İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

CHP’nin ‘gayrimüslim mülteciler’ raporundan: Kimliklerini saklıyor; IŞİD korkusu yaşıyorlar

Hülya Karabağlı
Yozgat’ta bulunan Ermeniler, evde ve kendi aralarında Ermenice dışarıda Arapça konuşuyor. CHP Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu’nun hazırladığı ‘Sınırlar Arasında’ başlıklı mülteci raporunda, Türkiye’nin değişik bölgelerine dağılan Müslüman olmayan 45 bin sığınmacının yaşam savaşı verdiği belirtildi. Raporda, “Kendilerine yönelik somut bir saldırı ve tehdit olmasa bile dini kimliklerini ve hangi millete ait olduklarını saklamak zorunda kalmaktadırlar” ifadeleri yer aldı. CHP’nin raporunda, IŞİD başta olmak üzere diğer radikal İslamcı örgütlerden kaçıp gelen Müslüman olmayan sığınmacıların, Türkiye’de de aynı korkuyu taşıdıkları ve tehdidin devam ettiğini düşündükleri belirtildi.

Evde Ermenice dışarıda Arapça
Yozgat’ta saha çalışması sonucuna da yer verilen raporda, sığınmacıların somut bir saldırı ve tehdit olması bile dini kimliklerini ve hangi milletten olduklarını saklamak zorunda kaldıklarına dikkat çekildi. Yozgat’ta bulunan Ermenilerin, evde ve kendi aralarında Ermenice dışarıda Arapça konuşarak kendilerini Arap olarak tanıttıkları vurgulandı. Dini ibadetlerin de gizli yapıldığı ifade edilen raporda, günlük yaşamın doğal bir parçası olan vaftiz ve kutsama törenlerinin İstanbul’dan gelen din adamları tarafından yapıldığı belirtildi.
CHP’nin  Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu üyeleri; Veli Ağbaba, Zeynep Altıok, Mustafa Balbay, Nurettin Demir, Selina Doğan, Muharrem Erkek, Özcan Purçu, Sezgin Tanrıkulu ve Elif Doğan Türkmen tarafından hazırlanan ‘Sınırlar Arasında’ raporunun Müslüman olmayan  sığınmacılarla ilgili bölümü şöyle:
Yozgat saha çalışması:
Müslüman olmayan sığınmacılar
“Komisyonun araştırma konularından biri de Türkiye’de bulunan Müslüman olmayan sığınmacıların durumu olmuş. Irak ve Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacıların büyük bir bölümü Müslüman olsa da yaklaşık 45 bin Müslüman olmayan sığınmacı Türkiye’de geçici/kalıcı ikamet etmektedir. Müslüman olmayan sığınmacıların büyük bir bölümünü Süryaniler oluşturmakta, Süryanilerin dışında Ermeniler, Ezidiler ve Keldaniler de Türkiye’nin değişik bölgelerinde yaşam savaşı vermektedirler.
“Mardin, Kahramanmaraş, Niğde, Aksaray, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Çorum, Amasya, Tokat, Eskişehir, Samsun, Bilecik, Yalova, Sakarya ve İstanbul’da yaşadıkları tespit edilen bu sığınmacılar, Müslüman sığınmacıların yaşadıkları sorunların dışında daha farklı sorunlarla baş etmeye çalışmaktadır.”
Şehir dışına çıkmak için izin alıyorlar
Komisyon’un Yozgat’ta yaşayan Ermeni sığınmacıları ziyaretinde şu bulgulara ulaşılmıştır:
– Müslüman olmayan sığınmacıların hemen hepsi IŞİD başta olmak üzere İslami terör örgütlerinin korkusundan dolayı Türkiye’ye kaçmışlardır. Ancak İslami örgütlerin Türkiye’de rahatça faaliyet göstermesinden dolayı burada da büyük korku içindeler. Tehdit onlar için Türkiye’de de devam etmektedir.
– Kendilerine yönelik somut bir saldırı ve tehdit olmasa bile dini kimliklerini ve hangi millete ait olduklarını saklamak zorunda kalmaktadırlar. Örneğin Yozgat’ta bulunan Ermeniler, evde ve kendi aralarında Ermenice dışarıda Arapça konuşmakta ve kendilerini de Arap olarak tanıtmaktadırlar.
– Dini ibadetlerini ya yapamamakta ya da çok gizli yapmaktadırlar. Her ne kadar günlük yaşamın doğal bir parçası olan vaftiz ve kutsama törenlerini bazen İstanbul’dan gelen din adamları yapsa da İstanbul’da bulunan
Kiliseler Anadolu’da tam olarak kaç Hristiyan sığınmacı olduğunu bile bilememektedir. Sığınmacılar da Türkiye’yi bilmedikleri için başvuracak dini merci bulmakta zorlanmaktadırlar.
– Türkiye’ye girişlerinde bu kişilerin hangi dine ve hangi mezhebe mensup olduklarına ilişkin bilgiler alınmıştır. Dolayısıyla kimin hangi milletten ve hangi dinden olduğunu bilinmekte ama bu bilgiler ilgili kiliselerle paylaşılmamaktadır.
– Sanılanın aksine Batı ülkeleri Hristiyan sığınmacıları kabul etmekte bir öncelik tanımamakta, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği mültecilik için yapılan kimi başvurulara 2023 yılına randevu vermektedir.
– Diğer sığınmacıların yaşadığı işsizlik ve düşük ücretlerle çalıştırılma sorununu Müslüman olmayan sığınmacılar fazlasıyla yaşamaktadır. İş bulmakta büyük zorluk çeken bu mültecilerin içinde iş bulabilenler de çok düşük üc-retlerle çalışmaktadır.
– Büyük ölçüde yurtdışından akrabalarının gönderdikleri yardımlarla geçimlerini sağlayabilen ve belediyelerin de gıda yardımında bulunduğu sığınmacıların hayat pahalılığından dolayı İstanbul’a ya da başka büyükşehirlere gitmek istemedikleri öğrenilmiştir.
– Müslüman olmayan sığınmacıların güvenlik gerekçesiyle dışarıyla fazla temasları olmaması ve kapalı toplum olarak yaşamaları entegrasyon konusunda sıkıntı ya-şamalarına ve içinde bulundukları toplumu tanımakta güçlük çekmelerine neden olmaktadır.
– Sağlık hizmeti alabilmekte de sıkıntılar yaşayan sığınmacılar şehir dışına çıkabilmek için izin almak zorundadır. Örneğin, Yozgat’ta bulunan bir kanser hastası birçok zorluklar aşılarak Ankara’da tedaviye gelmektedir.
– Dini nikâh bir gelenek ve toplumsal bir zorunluluk olduğu için evlenmekte büyük zorluk yaşamaktadırlar. Örnek vermek gerekirse; evlenmek isteyen bir çift evlilik için Türkiye’deki Ermeni Patrikhanesi’ne başvurmuştur. Patrikhanede çiftin kaydı olmadığı için Irak’taki ki-liseden kayıtları istenmiş, Irak’taki ilgili kilise kayıtları gönderdikten sonra bir papaz görevlendirilmiştir. Papaz Yozgat’a giderek bir evde çiftlerin nikâhlarını kıymıştır.
– Hristiyan mültecilerin yaşadığı sıkıntılarla sadece kilise-er ilgilenmekte. Yardım faaliyetleri İstanbul’daki kiliseler tarafından organize edilmektedir.

Yorumlar kapatıldı.