16 Ocak 1894’te İstanbul -Gedikpaşa’da doğan Mateos Zarifyan, hayatının büyük bir kısmını İstanbul-Üsküdar’da geçirdi,ilk okula önce İcadiye okulunda başladı daha sonra öğrenimine İzmit -Bahçeçik(Bardizak) Robert Koleji ve İstanbul Berberyan Ermeni okulunda devam etti, 1913 yılında okuldan mezun oldu. Spora olan yatkınlığı ve kaba sığmaz tavır ve tutumlarıya dikkatleri çeken Mateos Zarifyan sık sık okul değiştirmek zorunda kaldı.
İlerleyen hastalığının ve erken ölümün derin kaygı ve endişeleri Zarifyan’ın iç dünyasında derin yıkımlar ve travmalar yarattı, buna rağmen o yılmadan , bitmeyen bir şefk ve hevesle hem, bir toplumsal hizmet olan öğretmenlik mesleğine ve hem de edebi eserler üretme görevlerine sım sıkı sarılıdı ve ilkelerine sadık kaldı.
Mateos Zarifyan’ın ilk eseri 1918’de ateşkesin ardından ve ilk kitapı “Hüzün ve Barış’ın Şarkıları” (Dırdmutyun ve Khağutyan Yerker) ise 1921’de yayınlandı.
Şiirlerinde aşk,hüzün, üzüntü ve ölüm şarkılar söyleyen, Mateos Zarifyan, 9 Nisan 1924’te İstanbul’da 30 yaşında vefat etti ve İstanbul -Üsküdar ErmeniMezarlığı’na gömüldü.
Hüzün ve Barış Şarkıları (1921), Yaşam ve Ölüm Şarkıları (1922,1951) , Seçkin Şiirler (1946), Bütün Eserler (1956) Şarkılar (1965)),Eserler (1981,1990) Şiirler (1994) adlı yapıtlar, başlıca eserleridir.
Zarifian’ın şiirileri okurlar tarafından çok sevildi ve okundu ve zamanının en ciddi ve ayrıntılara önem veren eleştirmenlerin beğenisini ve takdirlerini kazandı.
Aşk,Şefkat,Nezaket,Hayata sarılma,doğa tutkusu ve insalık kavramları Mateos Zarifyan’ın kalemiyle hüzün ve duygu dolu bir dünyaya açıldı: Kendisi gibi tuberkülüz hastaları olan Bedros Turyan’ın şiir dünyasındaki ”Kın ve Kızgınlık” ve Misak Metsarents’in şiir dünyasındaki ”Umutsuzluk”, Zarifyan’ın bu romantik dünyasında yer bulamadı : Elbette bu dünyada yaşamaktan mahrum kalma hüznü, acısı ve ölüm kaygısı güçlü bir şekilde vurgalanıyor ,ancak, Zarifyan acı ve hüzünlü kaderi karşısında asil bir şekilde direnmeyi,dik durmayı, masumiyetini ve iç dünyasındaki barışı asla kayetmedi:.
“Alay” başlıklı iki dörtlüklük yapıtında kullandığı dizeler,özel üslübu,lirik şiirin nefesi , Zarifyan’ın romantizm dünyasının kapısını açmaktadır :
”Vücüdümun acısı artıkca
Gözümün gülüşu gül olur .
Soğuk gönlümden Mayıs geçer
Ve nur düşer alnıma.
Ve bu gülle, bu baharla,
O ki geliyor, alaya alırım ,
O ki ölüm uykusuyla geliyor
Uyutmak ,Acısı Büyük”
Mateos Zarifyan’ın şiirleri, hem dili ve tarzıyla ve hem de akıllı, renkli buluşlarıyla anlaşılır ve akıncı bir özelliğe sahiptir ve tıpkı berrak akan dere gibidir,sadeliğini ve tazeliğini hala korumaktadır .
Hayata sevgiyle,inançla ve tutkuyla sarılan ,fakat acıya ve kedere derin bir özverili dayanma güçü ile yaklaşan , bahsız kaderi karşısında dim dik duran genç şair ,son nefesine kadar kederin ve acının şarkısını şu dizelerle söyledi:
”Oh, ruhumun harika lirik sesi,
Benim yerle bir olan ruhum, Benim harabem..”.
Ve yeni kuşaklar ise, Zarifyan’ın sevilen popüler ”Deli” şiirini dudaklarında mırıldamaya devam ederek onu anacaklardır..
Dr.med.Sarkis Adam.
İlk yorum yapan siz olun