Ekolojik Anne serimize Analı Kuzulu (Kamp) oluşumundan Talin Büyükkürkciyan Demirci’yi konuk ediyoruz. Demirci ile şehirde ebeveyn olmanın alternatif yollarını ve ekolojik dönüşüm adımlarını konuştuk.
Röportaj: Aslı Erdursun (Buğday Gönüllü İletişim Ekibi)
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Dans öğretmeni, koreografım. Hollanda’da dans üzerine okudum. İstanbul’a geri döndüm ve döndükten sonra her yıl yeni bir gösteri sahneye koydum. Gösterileri yurt içi ve yurt dışında olmak üzere çeşitli bölgelerde sergiledik. Çağdaş dans günleri, dans festivalleri ve bienallere katıldık. Her sene yaptığım işler değişiyor. Onun haricinde, 11 yıldır Bilgi Üniversitesi Sahne Sanatları Alanı’nda ikinci sınıflara hareket teknikleri adı altında çağdaş dans, kontak dans ve açık doğaçlama dersleri veriyorum. 1997’den beri de çocuklara yaratıcı dans dersleri veriyorum.
Buğday Derneği ile nasıl tanıştınız?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Kızımın doğmasına yakın eşimle ekolojik pazara çok sık gitmeye başladık. Pazar ile başladı dernek ile olan ilişkim. Mira iki yaşındayken de Yeşin Aydemir ile birlikte Analı Kuzulu’yu yapmaya başladık. Aslında derneği biliyordum sadece üye olmamıştım, o vesileyle de üye oldum.
Çocuğunuz ne zaman dünyaya geldi? İsmi nedir?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: 2012 yılında kızım Rosa Mira dünyaya geldi. Rosa gül demek, Mira’nın da birçok anlamı var; bir köy adı, aynı zamanda ‘görmek’ ve ‘uluslara yol gösteren yıldız’ anlamları da var.
Ekolojik yaşam biçimini benimseyişiniz ne zaman oldu? Kızınız bu yaşam tarzını benimseyebildi mi?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Hollanda’da organik marketler çok vardı. O zamanlar burada yoktu tabii. Orada bir bilinç elde etmiş oldum. Aldığım şeyler daha lezzetliydi. Buraya geldiğimde de Şişli %100 Ekolojik Pazar’ından almaya başlamıştım. Hamile kalınca da kesin olarak buradan alışveriş yapmaya başladık. Babası da sosyal sorumluluk olarak bilinci yüksek bir kişi. Dolayısıyla kızım da ‘ışıkları kapatalım, suyu boşuna harcamayalım’ diyor. Hatta ‘sifonu haftada bir çekelim’ bile dedi geçen gün. Organik pazarın lezzetinden emin. Sebze yemeyi çok seviyor. O yüzden okulda da güzel yemek yediğini biliyorum. Biraz arkadaşlarından gördükçe yemekleri ayırmaya başladı. Eskiden pırasaya bayılırdı, şimdi pek sevmiyor. Ama geçici şeyler tabii.
Tatlıyla arası nasıl?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Çok seviyor. Bizde anneanne faktörü var bu konuda. Oradan alıştı. Anneannesine gittiğinde çok yiyor ve eve geldiğinde de arıyor haliyle. Bende pekmezli kekler gibi alternatifler üretmeye başladım.
Ekolojik Anne size ne çağrıştırıyor?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: ‘Çocuğunu daha doğal beslemeye çalışan’ diyebilirim.
Şu an tüm gıda ihtiyacınızı organik pazardan mı karşılıyorsunuz?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Et hariç büyük bir çoğunluğunu organik pazardan karşılıyoruz veya marketlerin organik bölümünden temin ediyoruz. Baklagiller de mümkün olduğunca organik. Deterjan gibi temizlik ürünlerimizi de organik pazardan alıyoruz.
Kızınızın ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorsunuz? Mesela giysi konusunda.
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Giysileri genel olarak ikinci el ve yeğeninden, arkadaşlarımdan geliyor. Ayakkabı, mont gibi ihtiyaçları dışında neredeyse hiçbir şey almıyoruz diyebilirim. Çocuk çok hızlı büyüdüğü için gerçekten gereksiz bir masraf.
Sağlık sorunları karşısında nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Yıllar önce homeopati ile tanıştım. Kendim için gitmiştim. Mira 8 aylıkken de kızımı homeopati ile tedavi ettirmeyi tercih ettim. İlk başta babasıyla anlaşamadık, çünkü babası aşılarını olmasını istedi ki kızım tüm aşılarını oldu. Mira okula ilk gittiği sene çok hastalandı. Mecburen antibiyotik verdik. Eşim de bu durumdan rahatsız oldu ve yavaş yavaş homeopatiye yöneldik ve antibiyotik olmadan farklı alternatifler aradık. Homeopati eğitimi almış arkadaşlarımıza danıştık.
Etkisi nasıl?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Daha doğal. Doğruyu bulduğunuz zaman gerçekten etkili ve iyileştirici. Antibiyotiğe hiç gerek olmuyor.
Kızınız doğada vakit geçiriyor mu?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Yazları Analı Kuzulu kampına gidiyoruz.
Peki şehirdeyken nerelere kaçıyorsunuz?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Yazın şansımız şu ki adalıyız. İki yaşımdan beri Kınalıada’ya gidiyoruz. Sokakta bol bol vakit geçiriyor, denize gidiyor. En azından sokakta rahat vakit geçirme özgürlüğüne sahip oluyor. İstanbul’da da bol bol parka, deniz kenarlarına gidiyoruz.
Analı Kuzulu’ya daha önce katılmamış birine neden önerirsiniz?
Talin Büyükkürkciyan Demirci: Analı Kuzulu’da ekolojik bilincimiz yüksek. Güzel etkinliklerimiz oluyor. Gıda sohbetleri yapıyoruz. Bu sene ‘doğanın masalı’ diye bir dans gösteri yaptık. Plastikleri nasıl dönüştürelim, dünyayı nasıl kurtarabiliriz konularını konuşuyoruz. Çocukların da çok hoşuna gidiyor bunu yapmak. Onun haricinde resim yapma, topluluk oyunları, parti gibi aktiviteler yapılıyor. Mira iki yaşındayken partiye katıldı mesela. O yaşta parti onlar için çok ilginç oluyor.
Bu konulara eğilen anneler gelmiş oluyor. Daha insancıl, daha doğaya saygılı anneler geliyor. Biz de onlarla tanışmış oluyoruz. Biz çocuklardan, çocuklar bizden… Birbirimizden öğreniyoruz, güzel oluyor.
http://www.bugday.org/blog/kizim-isiklari-kapatalim-suyu-bosuna-harcamayalim-diyor/
İlk yorum yapan siz olun