İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çok dilli eğitim yaptılar oldu

Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD tehlikesinin askeri yönden Demokratik Suriye Güçleri (DSG) tarafından sonlandırılmasından sonra bölgede inşa çalışmaları hız kazandı. Bölgede kurulan yeni eğitim sistemi Suriye rejimi döneminde kullanılan eğitim sisteminin aksine çok dilli bir sistem ve bölgede bulunan halklar anadillerinde eğitim faaliyetlerini sürdürüyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Komitesi Eşbaşkanı Kevser Doko, bölgenin eğitim sistemini, yeni sistemin karşılaştığı sorunları ve eğitim siteminin geldiği seviyeyi gazetemiz Yeni Yaşam’a anlattı.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde yeni bir eğitim modelinin kurulduğunu belirten Kevser Doko, şunları söyledi: “Öncelikle şunu belirtmek isterim ki işgalci Ortadoğu ülkelerinden olan Suriye’de tekçi bir anlayış vardı ve eğitim de tek dille yapılıyordu. Yanlızca dil yönünden değil, aynı zamanda Suriye eğitim sistemi cinsiyetçi, dinci ve milliyetçiydi. Bu anlayış da Suriye’de yaşayan halkların taleplerine cevap olmuyordu. Bizim Kuzey ve Doğu Suriye eğitim sistemimiz devrimin başlamasıyla oturtulmaya çalışıldı. Başlangıçta önem verdiğimiz konuların başında dil geliyordu, sonrasında da yeni eğitim materyallerinin hazırlanması. Çünkü bize göre dil bütün halklar için kimliktir. Bundan dolayı da öncelikle okullarda anadilde eğitim yapılmaya başlandı, özellikle Cizre ve Fırat bölgelerinde. Sonrasında da yeni eğitim sistemimiz Kuzey ve Doğu Suriye’nin geneline yayıldı.”

Ortadoğu’da yeni bir eğitim modeli

Bölgede kullanılan eğitim sisteminin demokratik değerlere göre yapıldığının altını çizen Kevser Doko, “Eğitim sistemimiz Ortadoğu için yeni bir eğitim sistemi, biliyoruz ki Ortadoğu ülkelerinde her ne kadar çok sayıda dil varsa da, her ülkede genellikle eğitim tek bir dille yapılıyor, bunun yanında yabancı diller de öğretiliyor ancak bu ülkelerde bulunan halkların dilleri, ki genellikle bunların varlığı kabul edilmez, kabul edilmiyor ve bu dillerde eğitim yapılmıyor. Kuzey ve Dogu Suriye eğitim sisteminde halihazırda 3 tane resmi eğitim dili var (Arapça, Kürtçe ve Süryanice). Bölgemizde yaşayan bütün halkların kendi anadillerinde okuma, yazma ve eğitim görme hakları var. Zaten biz eğitim sistemimizde demokratik ulus perspektifini çok dillilik ve çok kültürlülük çerçevesinde esas alıyoruz. Bütün halkların varlığı kabul ediliyor, cinsiyetçilik, milliyetçilik ve dinci anlayışın dışında. Bizim için esas olan her halkın dilini ve kültürünü yaşaması, yaşatması ve onu tanıtabilmesidir. Bundan dolayı de bizim eğitim sistemimizde Kürt çocuklar Kürtçe, Arap çocuklar Arapça, Süryani çocuklar Süryanice eğitim görüyor. Ayrıca ilkokul üçüncü sınıftan itibaren bölgede bulunan diğer diller de öğretiliyor. Her bir çocuk anadili dışında bir dil seçiyor. Örneğin Kürt çocuklar Kürtçe’nin yanında Arapça öğreniyor, seçmeli bir ders olarak. Kürtler Arapça, Araplar Kürtçe, Süryaniler Kürtçe… Yani her öğrenci iki dilden birini seçiyor ve okulda öğreniyor” diye kaydetti.

Eğitimde demokratik ulus perspektifi

Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde yaşayan herkesin yaşadığı bölgenin dillerini öğrenmek istediğini aktaran Eşbaşkan Kevser Doko, “Kürt çocuklar Arapça öğrenmek istiyor, Arap çocuklar Kürtçe’yi, Süryani çocuklar da aynı şekilde. Bu durum bu halklarda kaynaşmaya neden oluyor, çocuklar birbiriyle kaynaşıyor. Oysa devletin halka dayattığı zihniyet, ki işgalci sistemlerin geneli bu şekilde davranır, halkları birbirinden korkutmaya yönelikti. Yani halklar birbirini sevmemeliydi ve birbirinden korkmalıydı; Kürtler Arapları sevmemeliydi, Araplar Kürtleri, Süryaniler Kürtleri sevmemeliydi! Hristiyanlar Müslümanlardan korkmalıydı, Müslümanlar Hristiyanları sevmemeliydi! Dayatılan bu anlayışla halklar birbirinden uzaklaştırılıyordu ve devlet kendi sitemini daha iyi bir şekilde oturtabiliyordu. Buna karşılık, daha önce de belirttiğim gibi, bizim için esas olan demokratik ulus perspektifidir ki bu yaklaşımların hepsini reddediyor ve onlara karşı mücadele veriyor” ifadelerini kullandı.

En çok tercih edilen dil Kürtçe

Okullarda en çok tercih edilen dillerin Arapça ve Kürtçe olduğunu söyleyen Kevser Doko, şöyle devam etti: “Kuzey ve Doğu Suriye’de nüfus olarak Kürtler ve Araplar yoğunlukta. Bölgeye yönelik saldırılardan sonra Süryanilere yönelik ciddi tehlikeler oluştu ve büyük bir kısmı bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Bundan dolayı da bölgede yoğun bir Süryani nüfusundan bahsedemeyiz. Dolasıyla en çok tercih edilen dil Kürtçe, Arap öğrenciler en çok Kürtçe’yi öğrenmek istiyor. Zaten Özerk Yönetim’in sınırlarının genişlemesiyle beraber (Minbic, Tabka, Rakka ve Derazor’un alınmasından sonra) Arap toplumunda Kürt kültürü ve diline büyük bir ilgi oluştu ve karşılaştığımız birçok kimse, özellikle öğretmenler ‘Devlet bizi birbirimizden uzaklaştırmıştı, keşke çok daha önceden ilişkilerimiz olsaydı, bu ayrımcılık olmasaydı ve biz de Kürt dilini ve kültürünü tanısaydık’ diyor. Bunu bir pişmanlık olarak söylüyorlar çünkü yaşadıkları bölgede böyle bir dil var ama onların bundan haberi yok! Yani deniliyor ki biz yüzyıllardır beraber yaşıyoruz, aynı toprakları paylaşıyoruz ama neden birbirimizin dilini bilmeyelim?”

Bölgedeki okullarda yabancı dil dışında Kürtçe, Arapça ve Süryanice’nin seçmeli ders olarak okutulduğunu ancak Ermenice, Çerkesce ve Çeçence gibi bölgedeki diğer halkların dillerinin okullarda öğretilemediğini belirten Kevser Doko, “Evet bölgede Ermeni, Çerkes ve Çeçenler de var ama bu halkların sayısı çok az ve ne yazık ki genel anlamda dilleri de asimile olmuş durumda. Bu dillerde okuma ve yazma çok az, dolayısıyla aktif olarak eğitim yapılabilecek seviyede değil. Bazı kültürel dernekler var, bu derneklerde kültürlerini geliştirmeye çalışıyorlar. Yani Arapça, Kürtçe ve Süryanice eğitim dili olarak kullanılıyor. Ancak diğer dilleri konuşanların sayısı hem çok az, hem de bu diller aktif olarak bölgede kullanılmadığı için bu dillerde eğitim de güçleşiyor. Seçmeli ders olarak da, Kürtler Arapça ya da Süryanice’yi, Araplar Kürtçe veya Süryanice’yi ve Süryaniler de Arapça veya Kürtçe’yi seçiyor. Yabancı dil olarak da beşinci sınıftan sonra İngilizce öğretiliyor. Kısaca denilebilir ki bölgede sayıca az halkların imkan ve olanakları anadillerinde eğitimi güçleştiriyor, yoksa bu dillere yönelik herhangi bir kısıtlama söz konusu değil” diye konuştu.

6 yıllık Kürtçe eğitim

Yeni eğitim sisteminin öğrencilerde memnuniyetle karşılandığını söyleyen Kevser Doko, yeni eğitim sisteminin etkileri hakkında şöyle konuştu: “Okula yeni başlayan çocuklar için herhangi bir sorun oluşmuyor, çünkü anadilleriyle eğitim görüyorlar. Ancak daha önceden rejimin okullarında okuyan öğrenciler için durum farklı, çünkü özellikle Kürt ailelerin çocukları okulda yeni bir dille karşılaşıyordu (Arapça) ve bu durum da çocuklarda hem psikolojik bir etki yaratıyordu, hem de eğitimlerini olumsuz anlamda etkiliyordu. Bu çocuklar özgüvensiz olarak okula başlıyordu, çünkü eğitim dili ile anadilleri farklıydı. 6 yıldır Rojava’da Kürtçe eğitim dili olarak kullanılıyor. Zaten Suriye rejimi döneminde de Rojava’da Kürt dili canlıydı ve her ne kadar Kürtçe okuma-yazma aktif bir şekilde olmasa da ve Kürtçe yasaklı olmasına rağmen, evde ve hayatın birçok alanında Kürtçe kullanılıyordu. Bu da Kürtçe eğitimin başladığı dönemde yeni bir sorunun ortaya çıkmasını engelledi ve Kürtçe eğitim çabuk benimsendi.”

Yetersizlikler gideriliyor

Bölgede öğretmen açığının olmadığını belirten Kevser Doko, yeni materyallerin hazırlanması ve öğretmenlerin yetiştirilmesinde yaşanan sıkıntılar hakkında şunları kaydetti: “Her yıl öğretmenler yaz mevsiminde materyaller üzerine eğitim alıyor. Öğretmen açısından eksikliğimiz bulunmuyor. Sadece Süryanice öğretmenlerde eksiklik var. Karşılaştığımız sıkıntılar da şöyle; bu öğretmenler yıllardır Arapça eğitim veriyor ve Arapça eğitim görmüş, bundan dolayı da Kürtçe eğitimde ve özellikle de yeni materyallerin kullanımında bazı zorluklar çıkıyor. Örneğin fizik, matematik, coğrafya gibi derslerin Kürtçe verilmesinde yetersizlikler olabiliyor. Bu sorunların giderilmesi için de her yıl eğitim ve seminer devreleri düzenleniyor. Ayrıca pedagojik eğitimler de öğretmenler için düzenleniyor. Kısacası öne çıkan en önemli sorun, matematik, kimya, fizik gibi derslerin Kürtçe verilmesidir, çünkü yeni materyaller kullanılıyor. Fakat genel anlamda öğretmenler iyi bir seviyeye gelmiş durumda ve öğretmenlerin çoğu kendi branşlarında uzman kişiler.”

Afrinli çocuklar direndi

Türk ordusunun Afrin’e girmesinden sonra, çok sayıda Afrinli göç etmek zorunda kaldı. Afrinli öğrencilerin eğitiminin kendileri için özel bir çalışma olduğunu belirten Kevser Doko, “Afrinli çocuklar eğitimlerinden geri kalmadılar. Savaş döneminde, Mart ve Nisan aylarında, Afrin’den çıkışlar oldu ve okulların kapanmasına yaklaşık iki aylık bir dönem kalmıştı. Onlar da sistematik bir şekilde eğitimlerine devam ediyor. Afrinli aile ve çocuklara yönelik çalışmaların takip edilmesi bizim için temel bir çalışma. Kısacası Afrinli çocuklar direndi, eğitimlerinden vazgeçmedi ve çadırlarda bile olsa direniyorlar ve eğitimlerini sürdürüyorlar” dedi.

Kamplarda özel eğitim

Son olarak mülteci kamplarında yapılan eğitim çalışmalarına değinen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Komitesi Eşbaşkanı Kevser Doko, “Cizre bölgesinde bulunan kampların bazıları bizim eğitim sistemimize bağlı fakat çoğunluğu eğitim birimlerimizin ortaklığıyla uluslararası kuruluşlar tarafından eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Sadece Hol Kampı’nda özel bir durum var, bu kampta henüz eğitim faaliyetleri oturtulamadı. Ancak savaş sürecinde kimsesiz kalan çocuklar için Cizre bölgesinde bir merkez bulunuyor, Toplumsal Adalet Komitesi ve Kadın Komisyonu eğitim birimlerinin işbirliğiyle bu çocuklar için öğretmenler hazırlanıyor ve dersler veriliyor” ifadelerini kullandı.

Çok dilli eğitim yaptılar oldu

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Komitesi Eşbaşkanı Kevser Doko, bölgenin eğitim sistemiyle yeni sistemin karşılaştığını belirterek, ‘Kürtler Arapça ya da Süryanice’yi, Araplar Kürtçe veya Süryanice’yi ve Süryaniler de Arapça veya Kürtçe’yi seçiyor’ dedi


Yeni Yaşam Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.