İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rana Erol’dan Bir İlk Roman: Gölgedeki Sırlar

HYETERT – Bilgi Yayınları Rana Erol’un ailesinden dinlediği hikayeleri temel alarak yazdığı Gölgedeki Sırlar adlı bir roman yayımladı.

Rana Erol kimdir?

Rana Erol, 1973’te Sarıyer’de doğdu. İstanbul’da başladığı eğitim hayatı, babasının tayinleri sebebiyle Malatya, Balıkesir ve Marmaris’te devam etti. Yabancı kültürleri ve onların yaşam tarzlarını öğrenmek amacıyla 1993’te Amerika’ya gitti. Washington D.C.’de Turizm Yönetimi okudu. Bir yıl sonra İstanbul’a dönüp Turist Rehberliği eğitimi aldı. Kültür programları ağırlıklı olmak üzere rehberlik kariyerini sürdürmektedir. Annesi Rum-Ermeni, babası Türk olan yazarın, farklı kültürlerin gelenekleriyle yetişmesi ve seyahatlerindeki gözlemleri, hikayelerindeki çeşitliliğin ve zenginliğin esin kaynağıdır.

İlkokul çağlarında tiyatro oyunları yazmakla başlayan yazın ilgisi, yıllar içinde pek çok öykü ve deneme çalışmalarıyla gelişti. Anadolu insanının, farklılıkları zenginlik olarak gören yapısını, hoşgörü ve dayanışma geleneğini vurgulayarak başarıyla anlatır.
Kahramanları ve kurgusunun bir kısmı gerçek olan ilk romanı Gölgedeki Sırlar, zor dönemlerin başlangıcındaki Osmanlı İmparatorluğunda, farklı kültürlerin birbirleriyle olan dostluğunu, tarihi olaylar etrafında aktarır.

Gölgedeki Sırlar romanının ilk sayfalarına https://www.bilgiyayinevi.com.tr/doc/24 adresinden ulaşılabilir.

“Öldürdüğünü düşündüğü genç kızın hayalini kendine yakın arkadaş edinen Sirap, sırlarla dolu olduğunu keşfettiği hayatına tutunmaya çabalar.

Özlemle beklediği ilk bebeğinin doğumuna iki hafta kalmıştır. İnsanların karanlık yüzünü ısrarla görmezden gelen Sirap, sırlar açığa çıktıkça yumduğu gözlerini aralamak zorunda kalır.

Lanetli olduğuna inanan genç adam, gerçekleri öğrendiğinde bu karanlığın içinden çıkabilecek midir?

Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel yapısını ve sıradan hayatları aniden değişen cesur insanların sevgiye ve dostluğa olan tutkusunu aktaran Gölgedeki Sırlar; cinayetler, ihanetler, kervanlara yapılan saldırılar arasında sıkışan kahramanların manevi çöküşünü ve gülümsemelerindeki acıyı başarıyla resmeder.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın