***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
|
Bugün “İKİZ YASALAR” gibi çok tehlikeli olan “VAKIFLAR YASASI” hakkında bilgi vermek istiyorum. Kısaca anlatırsak bu yasada;
“Yabancı ülke yurttaşlarının TÜRKİYE sınırları içinde serbestçe yeni vakıflar kurmasına; tüm dini ve yabancı vakıfların siyasi nitelikli faaliyet göstermesine ve yurtdışından istedikleri kadar bağış alabilmesine olanak tanıyan yasayla, Hıristiyan azınlık cemaat vakıflarının, eskiden sahip oldukları mal ve mülkleri geri isteme hakkı kazanmalarına imkân sağlanmıştır. Fakat bu haklar LOZAN ANTLAŞMASINDA yani ATALARIMIZIN Kanlarıyla elde ettiğimiz haklarımızı yok sayarak bizleri kendi ülkemizde kanunlarla bertaraf ederek, dış güçlerin paraları ile güçlenerek MÜSLÜMAN TÜRK TOPLUMUNU gizli hıristiyanlaştırma ve asimile etme yolunun açılması anlamına geliyor. Ayrıca LOZAN ANTLAŞMASI EŞİTLİK İLKESİ – KARŞILIKLILIK İLKESİ ile azınlıkların statüsü belirtilmiştir. Bırakın vakıfların yeni bir yer açmasına eski yapıların bile izne tabi tutularak bulunduğu ilin valisinden izin almadan taş üstüne taş koyamazlar.” Bu “VAKIFLAR YASASI” 59. AKP Hükümeti, 13 Haziran 2005 yılında toplam 83 maddelik bir Vakıflar Kanunu Taslağı`nı TBMM`ye sundu ve Meclis Genel Kurulu bu metni 9 Kasım 2006 yılında kabul etti. 5555 sayılı yasa olarak çıkan metin, onaylanması için 14 Kasım 2006 günü 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER`e gönderildi. Ahmet Necdet SEZER, metnin 9 maddenin Anayasa`ya ve bunların bazılarının aynı zamanda LOZAN ANTLAŞMASI Hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, metni, 29 Kasım 2006 günü yeniden görüşülmek üzere meclise geri gönderdi. 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in bu metinde sakınca yaratacak 3 maddede toplarsak; Vakıflar kurumu siyasallaştırılıyor. Gayrimüslim cemaat vakıflarına ilişkin düzenlemeler LOZAN ANTLAŞMASI`na ve ulusal birliğine aykırılık, Atamalarda ve idari para cezasına ilişkin düzenlemelerde anayasal sisteme aykırılıklar olduğunu tespit ederek “Cumhuriyet`in Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasa`nın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, ulusal birliğe, ulusal çıkarlara aykırı ya da belli bir ırk ya da cemaat mensuplarına desteklemek amacıyla vakıf kurulamayacağını” tespit ederek sakıncalarını gösterdi. Ayrıca 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER bu metni, “LOZAN ANTLAŞMASI ile, TÜRKİYE CUMHURİYETİ`nin kuruluş ilkelerinin ortaya konulduğu anayasal ilkelerle, mevcut hukuk sistemiyle, Anayasa`nın ayrıcalıkları yasaklayan 10. Maddesiyle ve ayrıca ulusal çıkarlarla ve kamu yararıyla bağdaştırmak olanaklı değildir” şeklinde değerlendirdi. Ancak SEZER`in 9 maddesinin bir kez daha görüşülmesi için Meclise iade ettiği VAKIFLAR KANUNU, TBMM Genel Kurulu`nda 242 oyla kabul edildi. Bununla birlikte 20 Şubat 2008`de TBMM`de kabul edilen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL tarafından onaylanan ve 27 Şubat 2008`de Resmi Gazete`de yayınlanarak yürürlüğe giren 5737 sayılı “VAKIFLAR YASASI” “Cumhuriyet Devriminin yasakladığı din ve ırka dayalı eski vakıfları canlandırıp, güçlendireceğini ve Cumhuriyet`in yurttaşlık temelinde oluşturduğu ulusal yapıyı, din ve ırk temeline dayalı cemaat-tarikat vakıfları yapılanması ile parçalayacağını” bile bile götürenler ortada dolaşırken FETÖ`nün siyasi üst yapısı ve siyasi yasaları hayata geçiyorken gözümüzün içine baka baka kaldırıldık diyenler hala bu kanunlar neden işlemeye devam ediyor? VAKIFLAR YASASINDA TEPKİ ÇEKEN MADDELERE BİR GÖZ ATALIM. Cumhuriyet devrimimizin yasakladığı din ve ırka dayalı “eski vakıflar” canlandırılması ve güçlendirilmesi. Bu vakıflara her türlü faaliyette bulunma olanakları tanımaktadır, Lozan Antlaşması ile mal ve mülk varlıkları dondurulan ve faaliyetleri sınırlandırılan Hıristiyan azınlık cemaat vakıfları da yeniden canlandırılmaktadır, Hıristiyan azınlık cemaat vakıflarının, eskiden sahip oldukları ve mülkleri geri isteme hakkı kazanmalarına yol açılmaktadır, Bu vakıflar sınırsızca mal ve mülk edinebilecekler; ülkemizde ve yurtdışında faaliyet gösterebileceklerdir, Yabancı ülke yurttaşları, ülkemizde serbestçe yeni vakıflar kurabilecekler, kurdukları vakıflar adına istedikleri kadar arazi ve bina satın alabilecekler, Tüm dini ve yabancı vakıflar, yurtiçinde ve dışında istedikleri sayıda şube açabilecekler, bu yerlerde kiliseler kurabilecek ve Hıristiyanlık propagandası yapabilecekler, Bu vakıflar okul ve hastane açabilecek, ticari faaliyetlerde bulunabilecek ve propagandalarını yapabilecekler, Bu vakıflar, yurtdışından istedikleri kadar yardım ve bağış alabilecekler, Yine bu vakıflar, siyasal nitelikli faaliyet gösterebilecek ve siyasi partileri destekleyebilecek ve ortak hareket edebilecekler, Sonuçta TÜRKİYEMİZİN birçok köşesinde VATİKAN benzeri cemaat devletçikleri oluşumuna zemin hazırlamaktadır, Tüm bu koşullara karşılık, vakıflar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin denetim yetkisi çok sınırlandırılmakta, gerekçe uygulanamaz bir duruma getirmektedir, Cumhuriyetimizin yurttaşlık temelinde oluşturduğu ulusal yapımız, din ve ırk temeline dayalı cemaat yapısına dönüştürülmekte ve tarikat vakıfları yapılanması ile parçalanmaktadır. Bu maddelerden sonra 30 yıl boyunca ve 15 Temmuz FETÖ DARBE GİRİŞİMİ ve sonrasında değişen ne var? 4000 adet ev kilise ve 57 yeni KİLİSE açıldı. AKDAMAR KİLİSESİ29 MART 2007 yılında 2 milyon 600 bin YTL harcanarak devlet eli ile restore edilerek anıt müze olarak açıldı. Bu kilisede geçmişte neler olmuştu hiç araştırdınız mı? Son zamanlarda TÜRKİYE de ilk defa 12. CUMHURBAŞKANI recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yeni kilise temel atma töreni yaşandı. Ne kadar çok kiliseye ihtiyacımız var değil mi? O kadar çok Hıristiyansı ki anlatamam. Bizler din düşmanı değiliz fakat Atalarımızın kanla kazandığını ve Lozan Antlaşması ile masada kazanılan haklarımızı o gün bizi parçalamak ve yok etmek isteyenlere tekrardan: “ALTIN TEPSİ İLE TÜRKİYE`Yİ SUNMAK KANIMA-AKLINA VE VİCDANIMA DOKUNUYOR.” Mustafa Kemal ATATÜRK` ün dediği gibi; “Saygıdeğer Efendiler, Lozan Barış Antlaşması`ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğunu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve SERVES Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir SUİKASTIN sonuçsuz kaldığı bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!” Anlayacağınız düzenek kurulmuş maddeler 30 yıl içinde halı işler gibi işlenmiş, zemin hazırlanmış, olaylar hayata geçirilmiş ve kendi elimizle oldu- bitti ile kendi vatanımızda işsiz, milliyetsiz, eğitimsiz, askersiz asimetrik (ters-düz) bir gizli savaşın figüranları olarak yok ediliyoruz. FARKINDA MISINIZ? SEVR ANTLAŞAMASI TEKRARDAN HAYATA GEÇİRİLİYOR HEM DE KENDİ ELİMİZLE BUNU YAPIYORLAR FARKIND MISINIZ? Atalarımızın savaşta kazandığı (KURTULUŞ SAVAŞI)ve masa başında LOZAN ANTLAŞMASI ile kazandığımız haklarımızı kendi elimizle içimizdeki FETÖ diye tabir ettiğimiz fakat baktığımızda siyasi üst düzey bir suçlu yok veya siyasi alınan hain kararlar bugün hala yürürlükte ise bunun düzeltmesi neden yapılmıyor da bu kanunlar hala neden devam ediyor? Bugün hayatımızda olan ve demokrasi adı altında bize seçtirilenler “HALKIN YARARINA MI YOKSA HALKIN ZARARINA MI HİZMET ETMİŞLER?” işte bu soru beni düşündürüyor… LOZAN ANTLAŞMASINI TANIMAYANLAR VE LOZANDA KAZANDIKLARIMIZDAN VAZGEÇEREK ÖLMEYE GÖTÜREN KİM? FARKINDA MISINIZ? Ey okuyucularım, paralel yapının kanunları ve kuralları geçtiğimiz 30 sene içinde hayata geçirilmiş fakat 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise ne hikmetse yoluna kaldığı yerden devam ediyor. Bu çok manidar değil mi? Sevgi ve saygılarımla FETÖ`NÜN SİYASİ YASALARI NEDEN UYGULANIYOR? Cevabı TÜRKİYE`Yİ BİZ Mİ YÖNETİYORUZ? “ALİ-CENGİZ OYUNU” olarak karşımızda duruyor. Yok mu dur diyecek bir babayiğit..? ATATÜRK GENÇLİĞİ… Kaynakça: Cumhuriyet Gazetesi tarafından ilave olarak dağıtılan; Doç. Dr. Ali AKYILDIZ`ın da katkıda bulunduğu, 5737 sayılı VAKIFLAR KANUNU`na ilişkin bilgi ve yorumlar içeren kitapçık, demokratik kitle örgütleri, platformlar, sendikalar, meslek odaları ve siyasi partilerin örgütleri tarafından hazırlanmıştır. ATATÜRK Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Atatürk Araştırma Merkezi – Kemal ATATÜRK NUTUK 1919 – 1927 bugünkü dille İstanbul Times / Murat Akbaş http://www.istanbultimes.com.tr/fetonun-siyasi-yasalari-neden-uygulaniyo-ii-bolum-makale,1339.html |
Yorumlar kapatıldı.