İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Eser Karakaş – Bir bakan ‘soydaşlarımız’ diyebilir mi?

Ben diyebilirim zira devlette resmi bir temsil görevim yok.

Ama, bir cumhurbaşkanı, bir bakan, bir büyükelçi asla başka bir ülke vatandaşlarından bahsederken “soydaşlarımız” diyemez.

Diyemez, siyaseten kabul edilebilir bir yanlış değildir.

Ama, çok daha önemlisi, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, bir bakanın başka ülke vatandaşları için “soydaşlarımız” ifadesini kullanması suçtur, açık bir anayasa ihlalidir.

Türkiye’de düşünmek, gazetelere siyasi ya da iktisadi içerikli yazı yazmak insanın kendi gölgesini kovalaması, peşinden gitmesi gibi bir şey.

Yaklaşık on beş sene önce, tam hatırlayamıyorum ya Ahmet Necdet Sezer idi, ya da Abdullah Gül, bizim vatandaşımız olmayan Irak ve Suriye türkmenleri için “soydaşımız” ifadesini kullanmıştı, ben de bunun hukuk matematiğine aykırı bir ifade olduğunu, böyle bir ifade kullanmalarının anayasal bir hata (suç?) olduğunu yazmış ve çok tepki almıştım.

O dönemde, çok iyi hatırlıyorum, bir üniversitede dekandım, Ankara’dan birileri (Ergenekon?) bu yazımı rektöre fakslamış, böyle bir dekanla nasıl çalışıyorsunuz diye sormuştu.

Türkiye Anayasası’nın en sorunlu, Kürt meselesinin çözümünün önünde takoz gibi duran maddesi Anayasa’nın 66. maddesidir; bu madde, bugünkü çok kötü haliyle bile, bir devlet görevlisinin başka bir ülkenin vatandaşlarına “soydaşlarımız” demesine izin vermez.

Bir cumhurbaşkanı, bir bakan böyle derse Anayasa 66’yı ihlal etmiş olur.

Anayasa 66 “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” biçiminde.

Ben, senelerdir, bu yüzden çok eleştirildim, vatandaşlık sıfatı olarak Türk kelimesinin kullanımına hukuk matematiği açısından karşıyım; lütfen kimse “hukuk matematiği” ifadesini garip karşılamasın, çünkü hukukun önemli bin matematiği var, hukuk mevcut şekliyle bu matematiği içermese bile bu sisteme matematiksel yaklaşarak düzeltmek lazım.

Hukuk fakültelerimizin en büyük eksiği kanımca programlarında matematik dersinin bulunmamasıdır.

Anayasanın bu maddesinin Türk ifadesi ile tüm vatandaşları, Türkleri, Kürtleri, Arapları, Çerkezleri, Boşnakları, Ermenileri, Rumları, Yahudileri, vs. kapsadığı iddia edilir (ben kesinlikle katılmıyorum bu görüşe ama resmi görüş bu) ama bir bakan çıkıp utanmadan, sıkılmadan, daha da vahimi konuya hiç kafa yormadan mesela Lübnan vatandaşı Türkler, Türkmenler için “soydaşlarımız diyebiliyor.

Resmi temsil görevi olmayan bir türk vatandaşımız Lübnanlı bir Türk için “soydaşım” diyebilir, bence mantıken de, hukuken de bir sakınca yoktur.

Ama, bir cumhurbaşkanı, bir bakan ülke vatandaşı olan Türkleri, Kürtleri, Ermenileri, Arapları, vs. eşit ölçüde temsil etmekle mükellef olduğu için bir Lübnanlı Türk için soydaşım derse vahim bir anayasa ihlali yapmış demektir.

Böyle bir “soydaş” ifadesi kullanan bir cumhurbaşkanı, bir bakan artık ülkeyi bir bütün olarak temsil etmekten uzaklaşmış demektir.

O cumhurbaşkanı, o bakan artık sadece o ülkedeki Türklerin, Türkmenlerin cumhurbaşkanı, bakanı, soydaşıdır, o kadar.

Lübnan’da çok sayıda ermeni yaşamaktadır.

Ülkemizde de çok sayıda vatandaşımız olan Ermeni vardır.

Aynı bakan acaba Lübnan Ermenileri için de, bizim Ermenilerin soydaşlarıdır, “soydaşımız” diyebilecek midir?

Diyemez ise bu ülkenin Bakanı olmaya hakkı yoktur.

Ya da en iyisi, başka bir ülkenin vatandaşları için cumhurbaşkanlarının, bakanların “soydaş” ifadesini kullanmamalarıdır.

Ülkemizdeki çoğunluk etno-kültürel kimlik olan türklerin hoşuna gitmesi için anayasa hukuku matematiğini böyle eğip büküyorlar ama bendenizin naçiz önerisi siyasi amaçlarla hukuk matematiği ile oynamamaktır.

Unutmayalım, anayasal olarak, hukuken, Türkiye bir Müslüman ülke ya da devlet değildir.

Müslüman devlet zaten laiklik ilkesi gereği söylenemez; ülke için de en fazla nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülke diyebilirsiniz ama bu da kimseyi ilgilendirmez.

Ama aynı şekilde, Türkiye bir Türk ülkesi ve devleti de değildir; ülke, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Ermenisi ile, Rumu ile tüm vatandaşların ülkesidir, devlet ise zaten hukuki bir kavramdır, Türkü, Kürdü, Rumu olmaz.


Artı Gerçek

Yorumlar kapatıldı.