İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kaderi ‘üçüncü ayak’ belirler

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, PKK Lideri Öcalan’ın ‘üçüncü ayak’ vurgusunu değerlendirerek, ‘Halkların kaderini belirleyecek olan üçüncü ayaktır. Bu üçüncü ayak; Kürtler,gençler,kadınlar ve Türkiye’de yaşayan tüm halklardır’ dedi

İmralı Adası’nda çıkan yangının ardından kamuoyunun dikkatlerinin yeniden döndüğü İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nin kapıları 7 ay sonra yeniden açıldı. Kürt kamuoyunda yükselen tepki üzerine PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş 3 Mart’ta aileleriyle görüştürüldü. Abdullah Öcalan’ın mesajları kardeşi Mehmet Öcalan tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Öcalan’ın mesajlarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Uğurlu, Öcalan’ın mesajında tarif ettiği iki ayaklı masanın bir ayağını iktidar cephesinin, diğer ayağını ise kendisini muhalefet olarak konumlandıran laik-milliyetçi cephenin oluşturduğunu ifade etti. Türkiye’nin kaderini belirleyecek şeyin bu iki ayak olmadığını söyleyen Uğurlu, “Türkiye halklarının kaderini belirleyecek olan üçüncü ayaktır. Kimdir bu üçüncü ayak? Kürtler, gençler, kadınlar ve Türkiye’de yaşayan tüm halklardır. İktidar; ‘sadece benim gibi düşüneceksin’ diyor ama ülkenin yarısı buna rıza göstermiyor. Önemli olan bu rıza göstermeyenleri güçlendirmek ve belirleyici özne olarak o masanın üçüncü ayağını kurmaktır” dedi. Toplumun üzerinde çok büyük bir baskı olduğuna dikkat çeken Uğurlu, baskının büyük olmasının büyük bir muhalefetin canlanacağı anlamına geldiğine vurgu yaptı. Uğurlu, “Toplumların tarihi de hep bu şekildeydi. Burada hem HDP’ye hem HDK’ye çok iş düşüyor. Sokaktaki muhalefeti, evdeki muhalefeti kısaca yaşamın her alanındaki muhalefeti güçlendirmek gerekiyor. Zaten hazır olan kitle var. Onların yaşamlarına dokunmak yeterlidir” diye belirtti. Öcalan’ın ‘Her şey doğru mücadeleyle olur’ sözlerini hatırlatan Uğurlu, “Burada büyük emekler veriliyor. Önemli olan bu emeğin kazanıma dönüştürülmesidir. Daha derli toplu ve topluma enerji veren, aynı zamanda topumdan enerji alan bir şekilde hareket etmek gerekir. Sınırlı bir kadro ile değil, daha çok sayıyla daha çok mahalleye yayılarak, sokaklarda ve evlerde olarak örgütlenmek” gerektiğine dikkat çekti.

Muhatap Kürtler, Ermeniler…

İmralı’daki görüşmede Öcalan’ın AKP iktidarın sıkışmışlık halini tanımlamak amacıyla işaret ettiği önemli noktalardan biri de Türkiye’nin Suriye krizinde bir Amerika bir Rusya’nın yanında yer alması oldu. Türkiye halklarının artık bu durumun farkına vardığını ve bu siyaseti sorgulamaya başladığını söyleyen Uğurlu, “Suriye’deki krizin muhatabı ne Rusya ne ABD değil. Bunun muhatapları kim? Muhataplar Rojava’daki Kürtler, Ermeniler, Araplar, Süryaniler ve hala var olan devlet temsiliyetidir. Sorunlar ancak Suriye’nin bütünlüğü korunarak çözülür. Aynı zamanda Türkiye’de de yarıda bırakılmış bir Dolmabahçe Mutabakatı var. Türkiye’nin de oraya dönmesi gerekiyor” diye konuştu.

İSTANBUL


Yeni Yaşam Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.