(Patrik II. Mesrob Hazretleri, 24 Mart 2007 İskenderun Srpots Karasun Mangants Ermeni Kilisesi’ndeki vaazindan alıntı)
İç ve Doğu Anadolu’nun farklı kentlerinden gelen bu gençler, Kapadokya’daki İmparatorluk Alayı’na mensup askerlerdi.
Alay, Sivas’da bulunduğu zaman, Kayseri Valisi olan Lycias, İmparatorluk sınırları dahilinde Hristiyanlara zulüm ilan edildiği haberini aldı.
Lycias’ın emriyle, komutanları askerleri sorguya çekti ve hiçbiri inancını gizlemediği için hepsinin de Hristiyan olduğu ortaya çıktı.
Zindana atıldılarsa da, zindanda belirerek onları teşvik eden Rab İsa Mesih tarafından daha da güçlendirildiler.
Vali Lycias Sivas’a geldiği zaman, yeniden yargı önüne çıkarıldılar, ancak yine imanlarından şaşmamaya kararlı olduklarını gösterdiler.
Vali Lycias, askerlere işkence edilmesi emrini verince, bir mucize oldu ve işkence yapan memurlar birbirlerine saldırmaya başladılar.
Yeniden zindana atıldılar.
Zindanda, yeniden Rab İsa Mesih tarafından güçlendirildiler.
Vali Lycias’ın emriyle, güneş battıktan hemen sonra, o zaman Sivas’ta var olan bir gölün içine atıldılar.
Kış vakti olduğundan, donan gölde vücutları çatlamaya başladı.
Kırk askerlerden sadece biri, dayanamadı ve askerleri şehadetten vazgeçirmek için gölün kıyısında hazırlanan sıcak su banyosuna attı kendini, ancak donan gölden çıktığı için vücudu ısı değişikliğine dayanamadığından az sonra banyoda can verdi.
Gece karanlığında, her bir askerin başının üzerinde nurdan taçlar belirdi. Bunu gören muhafızlardan biri, putperestlikten tövbe ederek o an Hristiyanlığı kabul etti ve kendini göle, donmakta olan 39 askerin arasına attı.
Böylece 40 sayısı yine tamamlanmış oldu. Sabaha karşı, 40 gençleri gölden çıkardılar ve hala hayatta olanların bedenlerini mızraklarla delik deşik ettiler. Daha sonra genç askerlerin bedenlerini ateşte yakarak, kemiklerini göle döktüler.
316 yılında, Sivas Episkoposu bir rüyette şehit askerlerin kemiklerinin gölün neresinde olduğunu görünce, vakit kaybetmeden onları büyük bir saygıyla topladı ve gömdü.
Sivaslı Kırk Şehitler’in cesur şehadeti Doğu illerinde ünlendi ve en popüler azizler olarak tarihe geçtiler.
Kayserili Aziz Basil, Nisalı Aziz Gregor, Süryani Aziz Efrem ve özellikle Sivaslı Ermeniler’in Sisyan adlı rahibi, Sivaslı Kırk Şehitler’in anısına övgü dolu destanları kaleme aldılar.
Sivas’ta, Lengtimur’un akınlarına kadar ayakta duran kırk kümbetli bir kilise inşa edildi.
Bugünkü Sivas Ermeni Mezarlığı’nın yerinde bulunan bu kilise, akınlardan sonra yıkıldı. Sivas’taki göl ise zamanla kurudu.
(Patrik II. Mesrob Hazretleri, 24 Mart 2007 İskenderun Srpots Karasun Mangants Ermeni Kilisesi’ndeki vaazindan alıntı)
Kaynak: Lraper
İlk yorum yapan siz olun