Krikor Avak Kahana Damatyan
Tüm dünya için tehlike arz eden salgın nedeniyle sınırlandırılmış bir yaşam çerçevesinde bulunduğumuz ve kendimizi buna bağlı olarak hapse mahkum bir kişinin ruhsal durumu içinde hissettiğimiz bir gerçek. İrademiz dışında oluşmuş bu gelişmeler ortamında bize sağlanan imkanlar çerçevesinde televizyon kanallarını izlediğimizde, insanların genel olarak duaya hasredilmiş bir yaşamın lütuflarına güvenmek istediklerini görüyoruz.
Dua, imanlı yüreklerden kaynaklanan ve Tanrı’ya yöneltilen kelimeler, dilekler dizisidir. Bu imanlı bir kişi için en güçlü silahtır. Duanın gücüne güvenenler ve bu güçle donananlar, silahlananlar güven duygusu yoksunluğunun yarattığı korkudan uzak kalırlar. Duaya güvenenler, insanlığın üzerine çöken bu virüs belası nedeniyle altüst olmuş yaşamlarını ümitsizlikten uzak tutarlar.
Başta Tüm Ermeniler Kadasetli Başpatriği olmak üzere Ermeni Kilisesi mensupları dünyanın dört bir yanında icra edilen dua etkinliğinde birleştiler. Ruhaniler ve imanlı cemaat mensuplarının duadaki birliktelikleri güç kazandıran güzel bir görünüm arz etti. Bu görünüm dua için salgın nedeniyle kapatılmış sınırların, evlerin kapalı kapılarının bir anlam ifade etmediklerini gösterdi. Çünkü, kapalı kapılar arkasında yaşamak zorunda kalan insanların manevi anlamda dışarı çıkarak kendileriyle hemen hemen aynı koşullarda yaşama zorunda olanlara dua vasıtasıyla manevi birliktelikleri, içinde bulunulan mekanların birleşerek duaya adanmış hayali meydanlara dönüşmelerine neden olmuştu.
Surp Krikor Naregatsi ve Surp Nerses Şınorhali bugün bizlere her zaman olduklarından daha yakın konumdaydılar. Bu iki manevi önder duaya adanmış yaşamlarıyla tanınmıştır. Onların yüreklerinin derinlerinden kaynaklanmış bilinen dualarının kelimeleri bugün yardımcı oldular. Yardımcı oldular, çünkü Tanrı’ya yakarmak için aramızda onların yardımına muhtaç olanlar vardı. Her iki aziz, asırlar boyu gelip geçen nesillere Kurtarıcımız Hisus Krisdos’un örneğiyle dua etmeyi öğretmişlerdi. Kutsal Ruh’la güçlenmiş bu azizler yaşamın her türlü sıkıntılarını, acılarını dikkate alarak dua etmişlerdi. Dolayısıyla onların dudaklarından dökülmüş olan duaların kelimeleri, bugün bir şekilde ağızlarımızda yer bulmuştur. Ve bizler bu kelimelerle öncelikle Tanrı’nın adını yücelttik ve O’ndan yardım diledik. Her iki azizin bizler için şefaatte bulunmaları için dua ettik.
İki azizin dualarının kelimelerinin özünde Kutsal Kitap, Tanrı Kelamı yankılanır. Güzel bir tesadüfle bu dua etkinliği Miçink gününe, yani Büyük Oruc’un tam ortasına rastladı. Miçink geleneksel olarak orucun kutsiyetine zarar vermeden oruç döneminde ikinci bir paregentan yani sevinç vesilesi olma niteliğini taşır. Kırsal kesimde, taşrada yaşayan atalarımız Miçink’i mutluluk ve sevinçle karşılayarak sosyal bir birliktelik vesilesi olarak kutlarlardı. Bu yıl virüs salgınının neden olduğu ruh haline maruz kaldığımız bu günde yapılan dua etkinliği bizlere bir Miçink hediyesi oldu. Bu vesileyle Tanrı’nın Büyük Oruc’un yarısına erişmemize imkan verdiğini hatırladık. Bunun yanı sıra Miçink’in çağrısına kulak verdik. Bu çağrı, Kutsal Hafta’ya ve Hisus Krisdos’un Ölülerden Diriliş Yortusuna erişmek için Büyük Oruc’un ikinci yarısını en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Kiliselerimizde ayinler, bugünün şartlarında alınan tedbirler uyarınca Yaşayan Kiliselerden, yani imanlılardan yoksun olarak icra edilmekte. Fakat imanlıların kilise dışında, evlerinden yapacakları dualarla kiliselerimizde yapılan dualara manen katılabilme imkânına sahip olduklarını unutmayalım. Tanrı’ya güveniyor ve dua ediyoruz. Tanrı’nın lütfü ile O’nun Kutsal Sofrası’na paydaş olacağımız mutlu anı ümitle bekliyoruz
Hisus Krisdos’un Kutsal Diriliş müjdesini duymaya ve bu sevinci paylaşmaya hazırlanıyoruz. Unutmayalım. İçinde bulunduğumuz şartları önemsemeden Krisdos’un Kutsal Diriliş sevincini ve ruhsal coşkusunu yaşamalıyız. Çünkü O “ölümüyle ölümü yendi ve dirilişiyle de yeni yaşamı bahşetti”.
Şartlar ne olursa olsun, kilise binaları içinde veya dışında, Kridos’un Kutsal Dirilişi’nin yaşam yenileyen ve yaşam veren gücünün hepimiz için önem arz ettiğini unutmayalım. İşte Kutsal Diriliş müjdesini bu imanla karşılayacak ve bu müjdenin ruhani coşkusuyla birbirimizi selamlayacağız.
Dua etkinliğinde dile getirilen özel duanın kelimelerini kalplerimize nakşedelim ve unutmayalım. Tanrı’nın gücünü hatırlayalım. Tanrı’nın merhametini hatırlayalım. Tanrı’nın sevgisini hatırlayalım. Tanrı’nın bizleri esirgediğini hatırlayalım. Tanrı’nın, bu virüs belasını tez elden aramızdan uzaklaştırmasını iman, ümit ve sevgiyle bekliyor ve dua ediyoruz. Bu virüsün yarattığı hastalığın pençesindeki insanların acılarını dindirmesi için Tanrı’ya yakarıyoruz. Yaşamlarını kaybedenlere rahmet, sevdiklerini yitirmenin acısı içinde olanlara metanet ve teselli diliyoruz. Tanrı, hepimize sabır bahşetsin. Bizler bu sabırla günümüz yaşam zorluklarına katlanabilme, sıkıntıları ve acıları yenme gücünü kazanalım. Hisus Krisdos’un bu doğrultudaki sözünü hatırlayalım: “… Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim.” (Yuhanna, 16:33).
Muzaffer Krisdos bizimledir ve iman kayası üzerinde azimle kaldığımız sürece bizimle olacak.
ԳՐԻԳՈՐ ԱՒԱԳ ՔԱՀԱՆԱՅ ՏԱՄԱՏԵԱՆ
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=2613284445573407&set=a.1537102746524921&type=3&theater
İlk yorum yapan siz olun