İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Baklava savaşları ve paylaşamadıklarımız

Alin Ozinian
Savaşların en mantıksızı sanıyorum yemek savaşları.

Aynı coğrafyada yaşayan insanların benzerliklerinden, ortaklıklarından en barizi olan mutfağı bu kadar sevimsizleştirmek, bir ayrıştırma aracı haline getirmek için harcanan yoğun çabayı “kimliği korumak” ile açıklamak sanıyorum oldukça güç.

Bu senin-benim kavgası milliyetçiliğin pis kokulu cerahatlerinden biri… Sadece Türkiye’de değil, dünyanın doğu tarafında böyle durum.

Yan yana yaşayan halkların ortak yemekleri olabileceği, birinden diğerine aktarılabileceği, aktarılırken değişime uğrayıp yeni bir lezzet kazanabileceği gerçeği Türkiye ve komşu ülkelerde pek kabul görmüyor. Bu benzerlikler daha ziyade “Yoğurdumuzu çaldılar, kebabımızı aşırdılar, mantımızı yürüttüler, dolmamıza kondular, lavaşımıza çöreklendiler” gibi saçma bir diskur üzerinden, durmadan yenileniyor.

Son günlerin paylaşılamayan tadı “Türk’tür, Türk kalacak” yorumları ile sahip çıkılmaya çalışan baklava. Fakat bu sefer kavga Türk, Arap, Süryani ve Yunan arasında değil. Sahnede yeni bir “hırsız” var! Ermeniler.

Ünlü yıldız Kim Kardashian’ın kız kardeşi Kourtney’nin geçen hafta sosyal medyada baklava paylaşımı yaparken düştüğü “El yapımı Ermeni baklavası” notu Türk takipçileri kızdırmış.

Kardashianların avukat olan babasının kökleri Erzurum’a dayanıyor. Erzurum’dan ABD’ye uzanan bu hikâyede yıllar sonra bugün hala Kardashianların baklavayı “muhafaza” edebilmeleri oldukça hoş.

Sanıyorum Kardashianların cazibesinden dolayı bu kez Türk milliyetçiler, geçen sefer “Ermeni dolması” paylaşımı yapan anonim hesaba yaptıkları Talat-Enver Paşaların fotoğrafları ile bezenmiş nefret dolu yorumlarda bulunmadılar. Kibar davrandılar, sadece “ Baklava bizim kırmızıçizgimiz, ayağını denk al. Baklava bizimdir bizim kalacak. Baklava Türklerindir haddini aşma” dediler.

Bu tip kavgalar geçen senelerde de olmuştu. 2006’da Kıbrıs Rum kesiminde düzenlenen Avrupa Günü etkinliklerinde dağıtılan kitapta baklavanın Rumların milli tatlısı olarak tanıtılması, Türk baklavacıları harekete geçirmişti. Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, “Baklava, Türkiye’nin milli tatlısıdır” derken, Karaköy Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Güllü de “Baklava Türklerindir. Bunu dünya kabul ediyor” demiş, davaya sahip çıkmıştı.

2011’de AB’nin yaptığı hala unutulmamış, bu darbeye karşı nasıl pozisyon alınacağı sorusu akılları karıştırmaya devam etmişti. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Ankamall’da düzenlenen Türk baklavası Yapımı etkinliğindeki açıklamasında, 2006’da yaşananları hatırlatmış “ O dönemde, bu olaya tepki gösterdik ve gerekli şikâyette bulunduk. Bugün Yunan kökenli Fransız yönetmen Angelos Abazoglou ile Türk Baklavasının Öyküsü isimli bir belgesel film çekip, dünyaya Türk baklavasını tanıtacağız” demişti. Basın açıklamasının ardından yapılan ay-yıldız motifli baklavalar dağıtılmıştı.

2019’da Türkiye arzuladığı rövanşı aldı, çiçeği burnunda Başbakan Kyriakos Mitsotakis

Baklava için “Türk kökenli çok güzel bir tatlı” ifadelerini kullandığında havalara uçmuştu. Basın “Yıllardır Yunanistan’ın Türk yemek ve tatlılarını sahiplenişi, yeni seçilen Başbakan Miçotakis’in açıklamasıyla sona erdi” başlıkları ile duyurmuştu müjdeyi.

Baklava Ortadoğu, Güney Kafkasya, Doğu Avrupa, Mağrip olmak üzere oldukça geniş bir coğrafyada pişiriliyor. İsminin Farsça ya da Arapçadan geldiği ve Osmanlı mutfağında oldukça önem kazandığı konusunda hemfikir birçokları. Bazı araştırmacılar ise baklavanın Bizans mutfağına dayandığını söylüyorlar.

Kelimenin de tatlının da köklerini araştırmak başlı başına bir araştırma konusu ama itiraf etmek gerek, çok ülkede denediğim halde benim favorim Türkiye’deki yani Antep baklavası.

Türkçe dışında Yunanca, Ermenice, Kürtçe, Hırvatça, Boşnakça, Azerice, Gürcüce ve daha birçok dile minik tonlama farkları ile geçmiş baklava. Misal Azerbaycan ve Ermenistan’da Pakhlava olarak telaffuz ediliyor.

Baklava Ermenistan’da da çok sevilen, kıymet verilen bir tatlı. Ama tek bir şart var; Gavar Pakhlavası olacak! Gavar Ermenistan’da 20 bin kişinin yaşadığı bir şehir. Gavarlılar çok içki içip hiç sarhoş olmamaları ile ünlüler, bir de satır etinden yapılan “Gavar Köftesi” ile.

Alın işte kapışacak bir alan daha; köfte kimin? Yabancılardan bağımsız Ermenistan’da Echmiadzin ve Gavar bu konuda zaten yarışıyorlar. Yıllardır süren bir tartışmanın içindeler “ Satır köftesi bizim! Hayır saçmalık, asıl satır köftesi bizim!” deyip duruyorlar.

Gavarlılar, Bayazet’den (14. yüzyıla kadar Daroynk ve Arshakavan adları ile anılmış) 1830 yılında göçen ve Gavar’ı kuran atalarından öğrenmişler Pakhlava yapmayı. Ağrı’da bugün Doğu Beyazıt olarak anılan bu bölgede hala kiliseleri ve farklı Ermeni yapıları var. Kardashianların Erzurumlu olduğu düşünülürse baklavayı da sahiplenmelerini normal karşılamak gerekli.

Yıllar önce Sevan Gölü’ne giderken, grubun aklını çelmiş Gavar’a da uğrayalım demiştim. Gruptan ben de dâhil hemen hemen herkes bir tanıdığı aramış, “Gavar’da en iyi Pakhlava nerede yenir” diye soruşturmuştu.

Valodya (Vladimir) ve karısı Anahit ile böyle tanıştım. Valodya votka masalarının püf noktalarından, Anahit ise Pakhalava yapımı sanatından bahsetmişti. Valodya’ya göre Gavarlıların içip içip sarhoş olmamasının ana nedeni Pakhalavaydı. Kullanılan tereyağı ve şeker mideyi öyle bir kaplıyordu ki ardından içilen votka neredeyse kana karışamıyordu ona göre. Sohbetin bir yerinde durup sordu bana, “Ne demek Pakhlava bilir misin?”

Böyle durumlarda, “Yok, bilmem…” diyecek insan ki karşısındaki amacına ulaşsın. Hikâyeye göre biri yapılan Ermeni baklavasını yer ve “Pah(aman) inç(ne) lav a(güzel)” der, böylece tatlıya Pahinçlava-Pakhlava adı verilir. Ortaklıkları sahiplenmek yerine sadece kendine mal edebilmek için insanlar yapıyorlar böyle saçma şeyler, inanabiliyorlar anlattıklarına.

Anahit, Pakhlava’nın her aşamasının önemi ve malzeme seçerken yapılması gereken titizliği anlatmıştı uzun uzun. Misal bal Saruhan ya da Gridzor köyünden olmalıymış mutlaka, tereyağı ise yüksek kalite. Ermenistan’da baklava cevizle yapılıyor. Şam-fıstıklı baklavayı ancak Halepli Ermenilerin dükkânlarında bulabilirsiniz. Anahit ceviz konusunda da çok seçici; Garni ya da Yegheknadzor cevizi olmazsa boşuna uğraşmam demişti.

Ermenistan Pakhalava’sı bizim bildiğimizden biraz farklı; zor kesilecek kadar sert, karanfil ve tarçın tadı hâkim ayrıca porsiyonlar çok daha büyük. Senin benim diye yıpranacağına, baklavanın üstüne bayrağını nakşedeceğine yeni baklavalar tatmalı insan. Baklava, börek savaşları ancak paylaşmanın hazını aldıkça bitebilir.

© Ahval Türkçe

Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır. Ahval’in yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir


Ahval News

Yorumlar kapatıldı.