İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ÇOCUKLARIN COŞKUSU

Krikor Avak Kahana Damatyan 

“Size şunu söyleyeyim,
bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!”
(Luka,19.40)

Lazarus’un Dirilişi Yortusu kutlamalarıyla Kutsal Hafta ‘ya adım atmaya hazırlanıyoruz. Kutsal Hafta’nın zirvesinde bilindiği gibi Hisus Krisdos’un Ölülerden Diriliş Yortusu kutlamaları yer almakta. Bu yıl ne yazık ki bilinen salgın nedeniyle törenler icra edildikleri kiliselerde kapalı kapılar ardında yapılacak, cemaatimizin bu törenlere katılımı mümkün olmayacaktır. 

Bazıları; törenlere, Surp Badarak’a katılamamak, Surp Hağortutyun alamamak gibi nedenler ileri sürerek bu haftada yapılacak ayinlerin anlamlarını kaybettiklerini iddia edebilirler. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun cevabı büyük harflerle “HAYIR”dır.

Kutsal Hafta’nın her bir gününü Kilise’nin önerdiği Kutsal Kitap okumalarıyla değerlendirerek Hisus Krisdos’un bizler için neler yaptığını, nelere katlandığını öğrenir, evimizdeki dualarla uzaktan da olsa bazı kiliselerimizde yapılan dualara paydaş olabiliriz. 

Bu Pazar Dzağgazart. Hisus Krisdos’un Kudüs’e girişinin anıldığı gün. Hisus Krisdos başka vesilelerle de Kudüs’e gelmişti. Fakat bu kez farklıydı. Coşkulu bir kalabalık elbiselerini yol üstüne seriyorlar yaşlılar, gençler çocuklar, ellerinde hurma ve zeytin dalları olmak üzere gökyüzünü “Rab’bin adıyla gelen Kral’a övgüler olsun! Gökte esenlik, en yücelerde yücelik olsun!” (Luka, 19.38) “Davut Oğlu’na hozana! Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde hozana!” (Matta, 21.9) övgüleriyle inletiyorlardı. Halk O’nu kral olarak nitelendiriyordu. Fakat Krisdos onların anlayışlarında daha farklıydı. Şehre gireken önden atlılar veya öncü kuvvetler yürümüyorlardı. Hatta en önemlisi muzaffer bir kralın yaptığı gibi at üzerinde değil, basit bir eşek üzerinde şehre girmişti.

Şehre girdiğinde bütün kent, “Bu kimdir?” diyerek çalkanmıştı. (Matta, 21.10). Kudüs şehri başka bir çalkantıya da şahit olmuştu. Hisus Krisdos’un doğuş haberi yayıldığında Herodes ve onunla birlikte Kudüs halkı huzursus olmuşlar, tahtını kaybetme korkusuna kapılan bir kral günahsız bebeklerin katledilmelerini emretmişti. Fakat Hisus Krisdos Baba’nın iradesiyle insanları kurtarmak için dünyaya gelmişti. Üç yıl boyunca insanlarla birlikte olmuş, onlşara Müjde’yi vaaz etmiş, mucizeler yapmıştı. Bu kez şehrin çalkalanmasının nedeni Feriselilerin itibarlarının zedelenmesinden kaynaklanıyordu. Hatta halkın büyük tezahüratı karşısında şaşkınlıklarını Görüyorsunuz, elinizden hiçbir şey gelmiyor. Bütün dünya O’nun peşine takıldı” (Yuhanna, 12.19), sözleriyle dile getiriyorlardı. 

Bu coşkulu ortam içinde kahramanlarının çocuklar olduğu bir manzarayla karşılaşıyoruz. “Davut Oğlu’na hozana! Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde hozana!” sesleriyle sevinç ve coşkularını dile getiren çocuklar feriselilerin, başkahinlerin ve yazıcıların sinirlenerek kızmalarına neden oldular. Onlar bekledikleri Mesih için söylenecek Mezmurların çocuklar tarafından seslendirilmelerine tahammül edemeyerek, Krisdos’a yaklaştılar ve kızgınlıklarını belli ederek çocukları susturmasını istediler. Çocukların bu coşkulu karşılamaları Mezmurlar’ın “Çocukların, hatta emziktekilerin sesiyle Set çektin hasımlarına, Düşmanı, öç alanı yok etmek için” (Mezmurlar, 8.2) ayeti gerçekleşiyordu.
.
Çocuklar hakkında bir vesileyle “ Bırakın çocukları, Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir” (Matta, 19.14) demiş olan Krisdos, çocukları azarlayarak, coşkularına engel olamazdı. Gerçekten de öyle oldu. Doğru, Krisdos Birilerini azarladı, Fakat azarladıkları çocuklar değil, çocukların azarlanmasını ve susturulmalarını isteyenlerdi. Bu azarlamasının odak noktası “Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!” sözleriydi. 

Kudüs Mabedinin taşları Krisdos’un sözlerine ve yaptıklarına tanıklık edebilirlerdi. O’nun mucizeleri, özellikle de dört günlük ölmüş Lazarus’u diriltmesinin haberleri şehre ulaşmıştı. Bu haberler Krisdos’un coşkulu bir şekilde karşılanmasına yeterliydi. Fakat karşıtları yüreklerini sertleşmiş olduklarından Krisdos’un kurtarıcılık görevinin anlamına vakıf olamazlardı. Yeşaya Peygamber bu gibi ısrarcı inatçılar hakkında şöyle demişti: “Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz!” (Yeşaya, 6.9).

Krisdos’u karşılayan çocukların coşkusuyla sevinelim ve coşalım. Bu coşku günümzde yaşadığımız hüzün atmosferini dağıtsın. Evlerimizde yapacağımız dualarla Krisdos’un gelişini selamlayalım. Hisus Krisdos’u kendi Kudüs’lerimizde, Tanrı’nın kutsadığı aile çatıları altında karşılayalım. Bu özellikle anne ve babalarımıza bir çağrıdır. Bırakalım çocuklarımız Krisdos’a yaklaşsınlar. Gönül isterdi ki çocuklarımız kiliselerimizde Surp Badarak’a katılarak tören sonunda kilisenin takdisini alsınlar. Gerçi her zaman saygı duyarak takdir ettiğimiz istisnalar dışında, bu geleneksel takdis törenine küçük sayıda çocuklar katılmakta. Kilise bu çocukların katılımını sevgiyle karşılamakta ve sevinç duymaktadır. Unutmayalım. Çocuklarımız da bizler gibi kapalı kapılar ardında kalmak durumundalar. Bunu dikkate alarak lüğtfen internet üzerinden takip edebileceğiniz törenleri birlikte izleyin ve bunu dua atmosferi içinde yapın. Çocuklarımız bu dua birlikteliğinde Tanrı’nın sevgisini, merhametini, bağışlayıcılığını özellikle de “Tanrı için imkansız olan bir şeyin olmadığını” öğrensinler.

Çocuklarımızın dudaklarından dökülecek bir duanın sesi sevindiricidir. Onların susmasınlar. Çünkü onlar sustuklarında geleneksel ailelerimiz, kilise binalarımız ve okullarımızın taşları konuşacaklardır. Çünkü o taşlar geleneksel toplum değerlerimizin korunması için neler yapıldığının tanıklarıdır. 
Kutsal Kitab’ın öğretisine kulak vererek Krisdos’u ruhani coşkuyla karşılayalım: “Bugün RAB’bin yarattığı gündür, Onun için sevinip coşalım! Ne olur, ya RAB, kurtar bizi, Ne olur, başarılı kıl bizi! Kutsansın RAB’bin adıyla gelen! Kutsuyoruz sizi RAB’bin evinden. RAB Tanrı’dır, aydınlattı bizi….Tanrım sensin, şükrederim sana, Tanrım sensin, yüceltirim seni. RAB’be şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur. (Mezmurlar. 118 [117].24-28)

Salgından sıkıntı çekenler için dua etmeyi sürdürüyoruz: İyiliksever ve merhametli Tanrım,
Senin önünde eğiliyoruz, dualarımızı kabul et, yakarışlarımıza kulak ver. Çünkü sana güveniyor, bitmez tükenmez merhametinle bizleri bağışlayacağını gözlüyoruz. Yakarışlarımıza kulak ver. Virüsle bulaşmış kişilere, tedavi sürecini yaşayan tüm hastalara, şifa ver. Tedavi veya karantina dönemlerinin yalnızlığını yaşayanlardan korku ve krizden kaynaklanan telaş duygularını uzaklaştır.Ailelerini ve dostlarını koru ve sevenlerine esenlik ver.

Tanrı dualarımızı kabul etsin. Birlikte Krisdos’un Diriliş Yortusu’nu kutlamaya layık olalım. Her durumda Krisdos’un Dirilişi bizler için iman, ümit ve sevgi kaynağı olacaktır.

Tanrıı’nın lütfu bizlerle birlikte olsun. Amen .

https://www.facebook.com/krikor.damadyan/posts/2627735864128265

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın