İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

PATRİK SAHAK II. HAZRETLERİ’NİN DOĞUŞ VE BELİRİŞ YORTUSU MESAJI

MESİH DOĞDU VE BELİRDİ!

MESİH’İN BELİRİŞİ KUTLUDUR!

SİZE VE BİZE BÜYÜK MÜJDELER OLSUN!

Yıllar geçer ve bizler iki bin yıllık müjdeyi yeniden haykırarak büyük bir teselli buluruz: “Mesih Doğdu ve Belirdi!”

Bu gün, çocukluğumuzun en sıcak anılarıyla bezenmiştir ve değişmesini istemeyiz. Etrafımızda her şey değişir; yaşımız, çevremiz, dünya, zaman, her şey. Bizler ise, bu dalgalı ve kısa süreli gerçekler içerisinde, fenerler bulmayı arzularız. Aydınlık inancımızın tezahürüdür o fenerler. Onlar Hristiyan yortularının ardı ardına göz alıcı geçidi içerisinde, yıl genelinde parlamaya devam ederler.   

İşte, mevsimler ardı ardına geçtiler, yeryüzü güneşin çevresinde bir döngüsünü daha tamamladı ve yollarımız Beytlehem’in gizemli atmosferinde tekrar kesişti. Zannedersiniz ki Kutsal Doğuş bugün gerçekleşti.  Her şey bir o kadar taze ve sonsuza dek canlı kalacak. Tanrı’nın Oğlu’nun Yıldız’ı göğün üzerinde kısık bir şekilde parlarken, bizleri evrenin sırrını çözmeye yönlendiriyor. Büyük ve muhteşem sır: “Tanrı beden aldı.”

Sevgili cemaatimiz,

Tanrı’nın Oğlu’nun dünyada bebek olarak beden aldığı, Beytlehem’deki yemlik, Tanrısal sevginin en belirgin şekilde belirdiği mekân oldu. Baba Tanrı’nın yüreğinden doğan Biricik Oğul, bu kez 2020 yıl önce Kutsal Bakire’nin rahminden doğarak, insanlık tarihine adım attı. O, insanı günah zindanından kurtarmak, insanın içinde bulunan ve lekelenmiş Tanrısal sureti yeniden bina etmek, insan ruhunu kurtarmak, insanın, Yaramaz Oğul’un Babası’nın evine geri dönerek Baba’ya ve gökteki meleklere mutluluk kaynağı olması ve böylece insanı ölümün pençelerinden kurtarmak için doğdu. Bu müjde büyük, çok büyüktür.  

Meleklerin Beytlehem’in dağlık vadilerinde söyledikleri ilahiler hala yankılanır. Fakat bu kez, ilahileri dünyanın her bir yanına dağılmış olan Kilise’nin Evlatları seslendiriyor.  

“En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!”

Çobanlar kadar, bizlerin de duygu dolu yüzleri, bu anın yarattığı şaşkınlık ve sevinç nedeniyle, derin bir hayranlıkla dolmuştur: “Kurtarıcı Doğdu.”  

Bizlere verilen büyük müjdenin sevinciyle, bizler de iyi çobanlarla birlikte, dağlardan aşağı aceleyle süzülelim. Yorgun kent çoktan uyku içerisinde, fakat bizler ayık olanlardanız. Boşa harcanacak bir fırsat değil bu. Sıkıcı hayatımızda, ruhumuza dokunan ve titreten, altın an. Gelin! Hep birlikte ahırdan içeri girelim. Yemlik içerisinde sarılmış Hazine’nin önünde başımızı eğerek, şaşkın gözlerimizi kocaman açarak onun önünde diz çökelim. “Yere ve göğe sığmayan, yemlik içersinde sarıldı.”  

Bir lambanın donuk ışığı altında, Azize Meryem ve Aziz Yusuf ile birlikte, evrenin Güneşi’ni nezaketle izleyelim. Fakat yalnız değiliz, çünkü çevre giderek genişliyor. Tüm zamanlardan ve toplumlardan, tüm dillerden ve ülkelerden, bu ahıra doğru ışık saçan bir nehri andıran biçimde, bir inanç yolculuğu gerçekleşiyor. Beytlehem’deki mağara artık o kadar da ufak değil, çünkü tüm duvarları yıkıldı ve doğudan batıya, güneyden kuzeye doğru engellenemez bir biçimde, dünyanın dört yanına doğru genişliyor. Evet, Kutsal Bebek, tüm dünyayı kendi Beytlehemine tahvil etmeyi ve yemliği, tüm insanlığı atan kalbine dönüştürmeyi başardı.  

Kutsal Bebeğin, insanlığı kendi kutsal ailesinin üyelerine dönüştürme hususunda hiçbir önyargısı yoktur. Yeter ki, insanlık samimi bir inançla ona yaklaşsın.   

“Göklerdeki Babamın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur”. (Mat. 12.49)

Bizler, insanlık, günah nedeniyle, düşman ve hain rolüne bürünerek, tanrısal kudretten uzak kalmıştık ve Yaratıcıyla aramızda geçilemez bir uçurum meydana gelmişti. İşte Esenlik Prensi, bir bebeğin kutsal varlığıyla, insan ile Tanrı’yı birleştirmek için geliyor. Bu Bebek, kutsiyetiyle donanmış mükemmel Tanrı ve günahsızlığıyla belirmiş mükemmel insandır. Dolayısıyla, Tanrı katında hoşnut ve insanlığın evlatları için arzulanandır. O, birliktelik köprüsüdür ve bu yolla herkesin Kurtarıcısıdır. 

“Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız”. (Yuh. 14.23)  

Bu birliktelik, bizlerin tüm sorunlarının çözüm merkezidir. Rab İsa Mesih’e yaklaştığımızda, ürperti verici sevgisi bizleri dahi değiştirir, yeni yaşam vererek, bizleri kendine benzetir. O bizlerin inanç kayası, ümit kaidesi ve sevginin devasa ateşidir. O’na yaklaştığımızda, eski düşmanlar ve rakipler, küskün aileler, diller, insanlığın ayrı düşmüş aileleri olan milletler, bin bir parçaya bölünmüş olanlar da aynı zamanda birbirlerine yaklaşırlar.  

Evrensel birliğin tarihi Beytlehem’deki bebeğin ilk çığlıklarıyla başlar. Öncelikle, İsa’dan önceki ve sonrasındaki eski ve yeni zamanlar arasında köprü kurarlar. Melekler ve insanlar, yeni bir şarkının etrafında toplanırlar. Putperest olan, farklı kavimlerden müneccimler, Yahudilerle bir araya gelirler. Zengin fakirle, soylu halkla, bilge cahille, dişi erkekle, insan hayvanla, gece gündüzle bir olur.   

“Çünkü Mesih İsa’ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı’nın oğullarısınız. Vaftizde Mesih’le birleşenlerinizin hepsi Mesih’i giyindi. Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı vardır. Hepiniz Mesih İsa’da birsiniz”. (Gal. 3.26-28)

Fakat kötüler de, Beytlehem’deki bebeğin ışığını daha doğmadan söndürmek için, O’nun etrafında bir araya geldiler. Kötü talihsizlikler Kutsal Aile’nin saadetini yok etmek için, onun üzerine saldırdılar: fakirlik, gurbet, yalnızlık, yabancılık, kış soğuğu, yüzlerine kapanan kapılar, Kral Herodes’in vahşi askerleri ve son olarak Mısır’a göç etmenin acı tecrübesi.

Fakat Kutsal Aile, sarsılmaz inancına sarılmanın sonucunda Tanrı’sıyla kuvvetlenmiş olarak, karanlığın ve ateşin içersinden zarar görmeden yürüdü. İmanlı Ermeni Ailesi de, çatısı altında Bebek İsa’yı bulundurduğu ve kalbinde O’na olan inancını sağlam tuttuğu müddetçe, her türlü zorluğun alt edilebileceğini ve talihin getirdiği sert rüzgârlara göğüs gerebileceğini yüzyıllar boyunca ispat etti.   

Beytlehem’deki Bebek, çok erkenden bizleri selamladı. İki bin yıl önce bizlerin ilk aydınlatıcılarına dönüşecek olan iki öğrencisini Aziz Tateos’u ve Aziz Bartolomeos’u bizlere gönderdi. O günün yöneticileri, 301 yılında Esenlik Prensi’ni ziyaret ettiler ve Ermeni Halk’ının altın, günlük ve mürünü O’nun ayaklarını öperek O’na sundular. Onlara önderlik eden yıldız, tüm Ermenilerin aydınlatıcısı olan Aziz Krikor Lusavoriç oldu. Bu defa Surp Eçmiadzin ikinci Beytlehem oldu ve Kurtarıcı, Ermeniler için doğdu. Bu bağlamda Lusavoriç’in kandili ve Beytlehem’deki Kutsal Doğuş yıldızı arasında nesilden nesile köprü kurmasını, Arakadz’ın tepesindeki bu kandilin sönmeden parıldamasını kalben diliyoruz. Lusavoriç’in görümünün Kutsal Eçmiadzin’den yayılarak cemaatimiz evlatlarını aydınlatması, milletimize doğan Kurtarıcı ile içmiş olduğu 2020 yıllık bir andı hatırlatması için dua ediyoruz.

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesiyle, Mesih’ten bizlere miras kalan sevgiyle, Resuli kilisemizin tüm evlatlarını, tüm episkoposları, rahipleri, pederleri, sargavakları, tıbirleri, Kalfayan Topluluğu rahibesini, Patrikliğimiz Mali Komisyonu’nu, Kadınlar kolumuzu, Gençlik Komisyonumuzu, Kullanılmış Giysi ve Eşya Değerlendirme Komisyonu’nu, Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı yöneticilerini, Başhekimi’ni, tabiplerini ve hemşirelerini, cemaat ve kilise vakıflarımızın yöneticilerini, kadın kollarını, cemaat okullarımızın kurucu temsilcilerini, müdürlerini ve öğretmenlerini, yoksullara ve engellilere yardım kollarını, İstanbul’daki okullarımızın derneklerini, insanî yardım kuruluşlarını, basınımızın yazarlarını ve çalışanlarını, İstanbul, Anadolu ve Girit Adası’ndaki tüm imanlıları kutluyor ve hepsine mutlu bir Doğuş Yortusu dilerken, ruhanî, sosyal ve hayrî çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesiyle Surp Eçmiyadzin, Kilikya ve Kudüs’teki tarihî Patriklik makamlarımız için de dua etmeyi sürdürüyoruz. Bayram coşkusu içersinde Tüm Ermeniler Katolikosu Kadasetli Karekin II. Hazretleri’ne derin saygılarımızı sunuyoruz. Kadasetli Katolikosumuz’dan ve Eçmiyadzin Rahipler topluluğundan Patriklik Makamı’nın bekası için dualarını sürdürmelerini rica ediyoruz. 

Kadasetli Kilikya Katolikosu Aram I. Hazretleri’ni ve Saadetli Kudüs Patriği Nurhan I. Hazretleri’ni ve onlara bağlı tüm rahipleri, ayrıca tüm Kilise Önderleri’ni ve onlara bağlı din görevlilerini Mesih’teki sevgi ile selamlıyor, Kutsal Doğuş Yortusu’nu kutluyoruz.

Diaspora’da bulunan İstanbul, Tıbrevank, Getronagan, Esayan, ve Mıhitaryan Okulları Dernekleri’ne, yurtdışında yaşayan ve zor şartlarda gelenek ve göreneklerine sahip çıkmaya çalışan imanlı cemaat üyelerimize en içten sevgilerimizi gönderiyoruz.

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesi ile başta Ermeni Katolik ve Protestan Kiliseleri olmak üzere tüm kardeş Kiliseler’in ruhani önderlerini, din görevlilerini ve imanlı cemaatlerini de Mesih sevgisi ile kutluyoruz.

Tanrı’nın lütuf, sevgi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amen.

MESİH DOĞDU VE BELİRDİ!

MESİH’İN BELİRİŞİ KUTLUDUR!

Pederane sevgilerim ve Mesih’te dualarımla

PATRİK SAHAK II.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın