İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Felâketin eşiği, Türkiye ne yapacak?

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

 

 

Bölgemizdeki karmaşa derinleşerek sürüyor. Suriye, Irak ve İran karmaşasına Türkiye de dâhil. Zorunlu bir dâhil oluş. Güneyimizde Suriye sorunu, terör, Abede emperyalizminin bitip tükenmeyen tuzaklarının ardı arkası kesilmiyor. Türkiye daraldığı zamanlarda bir türlü bir çıkış yolu bulamıyor. Amerika’nın Türkiye aleyhine olan politikalarına sert tepkiler verilmekte ve fakat bu sadece söylemde kalabilmektedir. Türkiye’de onlarca üs bulunmakta. Bunların en önemlisi İncirlik. Yakın zamanda Ermeni tasarısının geçmesi üzerine oldukça tepki gösterildi ancak karşı hamlede bulunulmadı.

Türkiye’yi bağlayan birçok sorun var.

Şimdi, İran gerilimi tırmanıyor. Abede ve İsrail, AB eksenli nasıl bir süreç işleyecek, bu merak konusu. Gerilim her geçen gün tırmanıyor. İran’ın resmi ve üst düzey komutanı Süleymani’nin öldürülmesi sonucu artık ve resmen karşı devlet müdahalesidir. Trump, “Bir terörist öldürdüklerini” açıkladı. Bu, doğrudan İran’ın terör devleti olması anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda bir savaş gerekçesi.

 

 

Böyle bir durumda, İran’ın gücü ne, direnmesi nasıl sonuçlar getirecek? Bu karmaşık olayın çok yönlü düşünülmesi gerekiyor. Bizi de ilgilendiren doğrudan bu işin içinde oluşumuz. Kendimizi asla dışarıda tutamayız. Tutamayız çünkü Türkiye’de onlarca üs bulunuyor. Bu üsleri komşumuza karşı kullandırmama gücümüz ve irademiz ne kadar? Kaldı ki Ermeni sorunundan sonra sanki konu kapanmış gibi görünüyor. Oysa demoklesin kılıcı gibi tepemizde duruyor.

CHP ise tuhaf bir biçimde geçmişten gelen alışkanlıkla, suya sabuna dokunmama gibi bir politika peşinde. Uzak durunca sorundan kurtulunmuş mu oluyor? Daralan şu çember ile giderek bize doğru gelindiğinin farkında olunmaması tuhaf bir durum.

CHP, geçmişten de ders almıyor. Kıbrıs sorununda, haklı gerekçelerimiz olmasına, muhatabımız Abede olmamasına karşın bize ambargo uygulandı. Bunun sonuçları ise Kıbrıs sorunu büyük bir ölçüde halloldu. Ve bize konulmuş ambargo sonucu uçak lastik üretimi yapan fabrika kurduk.

İran sorunu bizi doğrudan ilgilendiriyor. İran’ın halledilmesi sonucu Türkiye’nin hedef olacağı kesin.

 

 

Dış politikalarımız giderek daha karmaşık hâle geliyor. Türkiye bunu açma çabasında. Yakın zamanda Türkiye, İran, Katar ve Irak yakınlaşması emperyalleri rahatsız etti. Zaten Ermeni Tasarısı sorunu da bundan sonra çıktı. Yeni hamleler gerekiyor elbette. Yakın zamanda Malezya’da yapılan toplantı bir adımdı en azından, bunların daha da sıklaştırılması gerekiyor.

Güçler dengelere bakar. Bu sadece Abede ve yandaşları için değil Rusya için de geçerli. Bölgede güç toplama ve yandaş oluşturma çekişmesi bulunuyor. Türkiye’nin şu aşamada NATO’ya ait üslerin hiçbirini kapatma, engelleme gibi bir gücü yok maalesef.

İran’ın hamleleri ne sonuç doğuracak bundan kuşkuluyuz. Güçler birliği birlikte hareket ediyorlar.

Bazı durumlar zamanı geçince artık sonuçlar açısından ne yapılırsa yapılsın yarar sağlamıyor. Irak işgali sırasında tutumumuz bize hiçbir şey kazandırmadı, üstelik sorunlar giderek daha karmaşık hâle geldi ve biz tamamen devre dışı kaldık.

Türkiye artık dış politikada daha açılımlı bir yol üzerinde. Dengeleri korumaya bakıyor. Doğal olarak şu süreçte Türkiye’nin zarar görmemesi. Elbette gelecekte de.

Türkiye’nin öncü olabilmesi için güven vermesi gerekiyor. Kararlı bir tutum ile. Yoksa emperyalizm hiçbir zaman soluk aldırmaz. Suriye açmazımız bunun en somut göstergesi. Geçmişten gelen sorunlardan ötürü geri adım atılmak isteniyor ama zorlanılıyor. Bölge bir bütündür, kendimizi bunun dışında tutamayız. Kaldı ki hedefte olan Müslümanlardır.


https://www.milligazete.com.tr/makale/3583781/ali-haydar-haksal/felaketin-esigi-turkiye-ne-yapacak

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın