İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dink davası sanığı Güler: Bu ithamlar örgüte yönelik suçlamaları zayıflatır

CANAN COŞKUN

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla yargılanan kamu görevlilerinin davasında beş sanık esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı.

Dönemin İstanbul İstihbarat Şube müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi polis Tefik Cantürk, Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Ahmet Çetiner, Ahmet Faruk Aydoğdu ve Samsun jandarma görevlisi Birol Ustaoğlu mütalaada kendilerine yöneltilen suçlamalara son kez yanıt verdi.

Duruşmada ilk olarak Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Ahmet Faruk Aydoğdu, mütalaaya karşı beyanda bulundu.

Aydoğdu kendisine yöneltilen ‘üç ardışık arama yoluyla örgüt üyeleriyle görüştüğü’ suçlamasına ilişkin savunma yaptı. Bu görüşmelerin birinin eski eşinin kardeşinden geldiğini, diğerinin emrindeki bir askerin yaptığı görüşme olduğunu, öteki aramanın da bir büfeden geldiğini söyleyen Aydoğdu, dört yıldır bu davada maddi ve manevi acı çektiğini belirterek hayatının alt üst olduğunu söyledi.

Ahmet İlhan Güler’in savunması

Aydoğdu’dan sonra söz hakkı Ahmet İlhan Güler’e verildi. Güler’e esas hakkındaki mütalaada ihmali davranışla kasten öldürme suçlamasından beraat kararı verilmesi talep edildi.

Savcı, Güler’in ‘FETÖ’ye mensup sanıklarca cinayet öncesi kasıtlı olarak yeterince bilgilendirilmediğini savundu. Savcı Güler’in de görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasını talep etti. Bu suçlama üç aydan bir yıla kadar hapsi öngörüyor.

‘Bilgi sakladılar’

Güler’in savunmasından öne çıkan kısımlar şöyle:

“Savcılığın bulguları, itiraflar, yapılan eylem ve işlemlerin tespiti bu olayın kurgulandığını, gerçekleşmesine uygun oluşturmak için itina gösterdikleri ve istihbarat uygulamaları ve görevleri kapsamında buna engel olacak bir şey yapabilme ihtimaline engel olmak için bilgi sakladıkları ama diğer yandan başında bulunduğum makamı sorumlu göstermek için altyapı oluşturdukları açıktır. Bunları yazan savcılık, artık benim görevi ihmal suretiyle kötüye kullanmış olduğumu iddia edemez. İddia ederse çelişkiye düşer.

Çünkü savcılık bu örgütün, zaten görev kapsamında bir şey yapılması gereğini ortadan kaldıracak ortam oluşturduklarını tespit etmekte ve bu tespite göre örgüt elemanlarına suçlamalar yöneltmektedir. Dolayısıyla zaten bu derece profesyonel bir suç örgütünün, savcılığın mütalaadaki suçlamasını bir an için kullanırsak görevi ihmal suretiyle kötüye kullanma ihtimalime imkan vermeyecek şekilde hareket ettikleri açıktır. Benim bu şekilde suçlanmam, terör örgütü mensuplarına yöneltilen suçlamaları zayıflatır, ki bu da doğru olmaz.

‘Örgüt İstanbul’u hedefe koydu’

Nitekim bu açıdan bakılırsa suç örgütünün özellikle koruma istenmemesi ve fakat olaydan sonra başlıca sorumlusu olarak görülecek bir makam olarak İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nü hedefe koymak niyeti ve bu hususta başarılı oldukları, şimdi savcılık mütalaasında örgüte mensup kişilerin eylem ve işlemlerine ilişkin açıklama ve beyanlarla ortaya çıkmış bulunmaktadır.

‘Örgütün etkisinin devamını gösteriyor’

Bunun örgüt işi olduğu tespit edilmiş olduğuna göre artık bu tür bir yazıdan yola çıkılarak özellikle sorumlu hedef olarak kurgulanan makamın görev ihmali olduğu da söylenemez. Söylenirse, örgütün kurgusu hala etkisini gösteriyor, hala bu çarpıtmaya inanılıyor demektir.”

‘Koruma görevi Trabzon’da’

İstihbarat şubelerinin görev tanımında, ancak kendi istihbari faaliyetleri dolayısıyla bir bilgiye ulaşan şubenin koruma hususunu talep edebilmesidir. Başka bir şubenin istihbari bilgisine muttali (haberdar) olan diğer il istihbarat şubesi koruma isteyemez, yoksa istihbarat operasyonu ifşa edilmiş, yardımcı istihbarat elemanları tehlikeye atılmış olur. Bu konudaki görev hiç tereddütsüz, istihbarat bilgisini üreten şubeye aittir. Bu şube Trabzon’dur ve koruma sağlanmasına engel olmak için nasıl bilgi ve belge sakladıkları savcılık mütalaasında sanıklara ilişkin suçlama delilleri arasında zikredilmektedir.”

Akyürek’in talebine yanıt vermedi

Güler’den sonra Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Ahmet Çetiner, Samsun jandarma görevlisi Birol Ustaoğlu ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi polis Tefik Cantürk de mütalaaya karşı savunma yaptı.

Savunmalar tamamlandıktan sonra Ramazan Akyürek, Silivri Cezaevi’nden katıldığı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla dinlenecek sanıkların listesinin kendilerine önceden verilmesini, çünkü bazılarını dinlemek istediğini söyledi. Gürlek, bu talebe yanıt vermeden SEGBİS’i kapattırdı.

Yarın devam edecek duruşmada dönemin Emniyet İstihbarat Daire başkanı Engin Dinç, İstanbul Jandarma görevlileri Eyüp Temel, Musa Yıldırım ve Mikdat Özbek, Trabzon jandarma görevlileri Hacı Ömer Ünalır, Hüseyin Yılmaz, Trabzon emniyet görevlisi Hasan Durmuşoğlu, Samsun jandarma görevlisi Murat Bayrak savunma yapacak.

11 – 15 Ocak takvimi

Mahkeme başkanı Akın Gürlek’in açıkladığı takvime göre, 11 Ocak 2021’de yapılacak duruşmada İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve sonrasında C-2 ve C-5 Şube’de görev yapan Hamdi Egbatan, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkezi görevlisi Hamza Celepoğlu, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan ve Mehmet Uçar, Mülkiye eski başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç ile Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta savunma yapacak.

15 Ocak 2021’de yapılacak duruşmada ise dönemin Trabzon Emniyet müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire başkanı Sabri Uzun, Trabzon Jandarma istihbarat görevlisi polisler Okan Şimşek, Özkan Mumcu, Onur Karakaya, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve C Şube müdür yardımcısı olarak görev yapan Osman Gülbel ile Mülkiye eski başmüfettişi Şükrü Yıldız savunma yapacak.


http://www.diken.com.tr/dink-davasi-sanigi-guler-bana-yonelik-ithamlar-orgut-uyelerine-suclamalari-zayiflatir/

Yorumlar kapatıldı.