırlar. Çünkü Türkiye, Soykırım gerçeğini şimdiye kadar inatla inkar ediyor.
Rahmetli Türk gazeteci Mehmet Ali Birand 24 Nisan 2012 tarihinde şöyle yazdı: “Her yıl olduğu gibi yine 70 milyonluk (şimdi 80 milyonluk oldu) Türkiye, Ermeni meselesinde başkalarının neler diyeceğini merak edecek. Acaba Washington’dan ne ses çıkacak? Acaba hangi ülke Ermenilerin soykırım iddialarını kabul edecek? Sinir içinde günler geçirilecek ve ardından herşey yeniden unutulacak… Türkiye de, şimdiye kadar olduğu gibi, sert tepkiler gösterecek. Tehditler savuracak. Ancak bütün bunlar etkisiz kalacak.”
Birand, Almanya Dışişleri Bakanlığı resmi belgelerini içeren kitabın Türkçe çevrilip basıldığında bu makaleyi kaleme almıştı. Bu belgeler, Ermeni Soykırımı konusunda Türkiye’nin sorumluluğunu ve Almanya’nın suç ortaklığını apaçık ortaya koyar. Kitabın Almanca orijinali, 2005 yılında basılmıştır. Bundan sonra Alman Parlamentosu, Ermeni Soykırımı’nı resmen tanıma lehine oy kullandı, 2016’da ise Soykırım’ı tamamen kabul etti.
Kanada, Ermeni Soykırımı’nı Türkiye’nin “Kanada ekonomik olarak zarar görür ve Ermeniler, zaptedilmiş topraklarla ilgili Türkiye’ye karşı davalar açar” diye savurduğu tehditler altında 2004 yılında tanıdı.
Washington tarafından Ermeni Soykırımı’nın tanınmasına karşı Türkiye’nin yaptığı entrikalar, alçak ve ağır olup, 2000 yılında Temsilciler Meclisi Başkanına rüşvet teklifi gibi iddialara kadar gitmişti. Peki ABD’i, Ermeni Soykırımı’nı tanımaktan vaz geçirmek için Türkiye’nin bu seneki numarası hangisi olacak?
The Washington Post Türk köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın varsayımına göre Türkiye, Ermenistan ile sınır kapısını açmaya ilişkin bir açıklama yapacak. Aslı Aydıntaşbaş şunları yazdı: “Eleştirmenlere göre Türkiye’nin apaçık yüce gönüllülüğü, Washington ile koparılmış bağlarını yenilemek için sarfettiği son çabaları da suya düşürüyor çünkü Türkiye, Rus yapımı S-400 füze savunma sisteminden derhal kurtulmak gibi kendisinden talep edilen tavizleri vermiyor.”
Azerbaycan tarafından Artsakh (Dağlık Karabağ) Ermenilerine karşı başlatılan savaşa Türkiye’nin katılımı ve bu savaşı kazanmak için Azerbaycan’a yardım etmek maksadıyla Suriyeli cihatçı militanları da dahil etmesi, bu zaferi başka ülkeleri aldatmak için kullanılabilirdi sanki Ermenistan ile Türkiye arasında anlaşmazlık yokmuş gibi…
ABD ve İsviçre, bu konuda 2009 yılında bir kere başarısızlığa uğradı. O dönem Türkiye, tarihi belgeler pakesini imzaladı. Bu belgelerin amacı, Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerinin uzlaşmasını ve sınırın yeniden açılmasını sağlamaktı. Ancak olmadı zira Erdoğan, Azerbaycan’ın baskılarına boyun eğerek geri adım attı.
Yine de, Aydıntaşbaş’ın iddia ettiğine göre Azerbaycan, bu konuda artık engel değildir. Al Monitor’da yer alan bir habere göre, ismini açıklamak istemeyen yüksek rütbeli bir Ermeni diplomatına göre Türkiye’nin girişimleri, ABD Başkanı Joe Biden’in 1915’te bir milyondan fazla Osmanlı Ermenisinin kitlesel öldürmelerini soykırım olarak tanıma sözüyle alakalıdır.
1894 yılından 1915’e kadar Osmanlı Devleti tarafından Ermeni yurttaşlarına karşı işlenmiş olan kitlesel katliamlara Batı’nın kayıtsızlığı, herkesçe bilinen bir gerçektir. Aynı zamanda ve bazen aynı yerlerde Süryani ahalisine karşı işlenen soykırım ise daha az biliniyor. Keza 1912-1923 yılları arasında Türkiye, Küçük Asya ve Pontus Rumlarını defalarca katletmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri ise Kürt vatandaşları da, Türkiye tarafından işlenen katliamlara uğramışlardır. Yahudi cemaatine ve başka etnik ve dinsel azınlıklara karşı gerçekleştirilen eziyetler de iyice belgelenmiştir. Kürtlere karşı yapılan bu zulümler sadece Türkiye içinde değil ülke dışında da, Suriye ve Irak gibi ülkelerde de hala devam ediyor.
ABD Başkanı Biden tarafından Ermeni Soykırımı’nın tamamen tanınması, zalim devletlerle çevrili bu ülkeyi destekleme konusunda önemli olup aynı zamanda ABD’ye karşı güven meselesi mahiyetinde olan bir konudur. 1915 yılında Amerikan Büyük Elçisi Henry Morgenthau Türklerin, Ermenileri “ırk imhasına uğratma” gibi programları olduğu konusunda ABD hükümetini uyarıyordu.
2019 yılında ABD Kongresi iki kanadı, Ermeni Soykırımı’nı tanıyan tasarıları (783 ve 780) ezici çoğunlukla kabul etti. Senatonun özeti şöyledir:
“Senato, ABD’in şu politikaları izlemesi gerektiğini düşünür:
- Ermeni Soykırımı’nı resmen tanımak ve anmak.
- Ermeni Soykırımı’nı yada başka bir jenosidi inkar etme yönündeki girişimlere katılmak gibi her hangi bir çabayı reddetmek.
- Ermeni Soykırımı’na dair bilgilerin toplum ve okullarda yayılmasını sağlamak ve ABD’in, insani yardım çabalarını teşvik etmek ve modern dünyada insanlığa karşı işlenen diğer suçlar konusunda Ermeni Jenosidi’nin güncelliğini korumak.”
Galiba en önemlisi şudur: ABD Türkiye’nin, serbestçe inkarcılığına devam etmesine izin vermemelidir. Zira bu inkarcılık, Türkiye’nin ve soykırım işleyen başka canilerin gelecekte de kitlesel zulümler gerçekleştirmelerine yol açar, tıpkı Türkiye’nin şuan (sadece Türkiye’de değil, ülke dışında da) Kürtlere karşı işlediği gibi (geçtiğimiz zaman Türkiye, Artsakh’ta da Ermenilere karşı etnik temizleme politikası yürüttü). Eğer ABD, temel insan haklarını ihlal eden ve soykırım siyaseti izleyen Çin gibi ülkelere de karşılık verirse daha sağlam bir mevkide bulunmuş olur.
İlk yorum yapan siz olun