Türkiye yavaş-yavaş Azerbaycan’ı işgal ediyor
Bölgede hegemonya arayışı Türkiye’yi stratejik ve önemli ortağı Azerbaycan üzerindeki etkisini güçlendirmeye zorluyor.
Bu bağlamda Ankara, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Temmuz 2020’de başlattığı başarısız sınır olayının ardından konumunu güçlendirmiştir.
Birincisi, o günlerde Ankara, “kardeş” Azerbaycan’ı defalarca desteklediğini ifade etti ve Ermenistan’ı açıkça tehdit etti.
İkinci olarak, bir ay sonra, üst düzey bir Türk heyeti, petrol ve doğalgaz boru hatlarını “olası Ermeni saldırganlığından” korumak amacıyla düzenlenen Türkiye-Azerbaycan ortak tatbikatını takip etmek üzere Bakü’ye gitti.
Tatbikatların ardından Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov şunları kaydetti: “․․․ Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteği ile Azerbaycan ordusu kutsal görevini yerine getirecektir.”
Doğaldır ki Erdoğan, Aliyev’e güzel gözleri için yardım etmeyecek, kesin tavizler talep edecektir.
Öncelikle konunun enerji taşıyıcıları ve ekonomiyle ilgili olacağını tahmin etmek zor değildir.
Azerbaycan, Kafkasya’da Türk mallarının tüketimi için hala önemli pazarlardan biridir.
“Berleck-Unity” Jeopolitik Araştırmalar Merkezi’ne göre 2018’de Azerbaycan’da çalışan yabancıların% 20’si Türk vatandaşlığına sahipti.
Sadece farklı seviyelerdeki Türk ticari kuruluşlarının sayısı 1000’den fazladır.
İki ülkenin ticaret cirosunda Türkiye’nin ihracatı ithalatı geçmektedir.
Son yıllarda Türkiye, Azerbaycan ile stratejik olarak önemli ve Ankara ile Bakü’yü güçlü iplerle birleştiren, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Trans-Anadolu (TANAP) ve Güney Kafkasya (Bakü-Tiflis-Erzurum) doğalgaz boru hatları ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu gibi bir dizi büyük bölgesel projeyi başarıyla uygulamıştır.
Open Caucasus Media’ya göre, Türk liderliği eğitimde, dilde, kültürde etkisini yaymak için Azerbaycan’da her şeyi “yumuşak güç” aracılığıyla yapmaktadır.
Ancak Türkiye’nin Bakü’yü sıkı bir şekilde kontrolünde tutmasına imkân veren Azerbaycan’ın temel sorunu, Karabağ sorunudur.
Ayrıca Türkiye kendisini, Nahçıvan’ın özerkliğinin ve güvenliğinin garantörü olarak kabul etmekte ve oraya kendi askerlerini gönderme hakkına sahip olduğunu düşünmektedir.
Azerbaycan Savunma Bakanının tam askeri acizliği ve ümidini Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlaması, Ankara’nın Bakü’nün izniyle askeri (ve daha farklı) yönetim kontrolünü ele geçirdiğini göstermektedir.
Bu da demek oluyor ki, Haydar Aliyev’in önerdiği “bir millet, iki devlet” sloganı çatırdayıp parçalanarak, yerini başka bir slogan olan “bir devlet, iki millet”, yani Türkiye tarafından yaratılan ve “Azerbaycan” adı verilen vekil varlığın yutulması anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, çok yakında bölgedeki diğer oyuncular, “Azerbaycan” adlı bağımsız oluşumun sonsuza dek ortadan kalkacağı için Türkiye ile uğraşmak zorunda kalacaklardır.
Yorumlar kapatıldı.