Arpine Haroyan
HYETERT için Çeviri yazı: Taşkın Özdemir
COVID-19 pandemisi, yeni kurallara dayanan ve sosyal aktiviteleri önemli ölçüde etkileyen neredeyse tüm yaşam alanlarını etkiledi. Kişisel izolasyon ve sosyal mesafe kuralları tüm kamu etkinliklerinin, konserlerin, müzelerin ve hatta kütüphane ziyaretlerinin iptal edilmesine sebep oldu. Güvenlik düzenlemeleri nedeniyle, dünya çapında binlerce kültür kurumu süresiz olarak kapılarını kapatmak zorunda kaldı. İlk başta yıkıcı gibi görünse de, insanlar daha sonra kültürel aktivitelere ulaşmanın farklı yollarını buldular. Teknolojik gelişmeler çağında, dünyanın dört bir yanındaki binlerce müze koleksiyonlarını dijital olarak kullanıma açtı, dünyaca ünlü orkestralar ve tiyatrolar önceden kaydedilmiş konserlere ve oyunlara ve kütüphanelere çevrimiçi kaynaklarını dağıttılar. Ermenistan da benzer uygulamaları devreye sokan ülkeler arasındaydı.
Ermeni hükümeti 16 Mart’ta Olağanüstü Hal ilan ettiğinde, ülkedeki kültür kurumları kaynaklarını seferber etti ve Ermeni kültürünün değerli hazinelerini sanal ortamda sergiledi.
Bir oyuna gitmek veya müzeyi ziyaret etmek için nadiren zaman bulan insanlar, şimdi çok çeşitli seçeneklerle adeta bombalandılar. Çevrimiçi platformlarda sanat ve kültür faaliyeti o kadar fazlaydı ki insanlar hangi konseri izleyeceklerini, hangi derse “katılacaklarını” ya da hangi sergiye hayran kalacaklarını seçmekte zorlandılar. Çeşitli inisiyatifler sadece kendilerini tecrit eden insanlara eğlence sağlamak ya da bir kaçış sağlamakla kalmadı, aynı zamanda birçok kültürel kuruluşu hızla yeni gerçekliğe adapte olmaya ve sanal dünyada yaratıcı çözümler bulmaya zorladı.
Müzeler
Ermenistan’daki müzeler COVID-19 salgınının neden olduğu duruma ilk yanıt verenlerden biriydi. Olağanüstü Hal ilan edildikten birkaç gün sonra, Ermenistan Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Bakanlığı müzeleri, kütüphaneleri ve diğer kültür kurumlarını faaliyetlerini çevrimiçi hale getirmeye teşvik etti. En büyük eser koleksiyonuna sahip müzeler, çabalarını birleştirdiler ve içeriklerini farklı yaş grupları için dağıttılar. Facebook’ta #museumwillcomehome [#թանգարանըկգատուն] (müzeevegelecek) ve #fromhometomuseum [#տնիցթանգարան] (evdenmuzeye) hashtaglerini kullanarak yüzlerce çevrimiçi sergi, eğitim videosu, sanat yarışması, oyun ve zorluk başlatıldı. Ermenistan’ın en popüler sosyal medya platformlarından biri olan Facebook, adeta Ermeni kültürünün büyük bir platformu haline geldi.
Yeni sanal gerçeklik sayesinde, daha önce internette oldukça pasif olan müzeler koleksiyonlarını aktif olarak tanıtmaya başladı. Sosyal kısıtlanma süresince, çeşitli müzeler sosyal medyadaki takipçilerinin önemli ölçüde arttığını bildirdi. Hatta bazen müzeler olabildiğince yenilikçi ve yaratıcı olmaya çalıştıklarından “rekabet ediyor” gibi hissediyorlardı. Sonuçta, takipçileri için yüksek kaliteli ve ilgi çekici içerikler ortaya çıktı.
Çocuklar ve yetişkinler için eğitim programları ve oyunlar, çevrimiçi “müze yarışında” en popüler olanlar arasındaydı. Gomidas Müzesi Enstitüsü, müzenin müzik bölümünün başı olan mezzo-soprano Hasmik Bağdasaryan’ın izleyicilere Ermeni ninnileri söylediği ve öğrettiği bir dizi eğitim videosu tanıttı. Yaklaşık iki ay boyunca Bağdasaryan, izleyicilerin Batı ve Doğu Ermenistan’dan yürekleri ısıtan melodileri keşfetmelerine ve öğrenmelerine yardımcı oldu, atalarımızın kültürüne olan hayranlığı artırdı ve teşvik etti.
Bir başka eşsiz eğitim girişimi Rus Sanat Müzesi (Profesör Aram Abrahamyan Koleksiyonu) tarafından organize edildi. 19. ve 20. yüzyıl Rus ressamlarının eserlerini barındıran müze, genç izleyicileri için onlara sanatın çeşitli yönlerini öğretmeyi amaçlayan özel bir program tasarladı. “Follow Yeva”(Eva’yı Takip Et) adlı video dizisinde, yedi yaşındaki Yeva müze salonlarında yürüyor, müzenin koleksiyonlarını, sanatın çeşitli yönlerini tanıtıyor ve onları farklı türlerde resim yapmaya teşvik ediyor.
Tumanyan Müzeside çocuklar için özel bir program başlattı. Müzenin en yaratıcı girişimleri arasında, diasporadaki çocuklara yönelik Batı Ermenicesi ile yazılmış peri masalı dizisi vardı.
Sadece derslerden ve eğitim materyallerinden fazlasını isteyen insanlar için müzeler bir adım daha ileri gitti. Los Angeles merkezli Getty Müzesi örneğini takiben, birçok Ermeni müzesi izleyicilerini evlerinde bulabilecekleri eşya ve kıyafetleri kullanarak koleksiyonlarından sanat eserleri yeniden yaratmaya davet etti. Bu girişim, Rus Sanatı Müzesi (Profesör Ara Abrahamyan Koleksiyonu), Ervand Kochar Müzesi, Mardiros Saryan Evi-Müzesi tarafından aktif olarak desteklendi ve insanlar tarafından da olumlu karşılık buldu. Tumanyan Müzesi bir adım daha ileri gitti ve ebeveynlerden çocuklarını fotoğraflamasını ve yazarın çocuklarının fotoğraflarını yeniden yaratmasını istedi.
Sosyal izolasyon sırasında müzeler ve galeriler de mevcut gerçekliği faaliyetlerine yansıttılar. Yervant Koçar Müzesi, Koçar’ın sanat eserleri ile bir dizi maske yarattı. Benzer şekilde Ermenistan Ulusal Galerisi, takipçilerini galerilerindeki resimlerini maskelerinde yeniden oluşturmaları ve maske takma sürecini biraz daha neşeli hale getirmeleri yönünde teşvik etti.
Bununla birlikte, birçok müze koleksiyonlarına bağlı olarak farklı yaklaşımlar seçti. Ermeni yazarların, müzisyenlerin, film yapımcılarının, tiyatro sanatçılarının en büyük arşiv koleksiyonuna sahip Yeğişe Çarents Edebiyat ve Sanat Müzesi, günlük olarak arşivden fotoğraflar ve kişisel belgeler / yazarların eşyalarını tanıttı. Mardiros Saryan Ev-Müzesi, büyük ressamın hayatından farklı bölümler sundu. 24 Nisan Ermeni Soykırımı Anma Günü’ne yaklaşılan günlerde Ermeni Soykırımı Müze Enstitüsü, soykırımdan kurtulanların hikayelerini paylaştı ve takipçilerini atalarının hikayelerini anlatmaya teşvik etti.
Karantina boyunca, insanlara Gomitas Vartabet, Hovhannes Tumanyan, Mardiros Saryan, Aram Haçaduryan ve diğer ünlü Ermenileri daha iyi tanıma şansı verildi. Bazen takip edilemeyecek kadar çok bilgi varmış hissi uyandırsa da, Ermeni müzeleri kesinlikle karantina hayatını daha ilginç hale getirdi. 18 Mayıs Uluslararası Müze Günü de kültürel mirasın dijitalleşmesinin önemini vurgulayarak bir kez daha online olarak kutlandı. Ne yazık ki, bölgesel müzeler kaynakların ve başkent dışındaki eğitimli personel eksikliğinin de etkisiyle Erivan’daki müzeler kadar aktif değillerdi.
Tiyatrolar
İzleyici ile etkileşim tiyatro dünyasının kilit unsurlarından biridir. COVID-19 salgını sonrasında tiyatrolar faaliyetlerini ve provalarını durdurmak ve süresiz olarak izleyicilerine veda etmek zorunda kaldı. Ancak teknolojik gelişmeler çağında, her zaman iletişim kurmanın alternatif yolları vardır.
Olağanüstü Hal ülkenin en büyük tiyatrosu ilan edildikten sonra Gabriel Sundukyan Devlet Akademik Tiyatrosu, okul çocukları için özel olarak tasarlanmış eğitim programının çevrimiçi bir versiyonunu başlattı. “Sınıf + klasik” başlıklı proje, okul çocuklarına tiyatro dünyasının sırlarını sunmayı ve onun çeşitli yönleri hakkındaki bilgilerini genişletmeyi amaçlıyor. Proje kapsamında tiyatro, ünlü sanatçılarla kültürel konularda bir dizi görüşme gerçekleştirdi ve daha sonra 100.000’den fazla kez izlenen oyunların kayıtlarını paylaştı.
Sos Sargsyan’ın ardından Kültür, Eğitim, Bilim ve Spor Bakanlığı ve Hamazkayin Devlet Tiyatrosutarafından ilginç bir girişim daha başlatıldı. “Arakani”(bir dizi fabl içeren) başlıklı proje, aktörlerin içinde küçük hikayelerin olduğu videolar paylaşarak izleyicilerin entelektüel bir diyaloga girmeye teşvik edildikleri bir ortam yarattı.
Erivan Devlet Kukla Tiyatrosu da oldukça aktifti. Ancak tiyatro en sevdiği izleyicilerini, çocuklarını unutmadı ve Kültür, Bilim, Eğitim ve Spor Bakanlığı’nın iş birliğiyle “Kuklalar Şarkı Söylüyor” adlı bir proje başlattı.
Müzik
Çevrimiçi konserler, sosyal izolasyon sırasında muhtemelen en popüler etkinliklerdi. Çeşitli sanatçılar, gruplar ve hatta müzeler, dinleyicilerine farklı müzik tercihleriyle çeşitli seçenekler sundu. Evlerinde izole yaşayan Ermeniler en sevdikleri operaları, hayran oldukları orkestra, oda ve koro müziklerini dinleme, cazın tadını çıkarma ve Tigran Hamasyan ve Narek Haknazaryan gibi tanınmış müzisyenleri dinleme fırsatına sahip oldu.
Diğer kültürel kurum ve kuruluşlar gibi, müzikal kolektifler de eğitim programları içeriyordu. Ermeni Devlet Senfoni Orkestrasışefi Sergey Smbatyan’ın rehberliğinde orkestra, okul çocuklarına klasik müzik ve orkestra dünyası hakkında bilgi vermeyi amaçlayan “A Sınıfı” projesinin çevrimiçi versiyonunu tanıttı. Orkestra klasik müziğin çevrimiçi konserlerini yayınladı ve okul çocukları ve şef Sergey Smbatyan ile görüşmeler yaptı.
Birçoğu bu karantina günlerinde haftanın hangi günü olduğunu unuturken, her Cuma gecesinin Ermeni Milli Filarmoni Orkestrası “Cuma Filarmoni” projesiyle özel olmasını sağladı. Bu akşamlarda, orkestranın müzisyenleri meslekleri hakkında bilgiler verip, kompozisyonları tanıtıp ve daha sonra bu parçayı icra ettiler.
Önceden kaydedilmiş konserlerini sunan diğer kolektiflerin arasında “Ermenistan’ın Küçük Şarkıcıları”, Alexander Spendiaryan’ın adını taşıyan “Ermeni Ulusal Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu” ve “Ermenistan Ulusal Oda Orkestrası” da vardı. Ancak ikincisi, takipçileri için sadece müzik değil, aynı zamanda müzikal kavramlar ve çeşitli besteciler hakkında bilgi içeren eğitim materyallerini de paylaştı.
Ermeni hükümeti ayrıca #non_formal concert isimli solo sanatçıların bir dizi canlı konserini yayınlandı ve birkaç ay boyunca bir müzik karantinası sağlandı.
Bazen, çevrimiçi konserler şaşırtıcı bir hal aldı ve çevrimdışı dünyaya taşındı. Hover Oda Korosu ve Ermenistan Devlet Caz Orkestrası gibi çeşitli müzikal kolektifler, Erivan’daki bazı alanlarda, çevre sakinlerini mutlu eden çok sürpriz konserler verdi.
Ermeni Milli Kütüphanesi
Ülkedeki en büyük kitap ve gazete koleksiyonuna ev sahipliği yapan Ermeni Milli Kütüphanesi,karantinadaki insanlar için en önemli çevrimiçi kaynaklardan biri haline geldi. Kütüphane personeli, popüler ve daha az bilinen kitaplar hakkında bir dizi video yayınladı, 100 yıl önce yayınlanan gazeteleri paylaştı, bir dizi sanat dersi tanıttı ve ayrıca Facebook sayfalarındaki koleksiyonlarından benzersiz ve nadir Ermeni kitapları sergiledi.
Ancak, kütüphanenin en popüler kaynağı, farklı zaman aralıklarında taranan binlerce Ermeni kitabı, gazetesi ve dergiden oluşan çevrimiçi veri tabanlarıydı. Sosyal izolasyon sırasında okuma oldukça popüler hale geldiğinden, Ermeni Milli Kütüphanesi’nin çevrimiçi veri tabanları büyük bir talep gördü ve hatta aşırı yüklenmiş sunucular alev aldı.
Sosyal medyadaki söylentiler, bu veri tabanlarındaki dijital materyallerin ve kütüphanecilerin yıllarca süren titiz çalışmalarının sonsuza kadar kaybolduğunu iddia ederken, kütüphane hemen tüm materyallerin yedeklendiğini ve yakında çevrimiçi veri tabanlarını yeniden başlatacaklarını açıkladı. Neyse ki, birkaç hafta sonra Ermenistan Milli Kütüphanesi sadece çevrimiçi veri tabanlarını onarmakla kalmadı, aynı zamanda yeni web sitesini de açtı. Karantina kütüphanenin dijital kaynaklarının önemini gösterirken, diğer yandan daha iyi sunuculara olan ihtiyacı da gösterdi ve ihtiyaç duyulan kaynakların eksikliğini gün yüzüne çıkardı.
COVID-19, sağlık hizmetlerinden eğitime, kültürden turizme ve ötesine kadar yaşamın her alanında zorluklara neden oldu. Hızlı ve yaratıcı çözümler gerektiren farklı alanların hazır olup olmadıklarını sınadı. Ermenistan gibi bu zor zamanlarda sağlık sistemini desteklemek için tüm çabalarını ve kaynaklarını harcayan küçük bir ülke için, kültürün önemi kaybolmuş gibi görünüyordu. Bununla birlikte, sınırlı kaynaklar ve insan kapasitesi ile bile, ülkedeki kültür kurumları sadece yeni duruma hızlı bir şekilde adapte olmayıp aynı zamanda sanatları aktif olarak teşvik etmeyi başardılar. Yeni gerçeklik, ülkenin zengin kültürel mirasını ortaya çıkardı ve kültürel alanın çeşitli yönlerindeki güçlü ve zayıf yönlerin farklı bir perspektiften değerlendirilmesine yardımcı oldu.
Kapak fotosu Armina Safaryan, Mardiros Saryan’ın “Farsça Bir Kız Portresi” ni yeniden yarattı.
Orijinal kaynak https://www.evnreport.com/arts-and-culture/how-facebook-became-a-depository-of-armenian-art-and-culture
İlk yorum yapan siz olun