***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
Hırvat yazar İvana Sojat ‘Ezan’ romanıyla Osmanlı yönetimi altındaki Balkanlara mercek tutuyor. Yeniçeri İbrahim’in çocuklarına anlattığı hikayeler üzerine kurgulanan romanda dönemin ‘devşirme’ sistemine ışık tutan yazar “Devşirme sistemi aslında feodalizmden kaçıştı. Zira Hristiyan ailelerin çocukları doğuştan serf olmaya mahkumdu. Devşirme sistemiyle Payitaht ve yakınlarına götürülen çocuklar ise eğitilip yüksek mevkilere ulaşma fırsatı buluyordu” diyor.
Hırvat yazar İvana Sojat yeni çıkan ‘Ezan’ isimli romanında Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın dönemini kaleme aldı. Yazar romanı yazdığı süreçte o dönemin yemeklerini yiyip o döneme ait şarkılar dinlediğini ve döneme uygun giyindiğini söyledi.
Romanının konusu ve yazım sürecini anlatan İvana Sojat, her şeyin arkadaşlarıyla ziyaret ettiği eski bir Osmanlı mezarlığında başladığını söyledi. Burada yaklaşık 300 yıllık bir kemiğe rastladığını belirten Sojat, Osmanlıların ‘altın çağı’ olarak nitelendirdiği Kanuni Sultan Süleyman dönemine ilişkin bir roman yazmaya da burada karar verdiğini ifade etti. Sojat, romanındaki ana kahramanın İbrahim isimli bir devşirme olduğunu aktararak, adı bir zamanlar Luka olan bu çocuğun, devşirme olarak Payitaht’a götürüldüğünü ve burada İbrahim adında bir yeniçeri olduğunu anlattı.
Hırvat yazar, İbrahim’in oğluna anlattığı hikayeler üzerine kurduğu romanını yazarken, herhangi bir yanlışa mahal vermemek için dervişlere ve o dönemi araştıran arkadaşlarına danıştığını dile getirdi.
16. yüzyılın kanlı bir dönem olduğunu anımsatan Sojat, “Ancak burada önemli bir husus var ki o da dönemi kana bulayanın Osmanlılar değil, Hristiyanlar arasında katliamlara neden olan ihtilal ve ihtilal karşıtı hareketler olduğudur” ifadelerini kullandı.
Sojat, Hırvatistan tarihinde ve diğer bölge ülkelerinin edebiyatlarında, Hristiyan çocukların Osmanlılar tarafından ‘zorla alıkonuldukları’, ‘korkunç’ ve ‘acımasız’ olarak gösterilen devşirme sistemini, romanında farklı bir yaklaşımla anlatıyor. O dönemde çocukların kaderlerinin doğmadan önce belirlendiğini ve ölene kadar herhangi bir şekilde gelişmelerine fırsat verilmediğini hatırlatan Sojat, “Devşirme sistemi aslında feodalizmden kaçıştı. Zira Hristiyan ailelerin çocukları doğuştan serf olmaya mahkumdu. Yetenekleri ve zekaları göz ardı ediliyordu. Eğitim görüp gelişmelerine imkan tanınmıyordu. Devşirme sistemiyle Payitaht ve yakınlarına götürülen çocuklar ise eğitilip yüksek mevkilere ulaşma fırsatı buluyordu. Bu bölge Osmanlılara birçok vezir vermiştir” dedi. Balkanlar’da Osmanlıları konu alan birçok edebi eserde suçluların kazığa oturtularak cezalandırıldığının anlatıldığına dikkati çeken Sojat, bu tür bir cezalandırma sistemininx, aslında Balkanlar’ın eski topluluklarından Ulahlara ait olduğunu vurguladı.
Sojat, Osmanlıların sürekli yakıp yıkmaya gelen bir topluluk olarak gösterilmeye çalışıldığını belirterek, “Osmanlılar fethettikleri yerleri yakıp yıkmadı aksine inşa ve ihya etti. Osmanlılar bu bölgeye gelmeden önce nehirlerimizin üzerine köprü inşa edilmemişti. Onlar, Romalıların bıraktığı yerden inşa etmeye devam etmişlerdir” diye konuştu. Hırvatistan’ın Slavonya bölgesinde Osmanlı döneminde inşa edilmiş beş cami olduğuna işaret eden Sojat, “Bu camilerden hiçbiri günümüze ulaşmadı. Bu da bizim hoşgörü seviyemizin göstergesidir” söyledi.
Sojat, romanı yazdığı süreçte o dönemin yemeklerini yiyip o döneme ait şarkılar dinlediğini ve döneme uygun giyindiğini sözlerine ekledi.
http://www.karar.com/hayat-haberleri/devsirme-sistemi-aslinda-feodalizmden-bir-kacisti-1055297#
İlk yorum yapan siz olun