31 Ekim 2019
Avrupa Parlamentosu, 20 Temmuz 1987‘de, “Türkiye, Ermeni soykırımı tanımadığı müddetçe AB’ye üye olamaz” kararı aldı.
***
Rusya Duması, 1995‘te, “Ermeni Soykırımını kınayan” bir açıklama kabul etti ve 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü” anma günü ilan etti.
***
Yunanistan Parlamentosu, 25 Nisan 1996‘da, 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan etti. Ayrıca, Ermeni Soykırımı, Holokost ve Anadolu’da Hristiyanlara karşı işlenmiş kitlesel suçları inkar ve aşağılamayı da suç kabul etti.
***
İtalya Parlamentosu, 11 Nisan 2019‘da, “1915-1917 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda 1,5 milyondan faz Ermeni’nin yok edildiğinize bunun 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olarak değerlendirilmesi gerektiğini” kabul etti.
***
Fransa Parlamentosu, 29 Ocak 2001′de, “Fransa,1915 yılındaki Ermeni soykırımını yasa ile tanır” diye başlayan yasayı kabul etti.
22 Aralık 2011‘de, soykırım iddialarını inkar etmeyi suç sayan yasayı kabul etti.
11 Nisan 2019‘da, 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan etti.
***
Almanya, Uruguay, Kanada, Lübnan, Vatikan, Belçika, İsviçre, Arjantin, İsveç, Venezuela, Hollanda, Slovakya, Şili, Litvanya, Bolivya, Paraguay, Brezilya, Avusturya, Lüksemburg, Libya…
-Barış Pınarı Harekatı tecrübesinden sonra sürpriz olmayacaktır herhalde- Filistin…
Dünya üzerinde, kimini stratejik, kimini bölgesel, kimini konjonktürel müttefik varsaydığımız, kimini “din kardeşi” diye bağrımıza bastığımız, kimine kendi vatandaşlarımızın rızkını yedirdiğimiz onlarca ülke, bu ve benzeri kararları aldı çeşitli tarihlerde.
Şimdi de ABD.
***
Biz ne yaptık?
Bir süreliğine büyükelçilerimizi çağırıp, sonra da çağırma nedenimiz ortadan kalkmadığı halde sessiz sedasız söz konusu ülkelere yeniden göndermek ve “O önce kendi karanlık tarihine baksın” demek dışında yani… Ne yaptık?
***
16 Aralık 1991‘de, “Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi ve Batı Ermenistan’da gerçekleşen 1915 soykırımının uluslararası olarak tanınma sürecini destekliyor” vurgusunun yapıldığı “Bağımsızlık Bildirgesi” uyarınca kurulan ve bunu öncelikli dış politika hedefi olarak benimsediğini ilan eden, milli marşında Türkiye’nin 12 ilini işaret eden “Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün öldürün” ifadeleri yer alan Ermenistan’ı resmen tanıdık!
27 Ocak 2008‘de, Ermeni lobisinin iftiralarına karşı en etkin mücadeleyi veren bir grup hukukçu, asker ve aydını tutukladık! Ermeni iftiraları sonucu idam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey‘i Anma Töreni’ne katılmayı suç, bu törende çekilmiş fotoğrafları suç delili saydık!
1 Eylül 2019‘da, sınır kapılarını açmak ve diplomatik ilişkilerini yeniden başlatmak üzere Ermenistan’la anlaşmaya vardığımızı açıkladık ve “Ermeni açılımı”nı başlattık.
23 Nisan 2014‘te, Başbakanın ağzından “Ermenilerden özür mektubu” yayınladık!
Dahice.
***
Tarihimizde “ibret” diye bir mekanizma hiç işletilmediği için olmalı, hiçbir uluslararası anlaşma, sözleşme, bildiri “hukuken kesin hükme bağlanmamış bir konuda siyasi ceza”yı onaylamadığı halde garip bir kurban psikolojisi içinde “ABD, bize ne yapacak”ı konuşuyoruz şimdi de!
Kapı gibi, General James G. Harbord raporu var halbuki elimizde. 1919’da Woodrow Wilson‘un Ermeni iddialarını araştırsın diye Türkiye’ye gönderdiği ABD’li General’in “Ermenilerin acıklı ve korkunç iddialarının yanlış olduğunu” kaydettiği bu raporu Amerikan gazetelerine ilan veremez miyiz? Temsilciler Meclisi’nin kapısına asamaz mıyız? Hiçbirini beceremiyorsak kendi Büyükelçiliğimizin girişine “kapı gibi” koyamaz mıyız?
Fransızlar Sevr’de sözde soykırım anıtı mı dikti; biz de bir anıt dikip üzerine şunu yazamaz mıyız:
“Türkler Ermenilerden daha fazla katliam kurbanı olmuştur.”
İmza: Fransız yazar Yves Benard!
TBMM’de Kızılderili soykırımını tanıyamaz mıyız? Ruanda soykırımını tanıyamaz mıyız? Çingene soykırımını tanıyamaz mıyız? Erzurum’dan, Van’dan fışkıran kemikleri delil gösterip bir “Türk soykırımı” kararı çıkaramaz mıyız?
***
Avrupa Avrupalığını, Amerika Amerikalığını yapıyor. Ve emin olun onların yaptıklarından çok, bizim yapmadıklarımızın bedelini ödüyor Türkiye kuruluşundan bugüne…
Kendi Meclisi’nde Hocalı‘yı “soykırım” olarak tanıyamamış ülkeyiz biz neticede!
Bir Yaşar Kemal’e Fransız “Legion d’Honneur” nişanını iade ettirememiş ülkeyiz! Sahi, aklıma geldi, aynı nişanı, Cumhuriyet konserlerinin aranan ismi Zülfü Livaneli iade etmiş miydi?
Velhasıl…
Garip olan ABD’nin kararı değil, garip olan iktidar partisi ilçe başkanından hallice diplomatlar ve Ermeni iddialarını destekleyen şarkıcıyı Türk bayraklarıyla alkışlayarak 29 Ekim kutlayan toplumsal bilinç düzeyimizle farklı bir sonuç umuyor olmak!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/izninizle-birazcik-acitacagim-53739yy.htm
İlk yorum yapan siz olun