İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Usta müzisyen Garo Mafyan’dan GÜNAYDIN’a özel açıklamalar: Fransa Cezayir’de yaptıklarına baksın

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

TUBA KALÇIK

Pop müziğin usta ismi Garo Mafyan “Bana ‘Ermeni asıllı’ denmesi hoşuma gitmiyor, Türkiye’de doğdum, bu ülkeye aitim” diyerek ekledi: “Kökenimiz, dilimiz, dinimiz ne olursa olsun, hepimiz bu ülkenin kimliğini taşıyoruz. Ülkemizin geleceği için kol kola yürümeliyiz”

Usta müzisyenGaro MafyanGÜNAYDIN‘a özel açıklamalarda bulundu. Kendisine ‘Ermeni asıllı’ denmesinden hoşlanmadığını söyleyen Mafyan “Ben TC vatandaşı Ermeniyim, Türkiye’de doğdum, Türkiye’ye aitim” dedi. Dünyanın en iyi hekimlerine sahip olduğumuzu belirten müzisyen, pandemi süreciyle ilgili “Sağlık Bakanımız bu süreçte bizi sık sık bilgilendiriyor. Her gün halkın karşısına çıkıp salgınla ilgili bilgilendirme yapmak hiç kolay değil ve bu yüzden Bakan Koca ile ilgili eleştiri yapmak gereksiz” diyor.

BAZI ÜLKELERİN HIRSI YÜZÜNDEN ACILAR ÇEKİLİYOR

Ermenistan-Azerbaycan arasında yaşanan gerilim hakkında ne düşünüyorsunuz?
Masa etrafında oturup çözülmesi gerekiyor. Ben kimsenin ölmesini istemiyorum. Orada ölenler için canım yanıyor. Bakın Ortadoğu’ya; Batı petrol için kan döküyor. Asker ölmüş, çocuk ölmüş umurlarında değil. Yüzyıllardır birlikte yaşayan toplumlar birbirine düşürülüyor. Bazı ülkelerin hırsı, ihtirası yüzünden dünyadaki insanlar acı çekiyor. Ermeni meselesi de böyle. Ermeni ve Türk köyleri yüzyıllar boyu barış içinde yaşadı ama dışarıdan birileri gelip bunu bozmaya çalıştı. Neden böyle oldu, kim birliği bozmaya çalıştı bunu iyi araştırmamız gerekiyor. Galatasaray Lisesi’nin bir dönemi Çanakkale Savaşı’nda öldü. Bunlar içinde Ermeni de var, Rum da var. Biz bu topraklarda doğduk ve doğduğumuz bu topraklara borcumuz var.

Ermeni meselesine yönelik neler söylemek istersiniz?
Yıllarca panellerde, konferanslarda da söyledim; Ermeni meselesi siyasete alet edilmemeli. O yıllarda neler olduğuna tarihçiler karar vermeli. Onların elinde belge ve bilgiler var çünkü. Siyaset bunu kendi çıkarına göre kullanıyor ama tarihçiler gerçeği ortaya çıkarır. Meseleye siyaset karışırsa her şey yolundan çıkar, çıkıyor da görüyoruz. Ailemizin büyüğü eniştem 1915’i ‘köyler ve çeteler arasında geçen bir savaş’ olduğunu ve esas soykırımı yolda yürüyen Musevi’yi ateş edip öldüren Alman’ın yaptığını söylerdi. Bence de öyle. Türkü, Ermenisi nice acılar yaşadı bu topraklarda ama hepsi geçmişte yaşandı. Tarihte yaşananlar için yeni nesilden hesap soramazsın.

Sosyal medyada siyasetçilere, ülkeyi yönetenlere çok ağır eleştiri yapılıyor…
Eleştirilen yöneticilerin hangi zorlukları yaşadığını bilmeden ahkam kesmemeli. Arkadan gelenler, önden gidenlerin o yolu açmak için neler çektiğini bilemez. Bu kadar basit. Böyle eleştiriler her dönem olur. Her konuda ahkam kesenlere karşıyım. Türkiye’de yapılan tüm yatırımlar için yapılanlara teşekkür etmek, yapılmayanın da yapılmasını istemek ve yanlışları da eleştirmek gerekir. Tabii yapıcı olmalı, eleştirilere alternatif çözümler getirilmelidir. ‘Bunu niye yaptılar?’ diye söylenmek doğru değil.

HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ BATSAK DA, ÇIKSAK DA BİRLİKTEYİZ

Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz? 
Evden çıkmamaya çalışıyorum. Maske takmak, dezenfektan ve sosyal mesafe kurallarına uymak çok önemli. Koronavirüs salgını insanoğlunun karşılaştığı en büyük felaketlerden biri. Bu belirsizlik içinde umudumuzu kaybetmeden kurallarauyarak yaşamımıza devam etmeliyiz. Türk hekimlerimize çok güveniyorum. Çok şanslıyız ki, dünyanın en iyi hekimlerine sahibiz. Sağlık Bakanımız da bu süreçte bizi sık sık bilgilendirdi. Çok zor bir dönem gerçekten. Unutmayalım, arkadan gelenler önden gidenlerin ne sıkıntı çektiğini bilmez. Her gün halkın karşısına çıkıp salgınla ilgili bilgilendirme yapmak hiç de kolay değil. Bu yüzden SağlıkBakanı Fahrettin Koca ile ilgili eleştiri yapmak bence gereksiz. Unutmayalım, virüsle mücadelede sağlık çalışanlarımız da, Bakan Koca da elinden geleni yapıyor. Hepimiz aynı gemideyiz, batarsak da birlikte batacağız, çıkarsak da birlikte çıkacağız. Bunun bilinciyle hareket etmeliyiz. 

KAVGAYLA BİR YERE VARAMAYIZ 

“Hepimiz aynı gemideyiz” dediniz ama bunu kabul etmeyen bir kesim de var ülkemizde….
Ben ayrışmaya çok karşıyım. Birbirimize tahammüllü olmak zorundayız. Aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz. Türkiye yok olursa, ben de, sen de yok oluruz. Bunun farkında olmalıyız. Birbirimizi dinlemeden, kavga ederek bir yere varamayız. 82 milyonluk kocaman bir ülkeyiz. Yaşam tarzımız, inancımız ya dahayata bakışımız farklı olsa da kol kola birlikte yürümeliyiz. Eleştirilerimiz de yıkıcı değil yapıcı olmalı. Ülkemizin geleceği için bu çok önemli. Kökenimiz, dinimiz, dilimiz ne olursa olsun hepimiz bu ülkenin kimliğini taşıyoruz, T.C. vatandaşıyız.

BATI KÜLTÜRÜ İLE BÜYÜSEM DE EVDE ANADOLU EZGİLERİ ÇALARDI

Çok renkli bir aile yapınız var… 
Dedem, sarayın son doktorlarından biri, eniştem Türk Dil Kurumu’nun kurucularındandı. Ailemin büyük çoğunluğu da müzik eğitimi aldı. Batı kültürüyle büyümüş olamama rağmen Anadolu ezgileri, Ermeni ezgileri evimizde hep çalardı. Çok zengin bir coğrafyamız var. Bunu müziğimize bakarak bile görebiliriz. Benim ağrıma ne gidiyor biliyor musunuz? Hem tarihi, hem de kültürel açıdan bu kadar zengin bir ülkeyiz ama turizm açısından bunu yeterince değerlendiremiyoruz. Avrupa’da iki yüzyıllık ağacı turistler gidip ziyaret ediyor, adamlar pazarlıyor bunu. Bizim bin yıllık tarihi yerlerimiz var ama yeterincedeğerlendiremiyoruz. Lütfen kendi ülkemizin güzelliklerine sahip çıkalım; kıymetini bilip koruyalım tarihimizi. Ülkemizin her yerinden tarih fışkırıyor. Avrupa’da küçük yaşlardan itibaren çocuklara ülkelerinin tarihi ve tarihi yerlerinin değeri öğretiliyor. Biz de böyle yapmalıyız. Tarihimizin değerini bilirsek ancak onu canla başla korumaya çalışırız. Bazı konular siyaset üstüdür. Tarihimize sahip çıkmak ve onu korumak da böyle bir konu. 

Ortak değerlerimize sahip çıkmanın önemine işaret ediyorsunuz… 
Tabii ki. Bazı konular var ki; ‘A partisi bunu yaptı’ ya da ‘B bunu yapmıştı’ diyebakamayız. Ortak politika çerçevesinde ülkemizin çıkarlarını korumak zorundayız. Oturduğumuz yerden siyasetçileri eleştirmek en kolayı.

AVRUPA ÖNCE KENDİSİNE BAKSIN

“Ermeni meselesi siyasete alet edilmemeli” dediniz ama başta Fransa olmak üzere Batı dünyası Ermeni soykırımına yönelik yasalar çıkarıyor meclislerinden… 
Avrupa (sözde) Ermeni soykırımı için yasalar çıkaracağına ilk önce kendi tarihine baksın. Fransa, Cezayir’de yaptıklarına baksın. Fransa bu kadar çok Ermenileri düşünüyorsa neden Paris‘te rahmetli olan amcamın cenazesine bile gidemedim? Bunu da açıklasınlar. Fransa Konsolosluğu cenazesine katılmama bile engel oldu. Avrupa Birliği‘ne girme konusu gündeme geldiğinde hep şunu söylüyordum; “Ben Avrupa Birliği’ne girmek istemiyorum.” “Neden?” diye soracak olursanız, medeni ölçüde insan olarak yaşamaktır önemli olan. Biz bu ölçüyü kendi ülkemizde sağlarsak birliğe girmemize niye gerek olsun?

MÜZİK EĞİTİMİ ALMAYANLAR NE OLUR BESTE YAPMASIN

Müzik dünyasının geldiği noktayı nasıl görüyorsunuz? 
Pandemi dünya için tufan etkisi yarattı. Salgından dolayı müzik sektörü sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Sadece ülkemizde değil, dünyada da böyle. Konserlerinböyle bir dönemde olmasının imkanı yok. İnsanlar dip dibe eskisi gibi oturup, şarkı dinleyemez. Eski atmosfer olamaz. Dünyanın ekonomisi sıkıntı içinde, bunun bize de yansıması oluyor. Bu durum sektörümüzü de olumsuz etkiliyor.90’larda sektörde daha farklı bir atmosfer vardı. 90 öncesinde yurt dışından müzik aleti getiremiyorduk. Dünyadaki müzisyenlerin yararlandığı teknolojiyi kullanamıyorduk. Turgut Özal ile birlikte yasaklar kalkınca, sektör nefes aldı. Bu da pop müziğin zenginleşmesini sağladı. Bir de 90’lardaki müzisyenlerin çoğu alaylı değil, okulluydu. Büyük bilgi ve birikim sahibiydi. Şimdi müzisyenlerin çoğunun müzik bilgisi çok az, bir şey bilmiyorlar. Bizim dönem böyle değildi. Çok kaliteli şarkılar yapıldı. Halkımız da bunun kıymetini iyi biliyor. Bakın 2020’deyiz ama hâlâ bizim şarkılarımız cover yapılıp yeniden yorumlanıyor. 

Yeni dönemdeki şarkıları nasıl buluyorsunuz? 
Müzik sektörü durgunluk içinde. Çok şarkı çıkıyor ama insanlar eskisi gibi zevk alarak dinlemiyor çünkü şarkılar eskisi gibi kaliteli değil. İyi olan zaten kendini başta belli ediyor. Enstrümanı iyi çalamayan müzisyen, iyi şarkı da yapamaz.Günümüzdeki müzisyenlerin çoğu üstün körü enstrüman çalıyor, sonra da ben biliyorum diye beste yapmaya çalışıyor. Böyle olunca da kaliteli olmayan besteler çıkıyor. Eğitim iyi müzik yapabilmek için şart. Müzik eğitimi almayanlar beste yapmasın. Durgunlaşmanın esas sebebi de bu zaten. Şimdi pandemi sürecindeyiz diye daha durgunlaştı ama bu dönemden sonra sektör nereyegidecek belli değil. Bir şarkı yapsan 2 milyon dinlense bile sahneye çıkamadıktansonra müzisyene para getirisi olmuyor.

O SÖZÜ SEVMİYORUM, BEN T.C. VATANDAŞI ERMENİYİM

Geçmiş yıllarda “Bana Ermeni asıllı denmesinden hoşlanmıyorum”demiştiniz… Öyle değil mi? 
Evet, ben Ermeni asıllı sözünü sevmiyorum. Ben T.C. vatandaşı Ermeniyim. Bu ülkede askerlik yaptım, bu ülkede okudum ve burada vergimi ödüyorum. Nasıl Türkiye’de doğduysam, burada da öleceğim. Türkiye’de doğup Amerikalı olamazsın. Ben Türkiye’de doğdum ve bu ülkeye aitim.

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/tuba-kalcik/2020/10/05/usta-muzisyen-garo-mafyandan-gunaydina-ozel-aciklamalar-fransa-cezayirde-yaptiklarina-baksin

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın