(Fotoğraf/Sol: Damla Nevşe/140journos, Fotoğraf/Sağ: Erdem Dilbaz)
Starbucks İstiklal Caddesi/Galatasaray şubesi kapandı
Teknosa İstiklal Caddesi şubesi kapandı
MediaMarkt’ın en büyük mağazalarından İstiklal Caddesi/Demirören şubesi kapandı
BiBuçuk İstiklal Caddesi/Beyoğlu şubesi kapandı
Charly Temmel İstiklal Caddesi şubesi kapandı
Paşabahçe Mağazaları İstiklal Caddesi şubesi kapandı
Columbia İstiklal Caddesi şubesi kapandı
Camper’ın İstiklal Caddesi’ndeki şube sayısı 1’e düştü
Otto İstiklal Caddesi/Asmalımescit şubesi kapandı
SALT’ın İstiklal Caddesi’ndeki Beyoğlu binası Aralık 2015’ten bu yana kapalı
İstiklal Caddesi’ndeki Muammer Karaca Tiyatrosu kapandı
Tarkan Konar: “Bu neoliberal 6–7 Eylül’dür”
“Bakın İstiklal Caddesi’nde The House Cafe’den Paşabahçe’ye, Midpoint’ten Teknosa’ya herkes kapatıyor! “İyi işletmeler” birbir gitti gidiyor gidecek… Yerlerine Arapça tabelalar, nargile, kebap, lokum, kaftan, fal dükkanları ile ‘residence’ ve suitler geliyor. Elbette bir de gece yüzü var bu dönüşümün, artan gayrı meşru ve fuhuş sektörüne dayalı ‘klap’ [club] süsü verilmiş son derece pespaye mekanların pıtrak gibi artışı.
Zabıta ve tüm birimler ‘normal işletmelere’ her gün masa-sandalye, SGK, ruhsat, hijyen, sigara vb. denetimlerde cezalar yazarken ‘Avrupalı olmayan turiste’ dayalı bu yeni batakhaneler ne hikmetse gayet iyi işini hallediyor. Yoksul Arap kadınların zengin olanlarına pazarlandığı ortam Talimhane’den artık İstiklal içine nüfuz etmiş durumda. Beyoğlu’nu terk eden her ‘normal kafenin, barın’ yerine bu tarz işletmeler yerleşmekte… Gençler ve ailelerin Beyoğlu’na gelmemesi için yerel yönetim elinden geleni yapıyor. AKM, Şehir Tiyatroları, Muammer Karaca, Emek, Alkazar, Avrupa, Sinepop vs. sırf yakın zamanda kapanan salonlar. Neye gelsin insanlar Mango ve Starbucks’ı mı gezecekler?
Beyoğlu’nun can damarı üniversiteli gençlik Beşiktaş ve Kadiköy’e sıkıştırıldı. Şimdi ise CHP’li belediyelere de denetim yapabilmek için ruhsat yetkisi belediyelerden İçişleri’ne devredilecek… Peki bütün bu hikaye ne için kurgulaniyor? Çiçek Pasajı’nı da Ferit Şahenk’in alması gündemde! Övündükleri Demirören komple zarar! MediaMarkt bile boşaltıyor! İyi işletmeleri kasten Karaköy’e kaydırıp şimdi de Asmalımescit gibi orayı esnafa restore ettiriyorlar… Paralı, tüketen orta sınıf şimdilik orda… 1.5 yıl ömrü ömrü var Karaköy’ün! Kasten şu an masa sandalyesini ellemiyor belediye. Yatırım parası çıkınca şut!
Ve tüm Beyoğlu eski Tarlabaşı gibi olunca fuhuş, uyuşturucu vb. bir basın kampanyası başlatacaklar, ‘Vay efendim böyle mi kalsın…’ Her yer kapanıp, mühürlenip, bina değer değerleri yarıya düşünce gayrımenkul toplayanlar çıkacak meydana! Evet bu neoliberal 6–7 Eylül’dür! İçki filan işin edebiyatı… Bütün bu kurgunun altında yatan şey en değerli semtlerde gayrımenkulu ucuza talan etmektir… 10 yıl kiracılık yasası, alkol yasası, TAPDK masa-sandalye yasakları, ÖTV artışları, barlarda sigara yasağı vb. tabana ‘içki karşıtı’ popülist mesaj verirken arka planda bütün mevzu gayrımenkulun el değiştirme sürecidir. Ama Beyoğlu yenilmez! Türkiye’nin minyatürüdür. Beyoğlu için vizyonu olmayan muhalefet de suçludur.” — Tarkan Konar
Erdem Dilbaz: “İlk kez cadde üzerinde dükkanlar boşaltılıyor ve öylece kalıyor”
“İlk defa gördüğüm birşey var ki İstiklal Caddesi üzerindeki dükkânlar kiracılar tarafından boşaltılıyor ve öylece boş kalıyor. Normalde daha biri çıkmadan diğerinin geleceği belli olur bu dükkânlara, bu sefer öyle olmuyor. 2010’da İstanbul gerçekten zirvesinde, dünyada bir marka şehirdi. İşte 2010’daki zirveye doğru gelirken açılan yeme-içme mekanları House Cafe, Otto vb. yerler şu an ilk kapananlardan. Bu mekanlar o zaman açıldığında da, şimdi de gitmeye ayaklarım pek varmıyor. Zira Beyoğlu kültürün yaratılıp paylaşılıp tüketildiği ve yeniden üretildiği bir yerdi ve böylesi bir yerde sürekli durmak için yeme-içmenin de ulaşılabilir fiyatlarda olması gerekirdi. Bahsettiğim mekanlar bir anda bir tabak yemeğe o zamanın da şimdinin de normal fiyatlarından 2–3 hatta 5 misli fiyatlar çektiler.
Mutenalaştırma (gentrification) nasıl kültür-sanat kurumlarıyla oluyorsa, bu mekanlar da Beyoğlu’nun şıklığına para kattılar. Şimdi bu mekanlar yok ancak herkese hitap etme derdinde olan mekanlar kapanırken müdavimliğin arka sokaklarda devam ettiği Peyote, Gizli Bahçe, Urban, Pendor vb. 10–20 yıldan beri Beyoğlu’nda olan mekanlar kör topal da olsa bir şekilde devam ediyorlar ve devam edecekler de.
Sermayenin el değiştirmesi konusunda da, Tarlabaşı projesi ve İstiklal Caddesi’nin görgüsüzce ışıldamasını bekleyen bir anlayış için bile şu ani kayıplar hayra alamet değil. Kültür sanat kurumlarının olmadığı, bombalar ve paniklerle sönen, kimsenin gelmediği bir yeri tekrardan yüceltmek hayli maça isteyen bir iş. Kimse fark etmiyor ki kültür diye birşey kalmadı, koca İstanbul’u dünyaya gösteren her fotoğraf ve videonun balonu İstiklal Caddesi çoktan kartpostala döndü.”
Yorumlar kapatıldı.