İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KOVA TAŞIMAKTAN ŞAMPİYONLUĞA

Hakan Demirci

KOVA TAŞIMAKTAN ŞAMPİYONLUĞA ADIM ADIM

Son dönemde İzmir ilimizde Mavi siyah yada Turuncu Siyah formalı safkanların tartışılmaz bir üstünlüğü var. Arek Kuyumciyan ekürisine ait bu formaları ve safkanları emek ile ter ile ıslatan bir ekip çalışması sonucunda, başarı geliyor. Bu söyleşimizde söz konusu ekibi ve şimdilerde bu başarılı ekürimizde ki İzmir ilimizde baş aktör durumundaki olan genç adamı, ilginç yaşam öyküsü ve yaşadıkları ile kalemimizin erdiğince sizlere aktarmaya çalışacağız.
İSTANBUL ŞİŞLİDE BAŞLAYAN BİR YAŞAM HİKAYESİ

İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Şişli’de büyümüştür ve köklü bir ailenin ferdidir Sarven Minasoğlu, çocukluğun da tek hayali büyük adam olduğunda Avukat olmaktır. Çok ama çok sever okumayı, okulu.. Sonra ailece gittikleri bir adalar gezisinde hayatında ilk kez Faytona biner ve belkide sonraki dönemlerde, yaşamının bir parçası olacak Atlarla ilk kez tanışır. Gelin bundan sonrasını değerli konuğumuz Sarven kardeşimizden dinleyelim;
ADALARDAN BİR SEVDA MASALI

Evet Hakan ağabey ilk adalarda tanışmıştım atlarla, onların Faytona bağlanmış biraz ezik halleri dışında gözlerindeki pırıltı hiç aklımdan çıkmıyordu. Özgürce geniş meralarda koştuklarını yelelerinin havada pırıltılar saçarak uçuştuğunu görüyordum rüyalarımda. 

Çocukluğum İstanbul Şişli de geçti ilk, orta derken lise dönemi başladığında daha sonradan birlikte çalışma fırsatı bulduğum çok değerli büyüğüm “Ahmet Giz” ağabeyiminde benden yıllar önce okuduğu Özel Tarhan Kolejinde okudum. Sonra yüksek okul için bir tercih yapma zamanı gelmişti ve öğretmenlerimden biri bana Atçılık yüksek okulunu tavsiye ettiğinde yıllar önceki adalarda bindiğim Faytonu ve oradaki atları hatırladım. Bir anda rüyalarım geldi aklıma ve hiç tereddüt etmeden tamam dedim ve tercihimi yaptım. Tüm ailem bu kararıma karşı çıktı, bizim ailede atçılıkla uzaktan yakından ilgisi olan tek kişi yoktu ama ben kafama koymuştum.

SEN ANCA KOVA TAŞIRSIN, BU İŞ SANA GÖRE DEĞİL DEDİLER

İki yıllık Atçılık Yüksek Okulu süresince hiç bilmediğim, hiç bir kişiyi tanımadığım bir ortama girmiş okuldan arta kalan zamanlarda yaşadığım semt olan Şişli den belki günde 4 kere Veliefendi ye gider olmuştum. Tek istediğim okulda öğrendiğim pratik bilgileri uygulamalı olarak ta öğrenebilmekti. İnanın bana hiçbir maddi kazanç beklemeden yedekçilikte yaptım, yarım yamalakta olsa seyislik te. Tanıştığım Hipodrom emekçileri bana hep sen anca Kova taşırsın, yazık bunca okumuşluğuna burası sana göre bir yer değil, git başka bir iş bul yada okulunu değiştir falan diyorlardı. ilginçtir okulumuzdaki birçok arkadaşım daha sonradan bölüm değiştirmiş veterinerlik te, karar kılmışlardı. Ben ise kararımı çoktan vermiştim, bu işi öğrenmek ve rüyalarıma giren atların uçuşan yelelerindeki bir pırıltı, bir kıvılcım olacaktım.
MAVİ SİYAH RENKLERE MERHABA

Sonra belkide hayatımda ilk kez şansımında yardımı ile sayın “Arek Kuyumcuyan” ekürüsünde 1 yıl süre ile stajer antrenör olarak çalışmaya başladım. Okulumuzdaki öğretmenlerimizin bizlere ilk tavsiyesi şöyle olmuştu. Staj yaptığın ekürü ile yola devam etmek çok önemlidir. Çok çalışın kendinizi sevdirin ve çalışmalarınızın karşılığını yine Staj yaptığınız eküriden bekleyin ve sabırlı olun. işte o fırsatı yakalamış ve ekürim ile okul sonrasında da çalışmaya devam edecektim.

BÜYÜK EKÜRÜDE, BÜYÜK USTALARLA ÇALIŞTIM

2010 yılında okulum bittiğinde ise hayatımın ikinci şansı karşıma çıkıyor ve ekürimizin baş antrenörü, değerli ağabeyim sayın Kemalettin Ezgi ile çalışmaya başlıyordum. Kendisi inanılmaz bilgili, atçılığı son derece iyi bilen ve müthiş disiplinli bir kişiliğe sahipti. Onunla 3 yıl çalıştım ve sağolsun bana hep faydalı şeyler öğretti, bende hep öğrenmeye çalıştım. Kemalettin Ezgi ağabeyimin oğlu sevgili Ertaç Ezgi ise bana hep moral kaynağı oldu. Bu dönemde onuda sevgi ile anmak istiyorum. 

Sonra bu kez yine atçılığın alfabesinden gelmiş olan çok değerli büyüğüm sayın Aktay Güneş ağabeyim ile çalışma fırsatı buldum. Yine kendisinden de müthiş bilgiler ve birikimler edindim. 

Ve aradan bir 2 yıl daha geçti nihayetinde Ekürimizde Ahmet Giz ağabeyimle de çalışma fırsatım oldu. Sayın Ahmet Giz son derece entellektüel, bilgili ve yeniliklere açık atçılık tecrübesi tartışılmaz biri. Kendisinden çok önemli bilgiler edindim. 3 yıldır beraber çalışıyoruz ve halende bu birliktelik sürmekte. Hepsine, ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Ben bu meslekten bir ekmek yiyeceksem başta ülkemizin en önemli atçılarından olan sayın Arek Kuyumcuyan olmak üzere tüm usta ağabeylerimin bana verdikleri emekler sayesindedir, sağolsunlar var olsunlar. 

2017 İZMİR SEZONU VE ARDI ARKASINA GELEN BAŞARILAR

Özellikle yanlız kalıpta tüm öğrendiklerini uygulama fırsatı bulan bu genç adam sonrası 2017 yılında Arek Kuyumcuyan Ekürüsü İzmir ilimizde hayli önemli başarılara imza atmaya başladı. Acaba bu işin sırrı neydi ? Nasıl başarmıştı tüm yaşananları gelin bu soruların cevaplarını Sarven kardeşimizden alalım;

Ekürimizin kalitesi ortadayken ve bana bunca yıl öğretilenler açıkken başarmak zorundasınızdır.. “Sır” falan yok ! yapılacak tek şey çalışmak,disiplin ve birlikteliktir. Türkiye nin sayılı at sahiplerinden olan Sayın Arek Kuyumcuyan nın bana bir tavsiyesi her zaman kulağıma küpe olmuştur; Her zaman kendini geliştir. Sor, araştır, öğren..

Bizler bu eküride tek yürek tek bilek ve tek beden olmayı öğrendik bizim başarımız tek kişilik değildir bizler ekibiz ve ekip olarak çok çalışmak, inanmak ve birliktelik gibi konularda her zaman tek beyin olarak düşünürüz. İlk planda disiplin gelir, sonrasında ise ben olmazsam ekibim olmaz, ekibim olmaz ise, ben olmam anlayışıdır bizlerin parolası, işte size bizim başarı sırrımız!.


İZMİR’DE Kİ BİR GÜNÜN ÖZETİ NASILDIR ?

Araya girip soruyoruz Sarven kardeşimize, bize eküride ki bir günü ve kendisindeki boş zamanları nasıl değerlendirdiğini anlatırmı diye bakın yanıtlar nasıl oluyor;

Her sabah saat 04.00’da ahırımızdaki atları tek tek inceler ve daha sonra eyer vurularak idmana hazır duruma getiririm. Sonra idman jokeylerimiz den Serkan Erdem başta olmak üzere Murat Durmuş, Halil Gün atlarımızın hazırlıklarını yapar, bir sonraki idman şekillerini kararlaştırırız. Son 7 yıldır yaklaşık aynı ekiple çalışıyoruz. Bu işlem bazı sabahlar iki, bazı sabahlar ise üç kez tekrarlanır.

AKŞAM GEZİNTİLERİ ÇOK ÖNEMLİDİR

Sonra atlarımız akşam saatlerine kadar istirahat eder. Akşam gezintileri ve binekleri bizler için sabahki idmanın bir yansımasıdır. Bu arada ekürimizin vazgeçilmezi veteriner hekim Haluk ağabeyinde katkıları ile gereksinmeleri var ise atlarımıza yapılacak tedavi şekillerini de yine ekip olarak kararlaştırırız. Başta da söylediğim gibi, bizler bu forma altında Tek yürek, tek bilek ve tek beyin gibiyiz, disiplin ve çalışmak sonrası gelecek her türlü sonuç, bizlerin beceriksizliği olacaktır işin açıkçası bu.

Çalışmalar, idmanlar yarış hazırlıkları sonrasında boş zaman kalırsa işte o zaman ilk önce ben koyu kıvamda bir Fenerbahçe taraftarıyım ama asıl keyif bence dünyanın en güzel şehirlerinden olan İzmir’i gezmektir. Olur da ileri ki yaşantımda fırsatım olursa bu şehirde yaşamak düşüncesindeyim. Bu arada kulağa hoş gelen her türlü müzik dinlenir de, benim özel ilgi alanım 80’ler yada 90’lar da ki müziklerdir hep. Kitap okumak, izlenir bir film bulursam sinema, iyi bir oyun bulursam da elbetteki tiyatro bana büyük keyifler yaşatır. 


İZMİR VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÜN İLKLERİ

Ancak İzmir’de bir yer vardır ki beni her zaman kendisine çeker; Latife Hanım Konağıİzmir’de evlenmiştir Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk. Bu Ülkemizde ki ilk resmi nikahtır. Çok sevdiği ve kendisinden başka, yaveri Salih Bozok beyefendi, birde o koca yüreğini verdiği İlk ve son evliliğini yaptığı; eşi Latife hanımefendi nin bindiği “Sakarya” isimli at, İzmir’in Hatay semtindeki Latife Hanım konağında yaşamıştır. Hayallerimdeki canlandırmalar da, oraya her gidişimde bu yaşanmışlıklar gelir gözlerimin önüne ve her zaman şunu söylerim Allah’ın ülkemize yolladığı bir lütuftur Mustafa Kemal Atatürk..

Evet sosyal yaşam vardır bizlerinde hayatında, ancak her an benim aklımın bir kenarında dır, atlar.. Adalar da çocukken ilk kez gördüğüm faytona bağlı O’atların meralardaki uçuşan yelerindeki pırıltı olmak heleki bunu Hipodromlardaki kurtlar sofrasında başarmak hiç ama hiç kolay değildi. 

Evet konuğumuz son dönemin başarılı genç jenarasyon antrenörlerinden Sarven Mirdasoğlu idi umuyoruz bizim yazarken keyif aldığımız bu söyleşiyi okurken sıkılmamışsınızdır. Sarven kardeşimize bundan sonraki mesleki hayatında başarılar diliyoruz. 

https://www.sonduzluk.com/yazarlar/hakan-demirci/946-kova-tasimaktan-sampiyonluga.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın