(17 Mart 2019 tarihinde Kumkapı Kilisesi önünde okunmuştur)
Sn. Yaslı Hanımefendiler ve Beyefendiler
Takdir-i İlahi bu şekilde tecelli etti ve on yıl önce yakalandığı onulmaz ve tıbben tedavisi mümkün olmayan bir hastalıkla pençeleşen değerli ruhani Liderimiz, Türkiye Ermenileri 84.Patriği Mesrop II, genç yaşta gözlerini hayata yumdu ve Hakkın rahmetine kavuştu.
Entellektüel kişiliğe sahip, genç,dinamik, yenilikçi, aydın bir din adamı olarak Patrik seçilmesini müteakip, Asasının kendisine tevdii merasimi sırasında öncelikle Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve devletin Ali menfaatlerini üstün tutup mensubu olduğu toplum ve kurumlarının hak ve menfaatlerini koruyacağına, keza din ve fazilet yolunda rehber olacağına dair içtiği anda, yemine görevde bulunduğu sürece sadık kaldı.
Çoğulcu, birleştirici, eleştirel düşünceye sahip karakter ve davranışlarıyla kurumlar arası diyalog ve hoşgörünün merkezi oldu. Toplum ve kurumlarını şeffaf bir davranış zeminine oturtmak için uğraş verdi.
“Müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar “ veciz fikrin sadık bir savunucusu olarak toplum içi ilişkilerde bunun kalıcı hale gelmesi için açık oturumlar ve toplantılarla halkı aydınlatmaya ve bilinçlendirmeye çalıştı.
Patrikhaneye kurumsal bir hüviyet kazandırmak için birlikte düşünüp karar verebilecek, basın sözcülüğü, danışmanlar grubu, naçizane şahsımın da üyesi olduğu hukuk ve ekonomi komisyonları, kültür ve sanat dalında faaliyet gösterecek kurullar oluşturmak suretiyle kollektif ve demokratik çalışma ortamını yarattı.
Kiliseler arası diyalog kurmak suretiyle Ermeni Kilisesiyle, Patrikhane’nin vakarını ve cemaat varlığını, yabancı misyon kuruluşları nezdinde pekiştirdi.
Uygulamalardan kaynaklanan ve toplumun hak ve hukukunu zedeleyen ve örseleyen her türlü olumsuzlukların ortadan kaldırılması için üstün çaba ve gayret sarfetti. Devlet ricali, bakanlıklar, müsteşarlıklar nezdindeki temas, girişim ve diyaloğları üst düzeydeydi. Yaptığı görüşmelerde konusunu dikkate alarak basın sözcüsü, hukuk komisyon uyeleriyle danışman temsilcileri onun yakın mesai arkadaşlıklarını oluşturdular.
Panel, seminer ve baro konferans toplantılarının tertiplenmesi yolunda akademisyenler ve bilim adamlarıyla işbirliği içindeydi.
Bu topraklar üzerinde Hıristiyan teolojisiyle mücehhez yüksek lisans sahibi aydın din adamı ve anadil öğretmeni yetiştirebilmek yolunda kürsü ihdas etmek üzere Üniversite Rektörleri ve Yüksek Öğretim Kurumu nezdinde yaptığı temaslar yeterli meyve vermemekle birlikte yadsınması mümkün olmayan girişimlerdi.
Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu dinamik ve birleştirici girişimlere tahammül edemeyen zelil mihrakların, ırkçı ve şoven kişilerin internet ve sair yollarla yaptıkları tehdit ve saldırılar onun vücut tamlığını ve ruhsal sağlığını, dinginliğini alt üst ederek kişisel benliğini yitirmesine sebep oldu. Öyle bir yitiş ki, sağıltımı dahi mümkün olamadı.
Bizler bu şekilde yitirdik ve Hakkın Yüce rahmetine yolculuyoruz kutlusayPatriğimizi.
Hepimizin başı sağ olsun. Ulu Tanrı hepimize teselli bahşetsin.
İlk yorum yapan siz olun