İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye Yahudisi Rıfat Bali, 30’lu yıllardan beri faaliyette olan silahlı Siyonist örgüt Betar’ı ifşa etti. Yahudiler, Bali’ye kızgın

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

 

MUSTAFA AYDIN

DOSYATV.COM / ÖZEL HABER

Araştırmacı-yazar Rıfat Bali, Türkiye’de uzun yıllar faaliyette bulunan silahlı Siyonist terör örgütü Betar’ı örgüt arşivlerine girerek ifşa etti. Kitabın çıktığı Mayıs ayından itibaren ABD, İsrail ve Avrupa’daki Türkiye kökenli Yahudiler arasında ciddi bir fırtına esiyor. Birçok Türkiye Yahudisi,  “Betar Türkiye: Bir Siyonist Gençlik Hareketinin Hikayesi (1933-1971)” kitabında yaptığı ifşaatlardan dolayı cemaat üyesi Rıfat Bali’ye son derece kızgın. Haklılar, çünkü Bali’nin emek mahsulü çalışması, yakın tarihin yeniden “okunmasını” ve “yazılmasını” gerektirecek derecede önemli bir kitap. Bali, İbranice’ye tam hakim olamadığı için ilgili kaynakları inceleyemediğini belirtiyor. Ayrıca, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat arşivlerinin de Betar Türkiye şubesinin faaliyetlerinin ortaya çıkarılması açısından incelenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Tarih Vakfı’nın “Hikayemi Dinler misin?” projesindeki mülakatında Yahudi İspanyolcası’ndaki “Papeliko Sataniko” kavramını aktarıyor Bali. Anlamı: “Kağıtçık=Şeytancık”. Yani “Geride yazılı belge bırakırsan bunlar ileride sıkıntı oluşturabilir, başına bela olabilir” Bali, bu görüşe inanmıyor. Ne olursa olsun belge bırakılmasını, istiyor ve “En ufak bir belge kırıntısının dahi kaybolmaması lazım” diyor. “Betar Türkiye” kitabını da bu görüşte olduğu için yazmış.

Betar Türkiye, kitabında öyle önemli itiraf ve ifşaatlar var ki, Türkiye Yahudi Cemaati’nin “vatandaşlık” ve “Türkiye’ye bağlılık” akit ve hukukunu sarsacak nitelikte. İslam devletlerinde yaşayan gayrimüslimler, bulundukları devlet aleyhine silahlı-silahsız siyasi mücadele vermeyecekleri, başka devletlere bağlı olmayacakları; onlara istihbarat, para ve lojistik destek sağlamayacakları sözü verdikleri için “zimmet” altına giriyorlardı. Osmanlı’da Vak’a-yı Hayriye olayında “zimmet anlaşmasını” ihlal ettikleri için Yahudi cemaati başkanı Behor İzak Karmona ve ekibi idam edilmiş, mal varlıklarına da el konmuştu. Tefecilik ve bankerlikle birçok veziri ve Yeniçeri Ağalarını kendine bağlayan cemaat başkanı İzak Karmona, Vaad Ha Pekidim Kushta adlı Amsterdam merkezli siyonist örgütün de Osmanlı’daki yöneticisi idi. O güne kadar tüm imtiyazlı işler ve finans sektörü ellerinde iken bir anda tasfiye edilmiş ve imtiyazlı mevkilerini Ermeni cemaatine kaptırmışlardı.

Türkiye’deki Yahudi azınlık modern dönemde “zimmet ehli” olmaktan çıkıp Lozan sonrası “vatandaşlık” hakkı kazandı. Ancak Betar Türkiye kitabıyla ortaya çıkan veriler, Cumhuriyet dönemindeki mer’i kanunlara göre de “vatandaşlık aidiyetini ve hukuki bağını” ortadan kaldıracak nitelikte. Bir vatandaşın başka bir devlet için askeri eğitim alması, oraya “vergi”anlamında yıllık para göndermesi, o ülke için dönem dönem gidip “askerlik”yapması eğer resmen “çifte vatandaş” değilseniz açık bir suç. Rıfat Bali’nin kitabında, “yeraltı silahlı örgüt kurmak, İsrail’de çatışmalara katılmak ve İsrail’e verilmek üzere Türkiyeli Yahudilerden para toplamak ve Türkiye’de silahlı eğitim yapmak” da dahil birçok “örgütlü terör suçu”ortaya konmuş durumda.

betar_jabotinsky_uniformasiyla_-scaled-1
Vladimir Jabotinsky, askeri üniforması ile

ULTRA SİYONİST JABOTİNSKİ VE MENAHEM BEGİN YANLISI GENÇLER, TÜRKİYE’DE DE SİLAHLI ŞEKİLDE FAALİYET GÖSTERMİŞ!

Rıfat Bali’nin “Betar Türkiye” kitabı, Vladimir Zeev Jabotinski (Jabotinsky), Menahem Begin, Yitzhak Shamir çizgisindeki silahlı ve ultra-siyonist bir terör örgütünün Türkiye’de uzun yıllar boyunca faaliyette olduğunu ortaya koyuyor. Birkaç kez Türkiye Yahudi Cemaati’nin yöneticiliğini yapan ve şu an Türkiye Musevi Cemaati Onursal Başkanlığıgörevini yürüten Bensiyon Pinto da 13 yaşından beri Betar üyesi ve kitaba göre örgütün gizli liderleri arasında yer alıyor. Pinto, hayatını anlattığı “Anlatmasam Olmazdı” hatıra kitabında uzun yıllar liderliğini yaptığı silahlı örgüt Betar’a hiç yer vermemiş. Ancak, Rıfat Bali, Pinto’nun hatıralarındaki İsrail yıllarının anlatıldığı bölümden böylesi bir örgüte katıldığının anlaşılabileceğini belirtiyor. Pinto, Bali’nin kitabına küçük bir hatırayla katkıda bulunmuş.

betar_kitap_rifatbali_1betar_pinto_kitap_1

Rıfat Bali, “Önsöz” kısmında örgütün İsrail’deki arşivlerinde Türkiye bölümüyle ilgili son belgenin 1961 tarihli olduğunu kaydediyor. Ancak BETAR Türkiye’nin 70’li yıllarda da aktif olduğunu ispat eden çok önemli bir belgenin Bensiyon Pinto’nun imzasını taşıdığını belirtiyor. İsrail İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom’un Türkiye’deki derin yapının “sol kolu” tarafından kullanılan Mahir Çayan (Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir) tarafından öldürülmesinin ardından açılıp sonra eşi Elsa’ya teslim edilen; onun da İsrail Dışişleri Bakanlığı’na bağışladığı “taziye defteri”ndeki somut bir belgeye işaret ediyor:

“İncelenen dönemin zaman dilimini seçerken kullandığım ölçü başlangıç tarihi için Betar Türkiye’nin faaliyetlerinin başlangıç tarihi olarak belirtilen 1933 yılıdır. Bitiş tarihine gelince Jabotinski Enstitüsü arşivinde bulunan en son belge 1961 yılına aittir ancak Betar İstanbul hareketi 1961 yılından sonra da faaliyetlerine devam etmiştir. Nitekim İstanbul’daki İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom 22 Mayıs 1971 tarihinde kaçırılarak öldürülmesinin ardından İsrail Başkonsolosluğu’nda açılan taziye defterinde Türkiye Yahudi toplumunun ve Betar’ın eski liderlerinden Bensiyon Pinto’nun, “Au nom des Betar de Turquie”: “Türkiye Betarları adına..” notu ve imzası yer almaktadır.” Shf: 24

betar_pinto_kitap_2

Bu kupürle ortaya çıkan başka bir ilginç anekdot ise Türkiye’de Komünizmle Mücadele Derneği‘nin kurucu başkanı Orhan Kiverlioğlu Aksoy’un da taziyesinin bulunması. Siirtli Orhan Kiverlioğlu, CIA’ya casusluk yaptığı içinsuç üstü yapılıp hapse atılan albay Turan Çağlar’ın “gizli işlerindeki” “sağ kolu” idi. Uzun yıllar Transtürk Holding‘de yöneticilik yapan Kiverlioğlu, 936 kez “gizlice” görüştüğünü yazdığı Süleyman Demirel ile samimiyeti; Fetullah Gülen, Adnan Oktar ve Yeni Asya gazetesine verdiği destekle tanınıyordu.

betar_pinto_kitap_kiverlioglu_

Rıfat Bali, “Önsöz”ün sonunda Betar örgütü Türkiye şubesi ile ilgili incelenmesi gereken asıl kaynakları da işaret ediyor:

“Bu ana kaynağın dışında İsrail devlet arşivlerindeki İstanbul’daki İsrail Başkonsolosluğu evrakları arasında Muhtemelen Betar Türkiye hareketi ile ilgili belgeler mevcuttur. Ancak İbraniceye hakim olmadığım için bu kaynakları inceleyemedim.” Rıfat Bali, Betar Türkiye, shf: 25

BETAR TÜRKİYE, “İSRAİL’İ KURAN ÖRGÜT”, “JEWISH AGENCY-SOHNUT-YAHUDİ AJANSI” İLE İRTİBAT HALİNDE

“Betar Türkiye”, İsrail Devleti’nden önce kurulmuş bir örgüt. Aslen, “İsrail’i kurmak” ve oraya Siyonizme inanan genç nüfus yönlendirmek hedefini taşıyor. Asıl gaye, “Aliya”, yani İsrail’e “göç”. İsrail içinde İrgun, Hagana ve Stern gibi silahlı örgütler var. Yine Betar da aktif silahlı örgütler arasında yer alıyor ve uzun süre İrgun’la birlikte hareket ediyor. Betar İsrail, İsrail Deniz Kuvvetlerine bağlı “özel kuvvetler”in kurucu teşkilatı.

Betar Türkiye’nin İstanbul ve İzmir olmak üzere iki önemli merkezi var. Hedefleri, gençleri eğitip, siyonizme kazandırmak, İbranice öğretmek, İsrail’e asker ve vatandaş haline getirebilmek. İbranice öğretiminde ve “gönüllü göç” konusunda başarısız oluyorlar; ancak Türkiye’deki kamplarda tam bir askeri disiplin ve hiyerarşi içinde silah eğitimi dâhil, atletizm, yakın dövüş, 10 km’yi aşan uzun yürüyüş idmanları gibi sportif ve kültürel faaliyetler başarıyla tamamlanıyor. Aldıkları eğitim “savaş eğitimi”. Yapılan şey “savaş hazırlığı”.  Betar Türkiye, “İsrail’in ihtiyaç duyması halinde imdada yetişebilmeyi ve buna hazır olmayı” amaçlıyor.

Betar Türkiye, küresel siyonizmle irtibatını, “İsrail Devletini kuran teşkilat”olan Jewish Agency-Yahudi Ajansı-Sohnut ile sağlıyor. Tüm ideolojik formasyon düzensiz olarak yayınlanan Hadar adlı yer altı örgüt dergisiyle sağlanıyor. Belli bir yaşa ve ideolojik seviyeye gelmeyen Betar üyesine Hadar dergisi asla verilmiyor.

betar_hadar_dergisi_2
Hadar Dergisi örnekleri. Kaynak: Rıfat Bali, Betar Türkiye kitabı
betar_hadar_dergisi_1
Hadar Dergisi örnekleri. Manşet: “Le Orage de 1938” “1938 Fırtınası” (Kaynak: Rıfat Bali, Betar Türkiye kitabı) Ayrıca, aynı kelimenin geçtiği “Oraj Harekat Planı”, Balyoz Davalarında en çok tartışılan konular arasında yer alıyordu. 

KİTAPTAN: BETAR MİLİTANLARI, ALMAN AJANLARINI ORMANA KAÇIRIP DÖVMÜŞ!

Kitapta Shlomo Yahini Almanya’dan kaçıp Filistin’e geçmeye çalışan Yahudi kafilesi içinde bulunan ve kendilerini Yahudi gibi gösteren iki Alman casusunu yakalayıp örgüt kararıyla dövdükleri olayı da anlatıyor. Shf. 154’te detaylarıyla anlatılan Betar Türkiye’nin şiddet eyleminde 2 Alman ajanı ormanlık alana götürülüp “artık işleri bitti” denecek şekilde dövülüyor ve tehdit ediliyor. Almanların evraklarını inceleyen Betar Türkiye üyeleri, Alman devletinin verdiği kimliğin “milliyet” bölümündeki “Yahudi” yazısının yanına konmuş küçük bir “nokta”nın Alman ajanlarını ele verdiğini anlatıyor.

YAHUDİ CEMAATİNDE RIFAT BALİ’YE TEPKİ BÜYÜK:

“İSLAMCILARIN TÜM İDDİALARINI HAKLI ÇIKARDI!”

Türkiye’deki Yahudiler arasında “Betar Türkiye” kitabı tam bir bomba etkisi yaptı. Çeşitli forumlarda yapılan tartışmalarda Betar arşivine girilerek bu kadar önemli nitelikteki mahrem bilgilerin ve bugüne uzanan isimlerin ifşa edilmesi endişeyle karşılandı. Rıfat Bali üzerindeki soru işaretleri yoğunlaşırken, Türkiyeli birçok Yahudi, Rıfat Bali’nin Yahudi cemaatine ve Siyonizme bağlılığını sorguluyor. Kitaptaki ifşaatları “ihanet” kelimesiyle tarif edenler, İslamcı ve milliyetçi hareketlerin son yüz yılda “Beynelmilel Yahudi”tanımıyla ileri sürdüğü iddiaları ve “cemiyet-i hafiye” iddialarını bu kitapla ispat ettiği için Bali’ye kızıyor. “Yer altı faaliyeti yapan Siyonist bir örgüt olarak anlatabilirdi, niçin silah eğitimi verildiğini, İsrail’de köy basma, bombalama ve Filistinlilerin öldürüldüğü eylemleri üstlenme dâhil terör eylemleri niçin kitaba alındı?” diye tepki gösteriyor.

TÜRKİYELİ DİĞER YAHUDİ ÖRGÜTLERİ BETAR’I “FAŞİST” OLARAK GÖRÜYOR

İstanbul ve İzmir’de başka Yahudi örgütleri de bulunuyor. Onlar, Betar Türkiye’yi “faşist” olarak değerlendiriyor. Betar örgütü ise onları “dejenere”ve “Siyonizmden uzak” olarak tanımlıyor. Betar Türkiye, raporlarında, uzun yıllar üzerinde emek sarfettiği Türkiye’deki Yahudi gençlerini “vasıfsız”, “Siyonizmden çok şahsi menfaatlerini önde tutan kişiler” olarak görüyor. 6-7 Eylül 1955 olayları ve 67 Savaşı’ndan sonra İsrail’e gidenlerin Siyonizme inandıkları için değil, “mecbur” oldukları için gittikleri rapor ediliyor. Gerçek Siyonistlerin ancak yüzde 20’lik kesimi oluşturabileceği belirtiliyor.

MOŞE (1926-) ANLATIYOR:

1948-Palestine-HERUT-BETAR-SONG-BOOK-Israel-REVISIONIST-_1
1948’de yayınlanmış üzerinde silah bulunan Herut-Betar şarkı kitabı

“Neemani Zion diyor ki, “Biz İsrail’e gidelim, İngilizlere yaranalım.Biz, [Betar]“Hayır silah zoruyla” diyorduk. İdeoloji farkı vardı. Bunlar diyordu ki oraya gidelim toprağı işleyelim. Biz diyorduk, “Hayır biz oraya gideceğiz İngilizleri kovacağız.” Onlar kibutzlara yerleşiyorlardı. Bizimkiler kibutzlara gitmiyorlardı, gizli örgütlere katılıyorlardı. Bizim grup daha çok silahlı direnişe yönelikti.” (shf: 160)

TABANCA SÖKÜP TAKMA VE SİLAH EĞİTİMİ ALMIŞLAR

ANONİM TANIK ANLATIYOR (Doğum: 1945-)

betar_irgun_etzel_orgutu_1

Uzun süre Betar’la birlikte hareket eden terörist İrgun örgütünün amblemi. Irgun da Betar gibi Jabotinsky’nin fikirlerinin izleyicisi idi. (Irgun: (Hā-ʾIrgun Ha-Tzvaʾī Ha-Leūmī b-Ērētz Yiśrāʾel, lit. “İsrail Topraklarındaki Ulusal Askeri Örgüt”) Irgun’un en iyi bilinen operasyonlardan ikisi; 22 Temmuz 1946’da Kudüs’teki Kral David Oteli’nin bombalanması ve 9 Nisan 1948’de Lehi örgütü ile birlikte yürütülen 110 köylünün öldürüldüğü Deir Yasin katliamıdır.

“Bazen Herut gazetesi gelirdi. Menahem Begin arka sayfada yarım sayfa yazı yazardı. Herut gazetesi herkese verilmezdi. Bunlar merkezden gelirdi ya da diplomatik kurye ile gelirdi. İrgun’un rozeti vardı: elde tüfek İsrail haritası. Betar’ın rozeti vardı. Bütün bunlar İsrail’den valizler içinde gelir  ve gizli gizli verilirdi. Verilirken de itimad edildiği belirtilerek verilirdi. 1968’de evlendim. 1971’de çocuğum oldu. Hâlâ Betar’dım ama yönetimde değildim. Dov Gruner’i anlatırdık. [Dov Béla Gruner (1912-1947), Yahudi terör örgütü Irgun’un üyelerinden. 16 Nisan 1947’de Gruner, Filistin’deki İngiliz işgal makamları tarafından “polislere ateş etme ve kraliyet hizmetindeki personeli öldürmek amacıyla patlayıcı bulundurma” suçlamasıyla idam edildi.M.A] Çok marifetmiş gibi Deir Yasin’i anlattığımız olmuştur. [9 Kasım 1948 günü İrgun ve Lehi terör örgütü üyeleri Deir Yasin köyünü işgalinde 110 köylüyü topyekün imha ettiler.MA] King David Oteli’nin sütçü güğümlerinde saklı bombalarla bombalanmasını [22 Temmuz 1946. 91 kişi öldü.M.A] marifetmiş gibi anlattık. Bu faaliyetler FKD [Fakirleri Koruma Derneği: Bnai Brith Türkiye]binasının üst katında yapılırdı. Betar bir gençlik teşkilatı idi. Ne idi: “Histadrut ha Noar ve Ha Aktivisti, Al Şem Yosef Trumpeldor” “Yusuf (Joseph) Trumpeldor adına Genç Aktivistler Teşkilatı”.

“Yıldırım Spor’u biz kurduk. Yıldırım Spor’a Betar olsun olmasın herkes girdi ama bunun içinde biz Betarlar özel kişilerdik. Bugün bunları biraz ti’ye alarak konuşuyorum ama o zaman bayağı ciddiye alırdık, fısıldaşarak konuşmalar, gece yürüyüşleri, sopayla dövüş, silah eğitimi, silah parçalama ve toplama eğitimi. Bu eğitime ben de girdim. Yani bir tabancayı parçalara ayırıp tekrar toplamak. Bu eğitimi de bir junior vermişti bize. Tabanca havluya sarılı şekilde fermuarlı bir plastik spor çantası içinde gelirdi. Sene 1961-62”

“Fakirleri Koruma Derneği (Bnai Brith Türkiye) binasında toplanırdık. Orada Or Ahayim, Amikal, Kardeşlik ve Betar vardı. Diğer kulüptekiler biz Betar’lara “faşistler” biz de onlara “züppeler” derdik.” (Sayfa: 160-165)

ASKERİ SİSTEM HİYERARŞİK DÜZEN, “KOMUTAN” VE “SUBAYLAR”

SELİM (SHLOMO) NAVARRO ANLATIYOR:

betar_rozet_1
E-bay sitesinde satışa çıkarılan 1927-1937 yıllarına ait Betar örgütüne ait rozet.

“Betar faaliyetlerimiz sırasında Betar İzmir bölge kumandanı olarak seçildim. Betar askerleri, subayları ve bölge kumandanları olan bir askeri yapılanma gibi organize olmuştu. Her defasında 35-40 çocuğun sorumluluğunu almam gerektiği için bu faaliyetlerin çok dikkatli planlanması gerekiyordu. En sorumluluk sahibi dostlarımı faaliyetlerde subay olarak seçiyordum. Bu arada İzmir’in Yahudi cemaati için istenmeyen şahıs olmuştum. Çünkü İsrail lehine yaptığım çalışmalarım arkadaşlarımla Türkiye’den ve dolayısı ile ebeveynlerinden ayıracak nitelikteydi. İzmir’deki diğer hareketler kendilerini siyonist olarak tanımlamalarına rağmen Betar’da olduğu gibi bir marşları yoktu, bayrakları yoktu, ciddi bir hedefleri yoktu.” (Shf: 133)

SELİM SALTİ ANLATIYOR:

“Betar teşkilatı dışa bağlı siyonist bir kurum olduğundan O zamanki Cumhuriyet kanunlarına aykırı bir statüsü vardı. Bizler de çalışmalarımızı grup toplantılarımızı gizli bir şekilde genellikle evlerde yapardık. Topluca yan yana geldiğimizde askeri bir disiplin içinde hareket ederdik.Toplantılarımızda kumandan konuşur ve öğretilerini kesintisiz anlatırdı. Soru sorma toplantının bitiminde yapılabilirdi. Gruplar en fazla 10 kişiliktiler. Teşkilatta İsrail’in kuruluşuna da kabul eden 1947-48 yıllarında ilgi son derece arttı Tahminimce 600 kadar üyeden bahsedebiliriz. Tam sayı hiçbir zaman gizlilik yüzünden resmen açıklanmamıştır. Bence İstanbul’da faal olan siyonist teşkilatlarının içinde en büyüğü Betar Teşkilatı idi.” Shf: 143

TANIKLARIN AĞZINDAN TÜRKİYE’DEKİ ÜNLÜ BETAR ÜYELERİ

Mateo Kalaora, Şemaya Halevi, Daniel Maya, Daniel Cuniman, Mordo Danyeli, Eli Alaluf, İzak Abudaram, Eli Benyeş, Bensiyon Pinto, Selim Salti, İzak Varon, Yusuf Altıntaş, Yusuf Sabaner, Yaşar Sages, Yako Alvayero, Eli Ateş, Hayim Abudaram, Akiba Bennun, Jak Karasu, Aslan Eskinazi, Sami Eskinazi, Dr. Menahem Mitrani, Albert Şilton, Robert Sezer, Yaakov Kohen, Sami Özruso, Lücy Profeta, Michel Tavdioğlu, Julie (Simha) Tavdioğlu, Elia Alaluf, İsak Salti, Sami Benyakar, Nino Mitrani, İsak Abudaram, Sami Benyakar, Moris Profeta, Viktor-Leyla Eli, Yusuf Sinay (Bursa), Dilber Abuisak.


https://dosyatv.com/turkiye-yahudisi-rifat-bali-30lu-yillardan-beri-faaliyette-olan-silahli-siyonist-orgut-betari-ifsa-etti-yahudiler-baliye-kizgin/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın