Habertürk yazarı Nagehan Alçı, kendisine hakim Hakkı Yalçınkaya’ya hakaret ettiği gerekçesiyle verilen para cezasını değerlendirdi. “Hrant Dink’in oğlu Arat Dink’i sırf Ermeni olduğu için mahkum eden zihniyete karşı çıktığım için aldığım ceza onur nişanesidir” diyen Alçı, “Bu ceza benim için sadece bir şeref madalyasıdır” ifadesini kullandı.
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, ‘Bu ceza benim için bir şeref madalyasıdır’ başlığıyla yayımlanan yazısında, kendisine hakim Hakkı Yalçınkaya’ya hakaret ettiği gerekçesiyle ‘kamu görevlisine karşı alanen hakaret’ suçundan verilen 7 bin 80 lira adli para cezasını değerlendirdi.
Sözlerinin başında Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de sırtından vurularak öldürüldüğünü hatırlatan Alçı, “Adım adım göstere göstere gelen bir ölümdü. Adeta Marquez’in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanı gibi. Dink’e her türlü karalama ve linç girişiminin alenen yapıldığı, aylarca süren dava süreçleri bir utanç gibi karşımızda duruyor” diye yazdı.
“Gerçek bir vatansever, bu ülkenin hakiki evlatlarından biri olan Hrant Dink adeta bir vatan haini gibi gösterilmek istenerek, kullandığı bir söz çarpıtılıp aleyhine çevrilerek kurbanlaştırıldı” ifadesini kullanan Alçı, o süreçle alakalı kimsenin kenara çekilemeyeceğini söyledi.
Alçı, “Tetiği çeken ve çektirenler kadar Dink’e bu zulmü yaşatanlar, mahkeme koridorlarında sırf Ermeni olduğu için bu kıymetli insana saldıranlar da mesuliyet sahibidir” dediği yazısında şunları kaydetti:
“Hrant Dink’i hedef gösterenler, onu 301’den mahkum edenler ve hatta katledilişinden sonra da devam eden davada Dink’in ölümünü bile yeterli bulmayıp oğlu Arat Dink ve AGOS’un kurucularından olan, dönemin sorumlu müdürü merhum Sarkis Seropyan’a da Dink’e verilen 301’inci maddeden hapis cezası verenler de unutulmayacaktır. Bugün net kanıtları ile görülüyor ki 2013 senesinde 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde de bulunacak olan FETÖ’cü polis şefleri bu cinayetin tam ortasındadır. Fakat Hrant Dink’in şeytanlaştırılması için elinden geleni yapan eski derin devlet unsurları da bu işin içindedir.
‘O kafatasçı zihniyetle ne pahasına olursa olsun savaşmaya devam edeceğim’
Yani bu cinayet Eski Türkiye’nin derin devletiyle, bu yapılanmayı tasfiye ederek kendisi Yeni Türkiye’nin derin devleti olmak isteyen FETÖ’nün müşterek bir operasyonudur. Dink cinayeti bu iki derin çete zihniyetinin mutabakat cinayetidir. Ben sırf Ermeni olduğu için Dink’i şeytanlaştırma operasyonunu yürütenlerin faşist zihniyeti ile sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğim. O öldürüldükten sonra hızını alamayıp oğluna hapis cezası verenlere itiraz etmeye devam edeceğim. Bu ülkenin gerçek bir hukuk devleti olması için o kafatasçı zihniyetle ne pahasına olursa olsun savaşmaya devam edeceğim.
‘Mahkemeler bu mücadelemde istedikleri kadar ceza versinler bana, umurumda değil’
Mahkemeler bu mücadelemde istedikleri kadar ceza versinler bana. Umurumda değil… İnsanlık suçu işlediği net kanıtlarla ortada olan, insanlara sırf Kürt oldukları İçin işkence eden, meşhur Diyarbakır Cezaevi işkencecisine işkenceci dediğim için aldığım ceza benim için nasıl bir gurur vesilesiyse, Hrant Dink’in oğlu Arat Dink’i sırf Ermeni olduğu için mahkum eden zihniyete karşı çıktığım için aldığım ceza da benim için aynı şekilde onur nişanesidir. Bu ceza benim için sadece bir şeref madalyasıdır.”
Ne olmuştu?
Hakim Hakkı Yalçınkaya, Alçı’nın 2018 yılında yayınlanan ‘O utanç verici karara Adalet Bakanı’nın tepkisi’ başlıklı yazısında kullandığı “(…) Sadece İzmir’deki hâkim değil, mesela Çağlayan Adliyesi’nde hâlâ, Hrant Dink ve oğlu Arat Dink’i sadece Ermeni oldukları için mahkûm eden ve Hrant Dink’i ölüme götüren o malum kararı veren hâkim Hakkı Yalçınkaya, Asliye Ceza Hâkimi olarak görev yapıyor” ifadesine tepki göstermişti.
Konuyu mahkemeye taşıyan Yalçınkaya, son duruşmada şikayetinin devam ettiğini belirterek “Mağdurum. Sanık, hakimlere hakareti alışkanlık haline getirmiştir. Hakim Dursun Ali Gümüş’e de hakaret ettiğine ilişkin kararı dosyaya sundum. Yazıdan Türk milletinin de zarar gördüğünü, Ermeni tezlerine hizmet ettiğini ifade etmek istiyorum” demişti.
Davayı karara bağlayan mahkeme, Alçı’nın ‘kamu görevlisine karşı alenen hakaret’ suçundan 7 bin 80 lira adli para cezasına çarptırılmasına karar vermişti.
Yorumlar kapatıldı.