İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Musevilik – İsevilik – Muhammedilik

Ocak Yazarları

Neden Musevilik, İsevilik ve Muhammedilik?

Muhammedilik (Mohammedaner) diye bir kavram yok, müslümanlık vardır diyorsunuz.

Evet, haklısınız.

Avrupa’da yaşayan müslümanlar da, ne zaman bu kelime kullanılsa aynı tepkiyi gösterirler. Şükür o zamanlar geçti. Artık çok daha bilinçli bir dönemdeyiz. Hatta öyle ki, Almanya İçişleri Bakanlığı periyodik olarak ‘İslam Konferansı’ düzenliyor.

2018 yılındaki İslam Konferansı bugün başlıyor ve iki gün sürecek. Almanya İslam Konferansı’nın (DİK- Deutsche Islam Konferenz) çok faydaları oldu. İlki ve önemlisi de müslümanların ‘çatı kuruluşu’ kurmalarına vesile oldu. Bakalım daha ne faydaları olacak…

Muhammedilik kullanıldığında sürekli düzeltiyoruz. Muhammedi değiliz diyoruz. Burada anlayamadığım konu da şu: ‘Kabul etmeyerek sürekli düzeltiyoruz da, neden diğer dinden olanlara İsevi-Musevi diyoruz?’

Bu soruyu neden soruyorum?

Sormamın sebebi biraz da, İslam Konferansı’nın bu seneki konuları arasında, tartışmalara sebep olacak bir konu maddesi.

‘Alman İslamı’.

Başta Ditib (Diyanet) olmak üzere, Milli Görüş ve diğer bazı kuruluşlar bu kavrama tepkililer.

‘Alman İslamı diye birşey olamaz’.

Tamam kabul, olamaz.

O halde neden Türkiye’de ‘Türk İslamı’ tabiri revaçta, neden Türkiye’de ‘İmam Maturudi’ seminerleri-panelleri düzenlenmekte ve toplumda farkındalık oluşturulmaya çalışılmakta?

Ülke içinde böyle olurken, ülke dışında İslam dünyasının başkanlığına talip olunduğu için çok dillendirilmiyor tabii ki.

Türk İslamı’ndan bahsediliyorsa, Alman İslamı’ndan da bahsedilmeli.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından Ümraniye Belediyesi sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası İmâm Matürîdî ve Te’vilâtü’l-Kur’ân Sempozyumu 2 Kasım 2018’de yapıldı.

İmam Maturudi sempozyumu düzenlenmesinin altında yatan temel fikir, Türk İslamı konusu.

Alman İslamı neden rahatsız ediyor peki diye soracak olursanız.

Alman İslamı dendiğinde, müslümanlar üzerinde güç ve etki sahibi olma imkanı ortadan kalkacak.

Alman İslamı dendiğinde, müslüman Alman kavramı da ortaya çıkacak. Müslüman müslümandır, Alman’ı, Türk’ü olmaz öyle değil mi.

Evet, bunun ırkla, milliyetle bir alakası yoktur.

Peki o halde neden aynı hassasiyeti diğer dinler için de göstermiyoruz?  

Bizim için önemli bir konu, başka dinler ve başka dinden olanlar için önemli değil midir?

TDV İslam Ansiklopedisi’nde geçen ibare şöyledir: ‘Hak dinin, peygamberine veya ortaya çıktığı kavme nisbet edilerek adlandırılması İslâmî telakkiyle bağdaşmaz. Böyle bir adlandırma ancak muharref veya bâtıl dinler için mümkündür (Mûsevîlik, Îsevîlik); Batılılar İslâmiyet için kullandıkları “Muhammedanism” (Muhammedîlik) tabirinden genellikle vazgeçmişlerdir’.

Batılılar bundan vazgeçmişlerse, ya İslam’ı kabul ettikleri için vazgeçmişlerdir, ki böyle bir durum yok. Ya da saygısızlık olmaması için vazgeçmişlerdir.

Peki o halde biz neden aynı saygı hassasiyetini gösteremiyoruz?

Cevap belli öyle değil mi?

Çünkü İslam hak din ve müslümanlar hak olan dine inanmış kutsal varlıklar.

Müslüman toplumlara, İslam dünyasına baktığımızda da aynı şeyi söyleyebiliyor muyuz peki?

Türkçe kaynaklarda geçen açıklamalar şöyle:

İsevilik: ‘İsa`yı Hristiyan Teslis’indeki gibi Tanrı olarak değil, Musa gibi bir peygamber kabul eden inanç sistemine İsevilik denir. Ve bu kişiler müslüman kabul edilirler.

Yani hristiyan ayrı, isevi ayrı.

Diğer kelimeyi ele alalım.

Musevilik: Musevilik, Musevi dininden olan kişidir. Yahudi ise yahudi ırkından olan kişidir.

Ülkemizdeki vatandaşlarımız Musevi. Yani Musa dininden oldukları için. Peki ırk olarak (anneden geçtiği için) yahudi olanlara neden Musevi diyoruz o halde?

Çünkü devlet ve mahalle baskısı sebebiyle. Musevi kelimesi, Yahudi kelimesinden daha yumuşak ve kulaklara hoş geliyor.

Başa dönelim, Avrupa’da yaşayan müslümanlara devlet baskısı olmuyor. Muhammedi dendiğinde hemen celalleniyor müslümanlar.

TDV İslam Ansiklopedisi’nin de dediği gibi, muharref ve batıl dinlerden (ki ben bu tanımı asla kabul etmiyorum) olan Batılı ülkelerde bu hassasiyet olurken, hak din olan İslam’a tabi olanların ülkelerinde neden olmuyor?

Neden biz ülkemizdeki Yahudi kökenli vatandaşlarımızı illa değiştirmeye çalışıyoruz?

Batılı ülkeler arasında olan Almanya ‘Alman İslamı’ konusunun konuşulmasından rahatsız olmuyor, rahatsız olan kökeni Türkiye olan kuruluşlar.

Çünkü onlara emir öyle geliyor. Olmaz deniyor ve onlar da olmaz diyorlar.

Sebebini ilmi ve İslami açıdan değerlendiremiyorlar. Çünkü hep yüzeysel ve ötekini tanımaz bakışaçısı var.

Öyle olmasaydı, neden Sefarad kökenli binlerce aile, korku ve baskı sebebiyle müslüman olmak zorunda kalırdı ki…

Aklıma takıldı da, gerçekten biz o insanları nasıl tanımlayacağız?

Irk olarak yahudi ve sonradan müslüman olmuşlar, şimdi bizim onlara müslüman yahudi dememiz mi gerekiyor. Çünkü ırk olarak yahudi ama din olarak Musa dininden değiller.

Bu soruyu, en iyisi İwo Molinas’a ve Şalom Gazetesi’ne sormak lazım.

Sevgi ve Bilgiyle kalın


http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/11/28/musevilik-isevilik-muhammedilik/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın