HYETERT – Dünyanın en ünlü kemancılarından Ara Malikian, “ROYAL GARAGE” dünya turnesi kapsamında 13 Nisan’da Volkswagen Arena’da Türkiye’li seyircileri ile bir kez daha buluştu.
Büyülü keman tınılarıyla girdiği sahnede ilk performansının hemen ardından mikrofonu eline alıp Türkçe, İngilizce ve Ermenice olarak selamladı izleyicilerini;
‘Tüm müzisyenlerin bir süre sonra bir garaja sığınmaları kaçınılmazdır, çünkü en iyi müzisyenler bile bir süre sonra çok yakınları için bile dinlenemez olurlar’ deyip garajlarla olan ilişkisinin 1976’da başladığını anlattı. ”Lübnan’daki savaş patlak verdiğinde çocuktum ve babam beni garaja inmeye ikna etmek için, “Haydi evlat garaja gidelim, The Rolling Stones gibi bir rock grubu oluşturacağız.” dedi. Fakat aşağı indiğimde John veya Paul yoktu. Onun yerine mandolini ile büyükannem, mutfaktan bazı araç gereçlerle ile amcam ki darbuka olduğu söylenebilir, viola ile babam ve bugün hala ne olduklarını anlamadığım enstrümanlar ile komşularımızı buldum. Bir Beatles değildik ama sevgi ile müzik yaptık.” deyip bizleri Lübnan’a o günlere götüreceğini, o dönem çaldığı melodileri bizimle paylaşacağını söyledi. Ve Grung’un ilk birkaç notasından sonra salonda bir alkış koptu. Gomidas’ın harika notaları mı yoksa Ara Malikian’ın benzersiz yorumu muydu bizi büyüleyen, ayrıştırmak güçtü. Ama salonda Gomidas hayranı hatrı sayılı insan olmalıydı.
Toplamda 5.800 kişi kapasitesi olan salonun neredeyse tam kapasite doluydu. 2 saat boyunca ara vermeden sergilediği performans ile unutulmaz bir gece yaşattı tüm izleyicilerine. Her şarkıdan önce o şarkının hikayesini yarı şaka yarı ciddi anlatırken sahnede adeta bir stand up show yapıyordu.
Almanya’da geçirdiği başarı dolu yıllarını hiç Almanca bilmemesinden kaynaklı istem dışı bir yalan sonucunda 4 yıl boyunca Musevi düğünlerinde performans ile özetlerken doğruluk payı olabilir mi diye aklından geçirmeyen var mıydı acaba? Ya da İngiltere’de Norveçli ev arkadaşının orkestrasında Norveçli’ye hiç benzemediği için bir kunduz kostümü ile 7 yıl sahne aldığını anlatırken? Ya da Madrid Senfoni Orkestrasında, orkestra çukurunda çalması gerektiğini öğrenince kaçma denemelerine? Ya da LA uçağında tüm Ermenilerde olduğunu farkettiği kuzey denizi balığına olan alerji hikayesine?
Konserin son parçası olduğunu hissedeceğiniz bir performansın ardından mikrofonu yine eline almış ve bu konsere hazırlanırken repertuarın 18 saatlik olduğunu farkettiklerini, müzik yapmaya devam edeceklerini söylerken seyirciyi özgür bırakıyordu. ”Ne isterseniz onu yapın, ister gidin, ister kalın biz müzik yapmaya devam edeceğiz” derken salon hem gülmekten kırılıyor hem de gece daha bitmedi diye seviniyordu.
Son performansta kemanı ile sahneden inip, halkın arasına karışması, en arka kısma kadar kemanını çalarak gitmesi izleyicileri mest etmişti.
O akşam sahnede parasını aldığı için işini yapan biri değil, arkadaşları ile birlikte kendi garajlarında, inanılmaz derecede keyif alarak müzik yapan bir orkestra vardı. ”Siz isterseniz biz yine geliriz” derkenki samimiyetlerine karşın bu davete çoşku ile alkışlarla yanıt veren bir seyirci vardı. O alkışlar arasında hatrı sayılır ”ABRIS” tezahüratlarını ve kendisinden aldığımız sıcak tebessümü de unutmamak gerek.
Ara Malikian kimdir?
Lübnan doğumlu İspanyol müzisyen Ara Malikian, 14 Eylül 1968 tarihinde dünyaya geldi. 12 yaşında ilk konserini veren Ermeni Ara Malikian, henüz 15 yaşında, prestijli Hochschule für Musik und Theater Hannover’a kabul edilen en genç öğrenci oldu. Ayrıca enstrümantal konser veren ilk kişi. Hem kendi eserlerini hem de poptan rock’a kadar farklı müzik türlerinde düzenlemelerini çaldı. Sanatçının aldığı önemli ödüller arasında Berlin Flemenk Mendelssohn, İspanya Pablo Sarasot, Almanya ‘Artistic Compliance and Dedication’ ve iki kez de Müzik Ödülleri En İyi Albüm Kategorisi bulunuyor.
Photo credit @burcuerginphotography
İlk yorum yapan siz olun