Kutsal Cuma günü ikindi vakitlerinde yapılan törenlerle Krisdos’un gömülüşünü anıyoruz.
Bu tören esnasında Krisdos’un düzeltilmiş ve çiçeklerle bezeli sembolik kabrinin önünde dize gelerek önce “Kutsal Tanrı, Kutsal ve güçlü, Kutsal ve ölümsüz, bizim için haça gerildin” ilahisini seslendiriyoruz. İncil’den, Krisdos’un gömülmesini aktaran bölümün okunmasından sonra, bu kez “Kutsal Tanrı, Kutsal ve güçlü, Kutsal ve ölümsüz, bizim için gömüldün” ilahisi ilk kez bu törende seslendiriyoruzr.
Krisdos’un gömülmesi ölümcül olan insanların gömülmesinden bir farklılık arz eder. Bu farklılık “Krisdos’un mezara konulmuş bedeninin çürümezlik vasfıdır”. Mezmurlar Kitabında okuyoruz: “Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, sadık kulunun çürümesine izin vermezsin” (Mezmurlar; 16:10).
Krisdos’un gömülmesi esnasında iki önde gelen isim bizim dikkatimizi çekmekte: Aramatyalı Yusuf ve Nikodim.
Yuhanna İncili’nden Krisdos’un gömülüşüyle ilgili bölümü birlikte okuyalım:
“Bundan sonra Aramatyalı Yusuf, İsa’nın cesedini kaldırmak için Pilatus’a başvurdu. Yusuf, İsa’nın öğrencisiydi, ama Yahudi yetkililerden korktuğundan bunu gizli tutuyordu. Pilatus izin verince, Yusuf gelip İsa’nın cesedini kaldırdı. Daha önce geceleyin İsa’nın yanına gelen Nikodim de otuz litre kadar karışık mür ve sarısabır özü alarak geldi. İkisi, İsa’nın cesedini alıp Yahudiler’in gömme geleneğine uygun olarak onu baharatla keten bezlere sardılar. İsa’nın çarmıha gerildiği yerde bir bahçe, bu bahçenin içinde de henüz hiç kimsenin konulmadığı yeni bir mezar vardı. O gün Yahudiler’in Hazırlık Günü’ydü*. Mezar da yakın olduğundan İsa’yı oraya koydular” (Yuhanna; 19:38-42).
Krisdos’un gömülmesi için Aramatyalı Yusuf kendine ait olan mezarı verdi.Bu mezar, ruhunu Göksel Baba’nın ellerine teslim eden Krisdos için geçici bir mekan niteliğini taşıyordu. Geçici bir mekandı, çünkü üçüncü günde dirilecekti. Yuhanna İncil’inden okuduğumuz bir bölüm bize Krisdos’un dirileceği hakkındaki sözlerini nakleder. Birlikte okuyalım:
“ Yahudi yetkililer bir gün Krisdos’a gelerek O’ndan bir mucize göstermesini istediler. İsa onlara şu yanıtı verdi: “Bu tapınağı yıkın, üç günde onu yeniden kuracağım.” Yahudi yetkililer, “Bu tapınak kırk altı yılda yapıldı, sen onu üç günde mi kuracaksın?” dediler. Ama İsa’nın sözünü ettiği tapınak kendi bedeniydi. İsa ölümden dirilince öğrencileri bu sözü söylediğini hatırladılar, Kutsal Yazı’ya ve İsa’nın söylediği bu söze iman ettiler (Yuhanna; 2:18-22).
Mezar, Krisdos’un geçici mekanı oldu. Krisdos’un gömülmesinin anısının bize bir mesajı var: “Kalplerimizi ebediyen Krisdos’a, O’nun Kelamı’na mekan olarak sunmak”. Bu sunuşun layıkıyla gerçekleştiği anda, Krisdos’un ışığıyla aydınlanacak, sağlıklı bir yaşama sahip olacak ve ışıklı aydınlık yollardan ilerleyeceğiz.
Vaftiz olurken, vaftiz eden din görevlisinin bizi vaftiz havuzunda suya gömmesiyle Krisdos’la birlikte gömülmüş olduk, Bizi sudan çıkardığında Krisdos’la birlikte dirilerek yeniden doğmuş olduk. Yeni yaşamın bizlere bahşettiği lütuflarla bereketlenmemiz için yaşayan Krisdos’u daima yüreklerimizde gömülü tutulması vazgeçilmez bir gerektir.
Krisdos’un, “Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir” sözünü unutmadan, Krisdos’u yüreklerimizde taşıyabilmemiz için Tanrı’ya dua edelim,
Tanrı bizlere bilgelik bahşetsin ve güçle donatsın.
https://www.facebook.com/krikor.damadyan/posts/2924248111143704
İlk yorum yapan siz olun