İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Müziğimizle İstanbul’daki Ermeni Kültürünü Alternatif Yoldan Anlatmaya Çalışıyoruz”

Vomank (Kimileri) “PanAlik” albümünün ilk konserini bugün veriyor. Hrant Dink cinayetinin 12. yılında sahneye çıkacak grup bir anlamda onun yapmaya çalıştığı şey yapmaya çalışıyor, Ermeni kültürünü müzik yoluyla anlatmanın yollarını araştırıyor. 

Pınar Tarcan

*Fotoğraf: Berge Arabian

Ermenice alternatif müzik yapan Vomank (Kimileri), hem Türkiye’deki Ermenice müzik sınırlarını zorluyor, hem de UNESCO’nun ‘tehlike altındaki diller’ listesindeki Batı Ermenicesini ve Ermeni kültürünü kendi tarzlarıyla yaşatmaya çalışıyor.

Lara Narin (vokal), Saro Usta (keyboard), Ari Hergel (bas gitar), İlkem Balseçen (davul), Tayis Yıldızcı (elektrik gitar), Rupen Markisetoğlu‘ndan (klarnet) oluşan Vomank (Kimileri) ile albümleri PanAlik‘i (söz dalgası) müziklerini ve 19 Ocak’ı konuştuk.

PanAlik grubun tanımıyla söz dalgası anlamına geliyor ve anahtar kelimesini de içinde barındırıyor. Grup, albüme Panalik diyerek kendi deyimleriyle “aralamak istedikleri diyalog kapılarının anahtarına” gönderme yapıyor

Repertuarlarında farklı parçalar olan grup bu akşam 21:00’dan itibaren Beyoğlu’ndaki Anahit sahnede yılın ilk konserini veriyor olacak.

Vomank’ın vokali Lara Narin, konser ile ilgili “19 Ocak’ı İstanbul’da hep birlikte anıyor oluşumuz, Hrant’ın yapmaya çalıştığı şeyle de bağdaşıyor aslında. Yalnızca Ermenilerin katıldığı bir konserdense, bu toprağın bir parçası olan bu dilde söylenen şarkıları dinlemek isteyen, merak eden, onlarla bağ kurabilen herkesin ulaşabileceği bir çatı altında buluşmak önemli…” diyor.

Lara Narin ayrıca, “Müziğimizle günümüz İstanbul’unun bir parçası olan Ermeni Kültürünü Alternatif bir yoldan anlatmayı araştırıyoruz…” diye ekliyor.  

“PanAlik” ikinci albümünüz nasıl bir araya geldiniz?

İlkem Balseçen: Gruptaki birkaç kişi çok uzun zamandır birlikte çalışıyorduk. Uzun zamandır aklımızdaydı Ermenice müzik yapmak. Çok az Ermenice müzik var Türkiye’de, o da tırnak içinde geleneksel müzik.

Bunun dışında ‘daha modernize edilebilecek bir sound’la müzik yapabilir miyiz?’ diye düşünüyorduk. O vesileyle birkaç kişi bir araya geldik ben, Saro, İbrahim ve Lara. Ondan sonra ekibe diğer arkadaşlar eklendi.

Ari Hergel: Herkes neredeyse birbiriyle geçmişten beri müzik yapıyordu. Bir grubumuz Ermenice müzik yaptık hep beraber. Başka bir grupla birlikte başka işler de yaptık.

Bizim zamanımızda Ermenice müzik yaptığımız tayfayla şunu dedik: Ermenice müzik yapabilir miyiz nasıl yapabiliriz? İsmimizi Vomank koyarak başlamamız 2012’ye denk geliyor.

Vomank adı nereden çıktı? Öteki duygusundan mı geliyor?

Ari Hergel: Tam oradan geliyor, “kimileri”, “birileri” gibi bir anlamı var Ermenicede. Aslında doğru kullanımı “öteki birileri”, yani bildiğimiz birileri değil de “no name” birileri. Çok ismiyle önemli olmayan birileri. Ermeni olma hali Türkiye’de biraz öyle bir şey zaten.

Müziğinize Ermeni toplumundan ve genel olarak diğer Türkiyelilerden nasıl tepkiler geldi?

İlkem Balseçen: Aslında çok olumlu tepkiler aldık. Olumsuz da almadık değil. Çünkü farklı bir şey yapmaya çalışıyoruz.

Türkiye’de Ermenice müzik yaptığımız için Ermeniler dışında çok da büyük bir seyirci kitlesine ulaşamadığımızı söyleyebiliriz.

Lara Narin: Sayıca haklısın belki ama, bir şekilde Vomank’a rastlayıp sonrasında takipçisi olan, Başka Ermenice şarkılarada merak saran, bizimle iletişim halinde olan dostlar da edinmiş olmak çok değerli. 

“Adalet istemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok”

19 Ocak’ta (bu akşam) vereceğiniz konserin özel bir anlamı var mı, tesadüf mü?

Lara Narin: Tesadüf değil, direkt olarak Hrant Dink anması adı altında da değil ama. Geçen yıl Berlin’de özel bir anma konseri vermiştik.

Bu yıl bu tarihi Anahit sahnedeki arkadaşlarımız düşünmüş.

19 Ocak’ı İstanbul’da hep birlikte anıyor oluşumuz, Hrant’ın yapmaya çalıştığı şeyle de bağdaşıyor aslında.

Yalnızca Ermenilerin katıldığı bir konserdense, bu toprağın bir parçası olan bu dilde söylenen şarkıları dinlemek isteyen, merak eden, onlarla bağ kurabilen herkesin ulaşabileceği bir çatı altında buluşmak önemli…

Hrant Dink cinayetinin 12. yılı. Söylemek istediğiniz bir şey var mı? 

Saro Usta: Adalet istemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Yapamıyoruz da zaten istesek de, hem Hrant üzerinden hem ülke genelinde.

Hrant konusu da şu an bir yüz karası olarak devam ediyor maalesef.

Lara Narin: İfade özgürlüğü de gitgide kısıtlandı zaten. O yıl herkes bir araya geldiğinde bir parça “yalnız değiliz” gibi hissettik, umutlandık halk olarak ama Tayis’in müzisyenler için çizdiği tablo korkarım gazeteciler için de o şekilde ilerliyor…

“Müzik tarzımız Türkiye Ermenileri için yeni”

Siz sound’unuzu nasıl tanımlıyorsunuz?

Ari Hergel: O işte parçasından parçasına değişiyor. Temel olarak bir rock band ama elektronik öğeleri çok fazla olan parçalar var. Çok standart, eski usul olan parçalar var. Dünyada başka örnekleri var ama Türkiye Ermenileri için bu çok yeni bir şey.

Hep koltuk davulunun falan olduğu bir sound biliyor İstanbul’daki Ermenice müzik dinleyicisi. Ya da daha pop, enstrümantal olarak benzer ama tavır olarak daha popüler işler. O da çoğunlukla Ermenistan kaynaklı işlerin Türkiye’ye yansıması.

Alternatif rock sound’lu, elektronik sound’lu dünyada yeni yeni bir şeyler var Ermenice müziğe dair. Ama İstanbul için çok yeni. Dünyada takip edip beğendiğiniz Ermenice gruplar hangileri?

Tayis Yıldızcı: Deti Picasso (Moskova kökenli), Reincarnation var, Armenian Navy Band, The Deenjes, Tigran Hamasyan da var. 

Ari Hergel: Bunlar tabii birebir benzeştiğimiz gruplar değil de feyz aldığımız, beğenerek dinlediğimiz gruplar.

PanAlik albümü özgün sözlerinizin yanı sıra Ermeni şairlerin bestelerinden oluşuyor. Bu fikir nasıl oluştu?

Saro Usta: Orada biraz şairlerin şiirlerine dikkat çekmek gibi bir dert de vardı. Çünkü müzik dediğin şey, şiirden çok da bağımsız değil aslında ya da edebiyatın diğer dallarından.

Ermeni edebiyatında göze çarpan isimlerden beslenerek de bir şey üretmek ve bunları göstermek istedik.

Vomank’ın bir derdi de o ya, arkamızdan gelenlere de bir şeyler göstermeye, bırakmaya çalışıyoruz. O isimleri, o şairleri aktarmanın en güzel yerlerden biri.

Bu söylediğinizden yola çıkarsak Vomank’ın derdi ne?

Saro Usta: Bir kere yaşatmak gibi bir derdi var. O aslında temel derdi, yaşatırken de sonuçta biz gündelik hayatımızda ne kadar kullanıyoruz o dili, yüzde 20, yüzde 30’u geçmez.

O yüzden onun üzerinden bir şeyler üretip dili tüketilebilir hale getirmemiz lazım ki bir şekilde devam etsin. Onu da yaparken güncelden hareket etmekten başka şansımız yok.

Ari Hergel: Batı Ermenicesi 2009’da ‘tehlike altındaki diller’ listesine girdi. 

Aslında müzik üzerinden biz dille Ermenice ya da Ermeni müziği dinleyen birilerine ters gelebilecek sound’lar var. Ama Ermeniceyi kullanarak aslında biz Ermeni kimliği, Ermeni kültürü içinde var olmaya devam ediyoruz.

“Alternatif müzik yapabileceğimiz mekanlar az”

Müziğinize nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Tayis Yıldızcı: Spotify verilerinden gördüğümüz kadarıyla yaş grubu olarak geniş bir kitlemiz var. Aslında olumlu tepkiler alıyoruz ama çok da büyük bir kitleye ulaşamıyoruz bir takım sebeplerden dolayı.

Ne tür sebepler var?

Tayis Yıldızcı: Dil en başta, ikincisi Türkiye’de yaşamamız, Beyoğlu’nda bir sürü mekanın kapanmış olması.

Biz Türkçe rock dahi yapsak sadece Cuma, Cumartesi çalabilecek yer buluyoruz. Geçen gün yine müzisyen bir arkadaşımla dertleştik, mekanlar da sadece Cuma, Cumartesi, yani emin olduğu günler kapı açıyor.

Ben üniversitedeyken 10-15 günde bir Mojo’da çalıyordum. Mekan sürekli açıktı. Pazartesi de çalıyordum, Salı da çalıyordum. Bu maalesef artık başlı başına bir sebep.

Kitle olarak ise dokunduğumuz insanlar ve çevresi gibi biraz.

Lara Narin: Anahit sahnenin açılması bu anlamda iyi oldu belki.

Saro Usta: Mekan sahipleri sanatına bakmıyor, kaç kişiyi içeriye sokabiliyorsun ve ne kadar bira satabiliyorsun onun üzerinden dönüyor bu iş.

Şimdi eller havada bir müzik yapıyor olsak, doldururduk illa ki bir şekilde. Çünkü öyle şarkılar da var Ermenice. Türkçesi olup da Ermenicesi bilinen şarkılar da var. Biraz ekibin durduğu yerle de alakalı.

İstanbul’da sadece müzik dinlemeye gidebileceğiniz kaç tane mekan var ki, sadece müzik, çünkü Vomank öyle bir müzik yapıyor. Bunun üstüne biraz da dil meselesi gelince katman kalınlaşıyor giderek.

Ama bizim ayakta durma sebeplerimizden bir tanesi bunu kırmaya çalışmak. Benzer şeyleri bir yandan caz çalanlar da söyleyecektir sizlere ama onların Nardis (Nardis Jazz Club) alternatifi var.

Ari Hergel: Alternatif mekanlar kapandı özellikle. Bizim Beyoğlu’nda size sayabileceğimiz en az 3-4 tane Vomank’a uygun mekan vardı. Onların hiç birisi yok artık.

Vomank’ın 19 Ocak 2018’de Berlin’deki Maxim Gorki tiyatrosundaki konserinden. 

Grup olarak ilerisi için neler yapmak istiyorsunuz?

Tayiz Yıldızcı: Avrupa’da daha çok işler yapmak istiyoruz. Diğer gruplarla festivallerde keşke çalabilsek, az önce konuştuğumuz Ermeni gruplarla.

Hem maddi hem manevi açıdan zor bu. Buralara ulaşabilsek bile gidemiyoruz bazen çünkü vize problemi var, ekip kalabalık, maddi yükü var, bunları karşılayacak birileri lazım.

PanAlik albümü Avrupa’da henüz yeterince yerini bulamadı. Eğer tekrar yeterli morali bulabilirsek de yeni girişimlerde bulunmak istiyoruz. (PT/EK) 

http://bianet.org/biamag/diger/204602-muzigimizle-istanbul-daki-ermeni-kulturunu-alternatif-yoldan-anlatmaya-calisiyoruz

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın