İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Destek ol Gomidas yaşasın

Kurulduğundan bu yana yüzlerce kez seyirciyle buluşan Yolcu Tiyatro, 27 Kasım’da prömiyerini yapan 2 kez sahnelenen ‘Gomidas’ adlı oyununu tekrar sahnelemeye hazırlanıyor. Pandemide hiçbir destek görmeyen Yolcu Tiyatro başlattıkları kampanyayla umutlarının seyirciler olduğunu söylüyor

Sekiz yıldır faaliyetini sürdüren ve yüzlerce kez seyirciyle buluşan Yolcu Tiyatro, 29-30-31 Ocak’ta, Ermeni, Anadolu ve dünya kültüründe derin izler bırakmış; müzikolog, besteci ve koro şefi Gomidas Vartabed’in hayatının son 18 yılını “Gomidas” adıyla tiyatro sahnesine taşıyor. Surp Vortvost Vorodman Kilisesi’nde gerçekleşecek oyuna 40 kişilik topluluğu ile Lusavoriç Korosu da eşlik ediyor.

Yolcu Tiyatronun yeni projesi Gomidas, 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Kumkapı’daki Surp Vortvots Vorodman Kilisesinde 27 Kasım’da dünya prömiyerini yapmış, 30 Kasım’da da Türkçe üst yazıyla Fransızca oynayarak seyirciden yoğun ilgi görmüştü.

Ocak ayında sergilenecek oyun öncesi Gomidas oyunun yazarı ve yöneteni Ahmet Sami Özbudak, oyuncu Fehmi Karaarslan ve Süpervizör aynı zamanda yönetmen Ersin Umut Güler ile konuştuk. Yolculuklarına devam ederken koronavirüs engeline takılan Yolcu Tiyatro, bir kampanya başlattıklarını söyleyerek seyircilerden destek bekliyor

Mücadelesi ilham veriyor

Oyunun yazarı ve yöneteni Ahmet Sami Özbudak, Gomidas’ın hikayesiyle karşılaşınca çok heyecanlandığını söyleyerek, “Gomidas’la ve onun incelikli ruhuyla herkes tanışmalı diyerek bu öyküyü anlatma kararı verdim” diyor. Özbudak, “Hem başarı dolu, hem de kederle çevrelenmiş bir hayat bu. Bursa’daki öğrencilik günleri, Kütahya’daki çocukluğu ya da Eçmiyadzin’deki manastırda yaşadığı günler… Her anı, her günü roman olacak bir müzik adamı var karşımızda. Hem mücadelesi, hem de umudu ilham veriyor. Her duyduğu ezgiye, şarkıya ve insana değer vermiş. Gomidas’ın dünyasıyla tanışınca bu incelikleri bir bir fark edeceksiniz” diye belirtiyor.

Oyun ve provalar…

Salgın sürecinde çalışmalarının da ayrı bir titizlikte olduğunu ve bu süreçte sahnede olmanın güçleştiğine dikkat çeken Özbudak, bu sorun ile nasıl başa çıktıklarını şöyle özetliyor: “Hem prova hem oyun sürecinde sosyal mesafeyi koruyarak, büyük dikkat göstererek hareket ettik. Bu titizlik sahneleme sürecini güven içinde geçirmemizi sağladı. Yani dikkat ederseniz mutlaka sonuç alırsınız.”

‘O bir deha’

Gomidas’ın hikayesini sahnede var etmenin Yolcu Tiyatro için oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Ersin Umut Güler, “Gomidas Anadolu topraklarının yetiştirdiği büyük müzisyenlerden biri” diyor. Gomidas’ın trajik hikayesinin yanı sıra 1915 yılında sürgüne gönderilmiş olmasının bir gerçeği yansıttığını belirten Güler, “Bu büyük sanatçının hikayesini anlatırken bu topraklarda yaşanmış acıları, sürgünleri anlatmak bizim için çok önemliydi. O yüzden Yolcu Tiyatro’nun çizgisine yakışır bir oyun oldu” diyor.

40 kişilik Lusavoriç Korosu

1929 yılında İstanbul’da kurulmuş 40 kişilik Lusavoriç Korosu’nun Gomidas eserlerini seslendirmesinin oyuna büyük bir katkı sunduğunu belirten Güler, oyunda Fransızca dil seçeneğinin yer almasını ise şöyle açıklıyor:

“Gomidas’ın hayatında Paris çok önemli bir yer tutuyor. Gidip geldiği bir yer Paris. Orada müzik çalışmaları yapmış. 1915’ten sonra sağlığını yitirmeye başlamasıyla beraber bir süre Şişli’deki Lape Hastanesi’nde kalıyor. Gomidas’ın hayatında Paris hikayelerinin önemli bir yer tutması bizi böyle bir seçim yapmaya götürdü.”

Salgın oyunları vurdu

Koronavirüs salgını sürecinde çok sayıda oyun iptal etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Güler, herhangi bir devlet güvencesi ve maddi destek almadan faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek, “Bağımsız çalışan tiyatrocular ve müzisyenler kaderine terk edilmiş durumda” ifadelerini kullanıyor. Gomidas’ın ilk provalarını da böylesi bir ortamda online olarak aldıklarını vurgulayan Güler, “İş yapamıyor, gelir elde edemiyor olsak da yeni projemiz için çalışarak, üreterek geçirdik” diyor.

Destek bekliyorlar

Yolcu Tiyatro olarak 5 Aralık itibariyle Gomidas ve Yolcu Tiyatro için destek kampanyası başlattıklarını duyuran Güler, zor süreçleri atlatmak ve oyunlarını sürdürmek adına önemli olduğunu vurguluyor. Güler şu ifadeleri kullanıyor: “Bu noktada bizi dayanışma yaşatıyor pek çok alanda ve bu dayanışma kampanyası da böyle olacak umarım. Bu toprakların yetiştirdiği büyük müzisyen Gomidas’ın hikayesini anlatmaya devam edebilmek ve diğer oyunlarımızı sürdürebilmek için bu kampanyaya destek vermeye davet ediyorum seyircilerimizi.”

Kampanya detayları için http://yolcutiyatro.com/ internet sitesi ve Twitter hesapları takip edilebilir.

Kutsal bir deneyim

Gomidas’ı sahnede tek başına üstelik büyülü bir atmosfer içinde canlandırmanın heyecan verici olduğunu belirten oyuncu Fehmi Karaarslan, bu derinlikli metne uygun tasarımı bulmak için çok uzun süren provalar aldıklarını söylüyor. Karaarslan, “Gomidas’ı böyle bir mekanda canlandırmak onunla kurduğum empatik bağa mistik bir katman sağladı. Ki bu durum Gomidasın ruhunu Sami’nin kurduğu dünyada yansıtırken bana çok büyük katkı veriyor. Şöyle de söylenebilir; Kilisede bir koro eşliğinde gerçekleşen bu temsil tiyatronun ayinsel yapısını ve arkaik kökenlerini Gomidas’ın dehasıyla birleştirirken geniş bir çağrışım ağının önünü açıyor… Ve buna elçilik etmek kutsal bir deneyim benim için…” diye vurguluyor.

Gomidas kimdir?

Gomidas 1869 yılında Kütahya’da Soğomon Soğomonyan ismiyle doğar. Annesini bir yaşında kaybettiğinden büyükannesi tarafından yetiştirilen Gomidas’ın çocukluğu kederli ve yoksunlukla geçer. 1881’de daha 12 yaşındayken Kütahya’da G. Dertsakyan adında bir papazın psikopos olarak atanmasıyla birlikte, sesinin güzel olması sebebiyle Gomidas da psikoposla birlikte yeni kurulan ruhban okuluna eğitim almak için Echmiadzin’e gider.

Kısa bir sürede Ermenice’yi kusursuzca öğrenen Gomidas, Ermeni nota sisteminde de ustalaşıp müzik hocası olur. 1893 yılında da Ermeni halk ozanı Katolikos Gomidas’a atfen Gomidas ismini alır. 1895’te de papaz anlamına gelen Vartabet ünvanına layık görülür.

Gomidas, 1896-99 yılları arasında dönemin Katolikos’un izniyle Almanya’ya müzik eğitimine giderek Berlin’de müzik tarihi ve teorisi, enstrüman bilgisi üzerine dersler alır. Gomidas, Eylül 1899’da Echmiazdin’e döner dönmez müzik faaliyetlerine devam eder. Özellikle Anadolu’da köy köy gezerek 4 binden fazla Kürtçe, Ermenice, Farsça, Türkçe ve Arapça şarkı ve türküleri derleyerek notaya geçirmesinin yanı sıra bu şarkılar üzerine makaleler yazarak dünyanın birçok yerinde konferanslar verir. Ancak ne yazık ki Gomidas’ın yaptığı 4 binden fazla derlemeden yalnızca bin 200’ü günümüze kadar ulaşabilmiştir.

İstanbul Emniyeti’nin uzun süredir hazırlığını yaptığı operasyon 24 Nisan 1915’teki operasyonla, Gomidas Ermeni cemaatinin önde gelen siyasi liderleri ve aydınları ile tutuklanır. Tutuklanan 235 Ermeni aydın İstanbul merkez hapishanesine götürülür ve ilerleyen günlerde tutuklananların sayısı 700’e ulaşır. Hapishanede birkaç gün tutulduktan sonra Ermeni aydınlar Haydarpaşa Garı’na götürülür ve Çankırı ile Ayaş’a gönderilir. Çankırı ve Ayaş’a ulaşan 174 Ermeni hiçbir yargılama yapılmadan öldürülür. Gomidas Vartabet de tutuklanıp Çankırı’ya götürülen kişiler arasındaydı. Çankırı’ya vardıklarında gelen bir telgrafta, Gomidas’ın da içinde olduğu 8 kişiye dönüş izni verildiğini yazıyordu. Gomidas’ın dönüş izninin nasıl çıktığı konusunda kesin bir bilgi olmasa da yakın ilişkileri olduğu bilenen Halide Edip ya da Mehmet Emin gibi isimlerin, şehzade Abdülmecid Efendi’nin ve dönemin ABD’nin Osmanlı İmparatorluğu büyükelçisi Henry Morgenthau’nun girişimiyle geri gönderildiği de iddiaları arasında.

Gomidas bu telgraf sayesinde 15 Mayıs’ta İstanbul’a döner. Fakat diğer tutuklulara kıyasla çok kısa sayılabilecek 15 günlük sürgün Gomidas’ın hayatını derinden etkiler.

1916’da sağlığı kötüye gitmeye başlar. İlaç tedavisiyle neşesini toplamış ve tekrar çalışmaya başlamışsa da bu iyileşme çok kısa sürer, hastalığı gittikçe Gomidas’ın hayatını daha çok zorlaştırır. Ekim sonunda Gomidas, Lape (La Paix) Hastanesi’nde tedavi görmeye başlar. 1919’da ise daha iyi bir tedavi göreceği umuduyla Paris’e götürülür.

Müziğe olan aşkı ile sürekli tutkuyla derlemeler yapan, insanlarla konuşan, neşeli ve çalışkan Gomidas’ın artık hastaneye gelen dostlarını ve ziyaretçilerini kabul etmediği, hayatının son 18 yılında insanlarla konuşmayı tamamen kestiği söylenir. 22 Ekim 1935’te hastanede hayata gözlerini yumduğu güne kadar müzikle tüm bağını koparmıştır. Naaşı 1936’da Sovyet Sosyalist Ermenistan’a getirilir ve Yerevan’da büyük bir törenle defnedilir.

*29-30 Ocak tarihinde Türkçe, 31 Ocak tarihinde Türkçe üst yazıyla Fransızca oynanacak oyunun biletleri, hatıra biletleri ve isme özel Gomidas Hatıra Setleri https://www.mobilet.com/bucket-event/gomidas-5820 üzerinden seyircileriyle ve destekçileriyle buluşacak


Yeni Yaşam Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.