BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz 1915 olayları hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlı‘ya aittir.
Buyurun Sayın Özşavlı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1915 yılında yaşanan elim hadiselerle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, biraz sonra söyleyeceklerimin kesinlikle günümüzde Türkiye’de yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı hedef almadığını hassaten belirtmek istiyorum ve şunu ifade etmek istiyorum ki: Yaklaşık on beş yıldır dünyanın bütün arşivlerinde; Amerikan, İngiliz, Milletler Cemiyeti, Cenevre arşivlerinde bu konuyu çalışmış bir tarihçi olarak sizlere bu konuyla ilgili olarak belki de ilk defa duyacağınız bilgiler sunmak istiyorum ve bazı belgeler göstermek istiyorum.
Vaktim çok kısa olduğu için şunu baştan söylemek istiyorum ki: Ermeni milliyetçilik hareketlerinin 1850’lerde başladığını, 1895-1896 yıllarında had safhaya ulaştığını ve Anadolu’nun her yerinin âdeta kan gölüne dönüştürüldüğünü sadece hatırlatmak istiyorum ve sizleri bir an evvel 1914 yılına götürmek istiyorum.
Tarih 1914, Birinci Dünya Savaşı henüz başlamamış fakat başlayacağı kesin olarak bilinmekte. Dönemin Ermeni basınına baktığımız zaman (“Mşak” çiftçi demek, “Horizon” ufuk demek, “Azk” millet demek) Ermeni aydınların yazılarını görebiliyoruz. Ermeni aydınlar bu yazılarda Ermeni halkını isyana davet etmektedirler. Ermenilerin bağımsız bir Ermenistan için mutlaka ve mutlaka bu savaşa girmelerini ve İtilaf Devletlerinin yanında taraf tutmalarını istemektedirler.
Birçok yazı var, onlarca, hatta binlerce; birini çok kısa okumak istiyorum. Arşak Çobanyan’ın 17 Ekim 1914 tarihinde Mşak gazetesinde çıkan şöyle bir yazısı var: “Biz böyle bütün dengelerin altüst olduğu bir zamanda seyirci gibi hareketsiz kalamayız. Ne kadar zayıf ve küçük olursak olalım bir rol üstlenmeli, bir şey yapmalıyız. Hak ve özgürlük için bu mücadeleye sürüklenmiş ırkımıza karşı görevimizi olabildiğince yerine getirmeliyiz. Yarının esaretten ve zincirlerinden kurtulmuş dünyasında hürriyet payımızı almak için biz Ermeniler de bu evrensel savaşa mutlaka girmeliyiz. Belki küçük bir şey yapacağız ama bunu tüm kalbimizle yapacağız.
Paris’teki Ermenilerin böyle bir anda sorumluluklarının büsbütün farkında olduklarını bildirmekten mutluyum. Daha dün yüz elli Ermeni yiğit, Fransa’nın parlak bayrağı altında kanlarını dökmek için gönüllü yazılarak Fransa’dan ayrıldı. Rahip Yeğişe bu gönüllüleri kutsadı. Aynı haberi Marsilya’dan alıyorum. Orada da onlarca Ermeni, gönüllü olarak yazılmaktadır.”
Sayın milletvekilleri, dönemin Ermeni basınına baktığımız zaman bunun gibi yüzlere, binlerce çağrı var. Ermeni aydınlar Ermeni gençleri askere yazılmaya fakat Rusya’nın ve Fransa’nın yanında askere yazılmaya davet etmektedirler.
Bugün, Taşnak arşivi Boston’dadır. Hiçbir Türk tarihçi bu arşive giremez, yanından dahi geçemez fakat onlar bu arşivdeki belgeleri peyderpey tıpkıbasım yayımlamaktadırlar. Bu arşivin içindeki bir belgede şöyle deniyor, bir belgede şöyle deniyor: Tarih 1914, Erzurum. Ağustos ayının son iki haftası. Taşnaklar evrensel kongreyi düzenlemişler. “Savaşta nasıl bir tutum takınacağız?” diye tartışıyorlar. Vramyan, İstanbul’a yazdığı mektupta diyor ki: “Bugün İttihatçılar adına Bahattin Şakir ve Ahmet Bey geldi. Bizden milletisadıka unvanımıza layık olarak devletin yanında taraf tutmamızı istediler fakat biz onlara dedik ki: Kusura bakmayın, biz tarafsız kalacağız.” Düşünebiliyor musunuz, devletin kendi tebaası devlet savaşa girmiş olduğu bir zamanda tarafsız kalacağını söylüyor. Fakat bu tamamen zaman kazanmaydı, bir ay sonra Tiflis’te yapılan kongrede Taşnaklar Rusya’nın yanında savaşa girme kararı almıştır. Kongreye katılanların isimleri, fotoğrafları, hepsi elimizde mevcuttur. Savaş başlayacak ve Taşnaklar ile Hınçaklar ne yapacaklardır? Topladıkları 200 binden fazla Ermeni gönüllüyle Ruslar için savaşacaklardır. Karşımızda 300, 500 ya da bin kişilik bir Ermeni çetesi yoktu o zaman, Rus silahlarıyla mücehhez bir ordu vardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİL ÖZŞAVLI (Devamla) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Toparlayın Sayın Milletvekili.
HALİL ÖZŞAVLI (Devamla) – Dönemin Erzincanlı, Sivaslı, Kesaplı Ermeni gönüllü askerlerin hatıratlarını bulabiliyoruz, onların hepsini Türkçeye çevirdik. “Bir Gönüllünün Hikâyesi” diyor, Erzincanlı Ardaşes Demirciyan hatıratı, tarih 1916. Bir tarihçi için çok ama çok orijinal bir bilgi kaynağıdır. Neyi anlatıyor burada Ardaşes? Amerika’dan başlayarak nasıl para topladıklarını, gemi kiraladıklarını, Kıbrıs’a gelip bir yıl eğitim aldıktan sonra, 1919’da Fransız askeri olarak Adana’yı, Mersin’i, Gaziantep’i, Urfa’yı, Maraş’ı nasıl işgal ettiklerini ve Türklere karşı nasıl katliamlarda bulunduklarını anlatmaktadır. Taşnakların 1916’da yayımlamış olduğu bir kitapçık, şu gördüğünüz Ermeni 7. alayıdır. Bu alay Doğu Anadolu’da on binlerce Müslümanı katletmiştir. Bakınız, bir ordu âdeta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİL ÖZŞAVLI (Devamla) – Son bir dakika Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın milletvekilim, toparlayın ama sizdeki bu bilgileri toparlayıp bütün arkadaşlara gönderirseniz çok faydalı bir şey olur.
HALİL ÖZŞAVLI (Devamla) – Sağ olun Sayın Başkanım.
Bakınız, karşımızda bir çete yok, bir ordu var. Bu fotoğrafları ilk kez görüyorsunuz. Katagigos -Ağrı Dağı’nın arkasında Eçmiyazin Kilisesi vardır- Ermeni ordusunu kutsamaktadır. Bir öğle yemeği, upuzun bir sofraya dizilmiş Ermeni askerler birazdan Türk sınırını geçip katliamlar yapacaklardır. Böyle onlarca fotoğraf, bilgi ve belge mevcuttur.
Değerli milletvekilleri, bugün, 1915 olaylarının soykırım olduğunu iddia eden devletlerin kendi kirli tarihlerini kapatma gayesiyse bu tezleri öne sürdüklerini, aynı zamanda bugün, Amerika’da 1 milyon, Rusya’da 1,5 milyon, Fransa’da 600 binin üzerinde ve dünyanın birçok yerinde Ermeni olduğu için, onların oylarına talip oldukları için bu tür yasalarla onlara göz kırptıklarını ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim. Bu sözlerin ardından, sayın grup başkan vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
TBMM
İlk yorum yapan siz olun