Pera Müzesi’nin yeni sergisi; Ressam, Yazar ve Şair Etel Adnan’ın imzasını taşıyor. Etel Adnan’ın 60 yıllık üretiminin tüm dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğindeki eserler, “Etel Adnan: İmkânsız Eve Dönüş” başlığıyla sergileniyor. Sanatçının savaş, sürgün, göç, kayıplarla geçen yaşamına ve çok katmanlı dünyasına ışık tutan serginin küratörlüğünü Serhan Ada ile Simone Fattal üstleniyor. Sergi, 8 Ağustos’a kadar görülebilir.
KİMLİĞİNİ YANSITAN ESERLER
Çok dilli, çok dinli, çok kültürlü bir ailede dünyaya gelen Etel Adnan, bu zengin kimliği yansıtan eserlerini İstanbul’a taşıyor. Yaşamından eksik olmayan savaşlara, siyasal ve toplumsal olaylara kayıtsız kalmayan sanatçı, üretimlerinde iki temel ifade aracını, yazıyı ve resmi, bazen birbirinden ayrı, bazen de birbirinin içinde kullanıyor. Sergi, sanatçının yağlı boya, desen, baskı, seramik, halı, leporello ve film gibi çok farklı alanlarda ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Etel Adnan’ın farklı dönemlerde yapılmış söyleşilerin video kayıtları da izleyiciyle buluşuyor. Mevsimleri, manzaraları, işaretleri, hayali gezegenleri, uyduları etkileyici enerjisi ve yalın üslubuyla yansıtan Etel Adnan, eserleriyle ilk kez tanışacak ziyaretçilere keşif ve yorumlama alanı vadediyor.
“RENKLERLE YAZILMIŞ ŞİİR”
Şam doğumlu Müslüman Arap bir baba ile İzmirli Ortodoks Rum bir annenin, her ikisinin de cemaatlerinden dışlanmasına sebep olan evliliğinden Beyrut’ta dünyaya gelen Etel Adnan’ın tüm yapıtları köklerinin izlerini taşıyor. Küratörlerden Serhan Ada, “Etel’in tüm eseri bir şiirdir. Bildiğimiz şiir biçiminde, manzum olmayanlar da dahil. Zaten tüm görsel eseri de renklerle yazılmış bir şiir değil mi?” diyor. Serginin Eş Küratörü Simone Fattal ise, sanatçının tek bir çerçeveden bakılarak anlaşılmasının imkansızlığını vurguluyor ve şunları ekliyor: “Etel Adnan hem şair hem yazar hem halı desinatörü hem de ressam ve bu yönlerinden yalnızca herhangi biriyle anlatılamaz. Tüm özellikleriyle anlaşılmalı, tüm özellikleri birlikte incelenmelidir.”
“SÜRGÜNDEN SÜRGÜNE”
1925’te Beyrut’ta dünyaya gelen Etel Adnan, öğrenimine bir Fransız kız okulunda başladı. Paris’e, Sorbonne Üniversitesine felsefe ve estetik eğitimi almaya gitti. Ardından ABD’ye göç eden ve doktora eğitimine Berkeley ve Harvard gibi tanınmış üniversitelerde devam etti. Sanatçı, Arap dünyasındaki hareketlilik sürerken 1972 yılında Beyrut’a, kendi deyimiyle “sürgünden sürgüne” döndü. Ancak on yıllar önce bıraktığı şehrinin ufkunda yeniden bir savaş beliriyordu. Savaş sona ermeden Beyrut’tan yeniden gönüllü sürgüne, Kaliforniya’ya gitti ve böylece hayatının geri kalanını, Amerika-Lübnan-Fransa üçgeninde sürdürmeye devam etti.
Resim yapmaya, edebiyata olan ilgisini keşfettikten çok sonra, 1959 yılında başlayan Etel Adnan, eserlerini ilk olarak San Francisco’daki sanat merkezleri ve galerilerde sergilemeye başladı. Beyrut’a geri döndüğü döneme kadar geçen sürede leporello ve kilim dokuma sanatlarına olan ilgisinin farkına vararak bu alanlara yöneldi. Beyrut’ta Al Safa gazetesinde çalışırken ilk kişisel sergisini Dar-al Fan’da açtı.
Etel Adnan’ın neredeyse her söyleşiye anne ve babasının kökenlerini anlatarak başlaması, ailesinin girift kimliği ile kendi kimlik inşasının ne kadar iç içe geçtiğinin önemli bir göstergesi olarak düşünülebilir. Bunların üzerine göç, sürgün, iltica, savaş kavramlarıyla çalkalanan Beyrut’un hayaleti eklenince, sanatçının her bir eseri farklı anlamlar kazanıyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Yorumlar kapatıldı.