Arslan BULUT – arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “PKK, AB ve her üye ülke tarafından terör örgütü ilân edilmiştir ancak sonra bakıyorsunuz bir grup parlamenter PKK paçavralarıyla Avrupa Parlamentosu’na giriyor.” dedi.
Gerçi o paçavralar, Abdullah Öcalan’ın mektubunun okunduğu Diyarbakır mitinginde ve daha önce TBMM’de de alenen sergilenmişti ama bütün bunların sebebi çok açık.
Amerika’nın bugün PKK/PYD’ye uçaklarla, TIR’larla silah gönderdiği gibi geçmişte de ABD ve Avrupa, Ermeni çetelerini silahlandırmıştı. Rusya ve Fransa ise Ermeni çetelerini kendi işgal ordularına katmıştı.
Sonuçta, kendi devletlerine ihanet eden bu gruplar yüzünden Ermeni milleti halen bedel ödemektedir.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, hukuk dışı Ermeni soykırımı yalanını Türkiye’nin Kuzey Suriye Harekâtına karşı gündeme getirme gayreti içinde olduğunu söyledi ve Macron’a bir mektup göndererek “AİHM kararlarında, cumhurbaşkanlarının, parlamentoların ve hükümetlerin soykırım konusunda hüküm vermeye yetkili olmadığı belirtiliyor.” dedi
Perinçek, Fransa Anayasa Konseyi’nin de “Ermeni soykırımını inkâr edenlerin cezalandırılmasına dair kanunu” anayasaya ve düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ettiğini hatırlattı.
***
Konu ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Şükrü Sever Aya ise Fransa’ya şu hususların da bildirilmesi gerektiğini ileri sürdü:
* “Avrupa Adalet Divanı, 17 Aralık 2003 tarihli kararında ‘Avrupa Parlamentosu ve benzeri kurumların bu tür kararlarının hiçbir hükmünün olamayacağını, zira diledikleri vakit bunları değiştirebileceklerini’ karar altına almıştı.
* Maalesef bugünkü tarih ve hukuk otoriteleri, o çağın en yüksek tarafsız otoritesi olan Milletler Cemiyet Genel Sekreteri Sir Drummond’un 1 Mart 1920 tarihli ve ‘Katliamlar, Türk Hükümeti’nin kontrolünün tamamen dışında olan başıbozuk çeteler tarafından işleniyordu’ şeklindeki resmi nota beyanını ya bilmemekte veya bu yadsınamaz hukuki belgeyi çiğnemektedir. Türklerin katliam yaptıklarına dair herhangi bir hukuken geçerli belgeye veya tarafsız bir görgü tanığı ifadesine rastlanmamıştır.
* Macron, en azından Fransız arşivlerindeki şu belgelere göz atmalıdır: 28 Şubat 1919 tarihli Le Matin gazetesindeki makalesinde Bogos Nubar Paşa, 150 bin Ermeni’nin Rus ordusunda Türklere karşı savaştığını ve Rusya’da 2 milyon Ermeni’nin yaşadığını ifade etmiştir. Bogos Nubar Paşa, Fransız Dışişleri’ne yazdığı 17 Aralık 1919 tarihli mektupta da sadece 600-700 bin Ermeni’nin tehcir edildiğini söylemekte ve bunlardan 390 bininin yaşadığı yerleri saymaktadır.
* Bogos Nubar ve Aharonian imzaları ile Paris Barış Konferansı’na sunulan 12 Şubat 1919 tarihli muhtırada da Türkiye’deki Ermeni nüfusun 1914’te 1.403.000 olduğu yazılıdır.
* Amerikan Kongresi’nin 1921’de hazırlanıp Nisan 1922’de kabul edilen raporunda, bölgede yaşamakta olan toplam Ermeni sayısı 1.414.000 verilmektedir. 1914 bölge nüfusu 2.000.000 olduğuna göre kayıp sadece 586.000’dir. Bu rakam diğer belge ve kaynaklara uymaktadır. Ancak bu sayının içinde, Milletler Cemiyeti resmi gazetesinin teyidine göre 200.000 kişi Türklere karşı savaşta, başka iki belgeye göre de 200.000 kişi de Ermenistan’da ‘açlık ve hastalıklardan’ ölmüştür. Ermeni kayıpları 200.000’in altındadır. Savaş olmayan yerlerde bile halkın yüzde 10’u açlık ve hastalıklardan öldüğüne göre, soykırım değil kitlesel katliamları dahi teyit edecek ne mantık, ne de hukuksal bir belge vardır.”
***
100 yıl önce Taşnak çetelerini, yakın tarihte ASALA’yı kullananlar, 100 yıl sonra PKK/PYD’ye sarılmıştır. Türk Milleti, Afrin’de olduğu gibi bu belânın hakkından da gelecektir.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/abd-ve-fransanin-afrin-taktigi-46147yy.htm
İlk yorum yapan siz olun