|
***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
|
| ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon güçlerinin Kuzey ve Doğu Suriye’den çekilmesiyle birlikte işgalci Türk devleti ve ‘Suriye Milli Ordusu (SMO)’ adlı çete grupları bölgeye dönük işgal saldırısı başlatarak, sivil halkı katletmeye başladı. Türk işgal saldırıları nedeniyle 700 sivil yaralandı ve şehit düştü.
Özerk Yönetim verilerine göre, işgal saldırıları nedeniyle 300 bin sivil evlerini terk edip göç etmek zorunda kaldı. Bununla beraber kadın siyasetçi Hevrîn Xelef de dahil esir düşen siviller ve savaşçılar, Türk devletinin çeteleri tarafından kameralar karşısında katledildi. Türk devletinin saldırıları nedeniyle bölgede yaşayan Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Kildani, Türkmen, Ermeni ve Çerkez halkları mağdur oldu. Özerk Yönetim ve uluslararası kurumların raporlarına göre bölge halkı katliamlar, soykırımlar ve demografi değişimiyle yüz yüze kalırken, saldırılardan sonra DAİŞ’in yeniden canlanması da halk için başka bir endişe kaynağı. İşgalci Türk devleti ve çeteleri, Girê Spî ve Serêkaniyê’ye dönük saldırılarında Müslüman ve Hristiyanların dini mekanlarını da hedef aldı. Özellikle Girê Spî’deki Meryem Ana Kilisesi ve Ermeni Kilisesi işgal saldırılarından dolayı kullanılamaz hale geldi. Türk devletinin tehditler savurduğu Kobanê kentinde yaşayan halklar Seyfo katliamının tekrarlanması ihtimalinden dolayı büyük endişe duyuyor. ‘Kürtlerle yaşadığımız için mutluyuz’ Seyfo katliamının ardından ailesinin Türkiye’den Kobanê’ye göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Xacîk Hedad adlı Ermeni, Türk devletinin yapacağı her türlü saldırının bölgedeki tüm halklar üzerinde olumsuz etki yaratacağını belirtiyor. “Yıllardır Kürt halkıyla birlikte yaşadığımız için mutluyuz. İnsan 50 yıldır yaşadığı topraklarını nasıl olur da yabancılara bırakabilir?” ifadelerini kullanan Hedad, Avrupa ülkelerinin çıkarları doğrultusunda zaman zaman Ermeni toplumunu gündeme aldıklarına işaret ederek, “Ermenilerin bir futbol topu gibi bir oraya bir buraya atıldığı” yorumunu yapıyor. Avrupa ülkeleri ve ABD, kısa bir süre önce Osmanlı Devleti’nin Süryani, Asuri ve Ermenilere dönük katliam yaptığını kabul etti. Diğer yandan işgalci Türk devleti ilan edilen ateşkese rağmen Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarını devam ettiriyor. ‘Amaçları demografik değişim’ Ermeni Dr. İbraham Qere Golyan, Türk devletinin Suriye topraklarında 30 kilometre derinliğinde oluşturmak istediği ‘güvenli bölgeyle’ Kuzey ve Doğu Suriye’de demografik değişimin amaçlandığını söyledi. Suriye hükümetinin verilerine göre Suriye krizinin başlamasından önce yaklaşık 80 bin Ermeni Türkiye’den göç ederek Şam ve Halep kentlerine yerleşti. Diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye, Ermeni kültürünün yaşadığı nadir yerler olarak kabul ediliyor. Ermeniler, Suriye toprakları üzerindeki halklar mozaiğinin önemli bir parçası olarak görülüyor. 1980’den beri Kobanê’de yaşamını sürdüren Qere Golyan, bölgelerinin güvenli olduklarını belirterek, Türk devletinin gerçeği yansıtmaya iddialarıyla bölgeye dönük kirli planlarını faaliyete sokmaya çalıştığını aktardı. Tüm bunların yanında işgalci Türk devleti ve çetelerinin saldırılarıyla eşzamanlı hareket saldırılara başlayan DAİŞ çeteleri de halklara yönelik saldırılarından birini Pazartesi günü gerçekleştirdi. DAİŞ çeteleri, Qamişlo Ermeni Katolik Kilisesi rahibi Hosip Bidoyan ile babası Hena Bidoyan, Hesekê-Derazor yolu üzerinde araçlarına yapılan saldırıda katletti. ANHA https://hawarnews.com/tr/haber/ermeniler-soykirimin-tekrarlanmasindan-endiseli-h20641.html |
Yorumlar kapatıldı.