Albert İsoyan tarafından yayına hazırlanan “Kara Kitap” insanlık tarihine iz bırakan 88 ünlü ismin Ermeni Soykırımı’na dair yazdıklarını bir araya getiriyor. Kitapta yer alan isimler arasında Yahudiler de bulunuyor.
“Kara Kitap-Ünlü Yabancıların Gözüyle Türk Mezalimi ve Ermeni Soykırımı” Hayagitak Yayınevi tarafından 2011’de Ermenice, 2012’de Rusça, 2013’te ise Türkçe yayımlandı. Albert İsoyan’ın yayına hazırladığı ve Dr. Hakob Çakryan tarafından Türkçeye kazandırılan eser, 1894-1896 arasındaki Ermeni Katliamları ile Ermeni Soykırımı konusunda farklı milletlerden gelen dünya tarihine iz bırakan isimlerin yazdıklarını derliyor.
Kitapta Yahudi kimliğine atıfta bulunan ünlü isimlerin ilki, sosyal demokrat teorisyen Eduard Bernstein oluyor. Bernstein’ın kitapta yer alan yazısı 26 Haziran 1902’de üç bin katılımcının huzurunda sosyalist bir milletvekili olarak Türkiye’deki Ermenilerin katledilmesini anlattığı “Ermenilerin Istırabı ve Avrupa” başlıklı konuşmasından alınma.
“O GÜNE DEK TARİHTE EŞİNE RASTLANMAMIŞ…”
Konuşmasında “bir millet olarak Ermeni ve Türk halklarına aynı duygularla yaklaştığını” ve “Türk halkını asla hedef almadığını” vurgulayan Eduard Bernstein, 19. yüzyılın sonundaki katliamları şöyle anlatıyordu: “Ermenileri topyekün imha etmek için tertiplenen had hudut tanımayan ve önceden planlanan bu katliamlar, boyutları ve gaddarlık derecesiyle o güne dek tarihte bir eşine daha rastlanmamış bir soykırımdı”
Kitapta yer alan bir başka isim ise dönemin ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau. “Kara Kitap”ta Morgenthau’nun “Anılar” ve “Tarihin En Korkunç Olayları” makalesinden bölümler aktarılıyor.
“ERMENİ MAZLUMLARIN AYAKLARINA AT NALI ÇAKMAYI İCAT ETMİŞTİ”
Eserde, Morgenthau’nun “Anılar” kitabından yapılan Van Valisi Cavit Bey ile ilgili alıntı özellikle vurgulanıyor: “Cavit Bey, ülkede “Başkaleli Nalbant” olarak ün salmıştı çünkü eline geçirdiği Ermeni mazlumların ayaklarına at nalı çakmayı, geçmişten kalan yöntemlerle kıyaslandığında bir şaheser olarak, bu işkence erbabı icat etmişti.”
Morgenthau, Ermenilerin yaşadıklarını Yahudilerin İspanya’dan kovulması ile karşılaştırılamayacağını söylüyor ve şöyle devam ediyordu: “Bu zulüm, 600 bin, belki de bir milyon insanın katline sebep olan Ermeni faciasına kıyasla oldukça hafif kalmaktadır.”
“BİNLERCE ERMENİNİN CESEDİ ÇÜRÜMEKTEYDİ”
“Kara Kitap”ta yazdıklarına yer verilen Yahudi entelektüellerinden bir diğeri de “Musa Dağı’nda 40 Gün” romanının yazarı Franz Werfel. Kitapta Werfel’in eserinden kesitler sunuluyor: “Amansız nice ölümlere tanık olan, mukaddesatın hoyratça çiğnendiği bu topraklarda, binlerce Ermeninin cesedi Mayıs-Haziran aylarından beri çürümekteydi. Ağır kokular yabani hayvanları dahi kaçırmıştı. Akıl almaz bu cansız insan yığınları arasından sadece sefil askerler geçmek mecburiyetindeydi.”
Kitapta Yahudi kimliğine atıfta bulunularak yazdıkları paylaşılanlar arasında Sovyet yazar İlya Ehrenburg da yer alıyor. Ermeni Soykırımı’nı “İnsanlar, Seneler, Yaşam” anı kitabında konu alan Ehrenburg, Holokost’a da atıfta bulunuyor:
“Bu soykırımın ilk provasıydı. Hitler’in Nazileri altı milyon Yahudi’yi katletti, Jön Türkler ise 1,5 milyon Ermeni’yi. Eğer sekiz yüz bin Ermeni Rusya’ya, Ortadoğu’ya, Fransa ve Amerika’ya sığınabilmişse, bu Almanlara özgü itinanın yokluğu ve teknolojide geri kalmışlıkla açıklanmalı, zira Türkler gaz odalarına sahip değildi.”
“BEN ERMENİLERİN HİSLERİNİ ANLIYORUM”
Ehrenburg, Hitler’in “Ermeni kıyımını şimdilerde kim hatırlıyor ki?” dediğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyordu: “Ben Ermenilerin hislerini anlıyorum. Batı Ermenistan yok oldu, muhteşem mimari eserler de öyle, Ortaçağın büyük üstatlarının, asrımızın başındaki genç yazarların mirası ile birlikte. Sağ kalanlar ise darmadağın bir vaziyette. Her üç Ermeniden biri Yerevan’dan uzak, belki Lyon, belki de Beyrut veya Detroit’te. Ama Yerevan üzerinde yükselen Ararat, her Ermeni için nerede olursa olsun, paramparça olmuş Batı Ermenistan’ın gölgesi olarak kalmaktadır. Ararat her yerde, tablolarda, sigara paketlerinde, konyak şişelerinin üzerindeki etiketlerde ve davetiyelerde…”
“BU MUSA DAĞ VE AUSCHWITZ KURBANLARININ KANI”
“Kara Kitap”ta yer alan Yahudi kimliğine vurgu yapılan son ünlü isim ise 12 Ocak 1965’te, Ermeni Soykırımı’nın 50. yıldönümünde Bükreş’te konuşma yapan Romanya Halk Cumhuriyeti Hahambaşısı Moses Rosen’in oluyordu. Hahambaşı konuşmasında Franz Werfel’in “Musa Dağı’nda 40 Gün” eserini de hatırlatıyordu.
“Yahudi milletine mensup Werfel’in milyonlarca kahramanın uğradığı bu faciaya atalarının binlerce yıl boyunca en az bin defa eşine daha önce rastlanmamış şehadet destanının bilinciyle yaklaşmış, kitabını kaleme alırken, acısını içinde yaşadığı bu faciaya isyan etmiştir. Werfel’in romanında ıstırap içindeki biraderle ortak kaderi paylaşma birlikteliği açık bir şekilde sezilmekte, böylede Mukaddes Kitabın 17. faslında geçen “Dost her zaman bulabilirsin ama keder anında kardeş lazım zira biz bunun için doğmuşuz” telkini yerini bulmaktadır. Aramızdaki kardeşlik, ki halkın birliğinden ve beraber içtiğimiz kadehten saçılan zehir kadar acı, tanımı güç eziyetlere birlikte katlanmış olmamızdan kaynaklanmaktadır. Unutmamak gerekir ki, Werfel kitabını yazdığı sırada, İkinci Dünya Savaşı’nda faşistler tarafından imha edilen 6 milyon Yahudi’nin çarmıha gerilmek üzere Golgotha’ya çıkarılma süreci henüz başlamış değildi.
(…)
Tarihin sayfalarında kan ırmak olup oluk gibi akmaktadır. Bu bizim dökülen kanımızdır, hem de sizin, bu Musa Dağ ve Auschwitz kurbanlarının kanı, Ermeni ulusunun kurtuluşu uğruna canlarını feda eden kahramanların aynı zamanda Varoşa varoşlarında kıyasıya çarpışan milislerin kanıdır.
Ermeni halkının Medz Yeghern’inin ellinci yılını anarken Yahudi halkına karşı işlenen cürümün üzerinden yirmi yıl geçtiğini de hatırlayıp gözlerimizi yeniden tufanın bitişini simgeleyen Ararat’a, Ararat’ın zirvelerine çeviriyoruz ve geleceğin ufkunda bir kez daha beliren barış güvercini bizleri alıp gözyaşlarının akmayacağı kanın asla dökülmeyeceği dünyalara götürüyor.
Sonsuza dek kutsal kalsın Ermeni halkının aziz şehitlerinin anısı.”
http://www.avlaremoz.com/2018/04/24/bu-musa-dag-ve-auschwitz-kurbanlarinin-kani-serdar-korucu/
İlk yorum yapan siz olun