İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hepimiz aynı vatan gemisinde yolcuyuz

Harun Karaburç
Binlerce yıllık Anadolu 15 Temmuz darbe girişimiyle o kucaklayıcı, bütünleyici, birleştirici yüzünü bir kez daha gösterdi. Bu topraklarda yaşayan Ermeni, Rum, Süryani, Hıristiyan da darbeye karşı Müslüman komşularıyla omuz omuza verdi, bu menfur saldırıyı kınadı. Bütün dinler darbeye karşı birleşti. Onlar bu ülkede azınlık olarak görülüyor olabilirler ama aslında bu onurlu duruşlarıyla “Biz azınlık değil bu ülkenin bir parçasıyız” diyorlar. Çoğunluğun bu ülkede yaşananlara ne kadar söz söyleme hakkı varsa onların da var. Çünkü Adıyaman’daki Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi Bölge Metropoliti Melki Ürek’in de dediği gibi aynı vatan gemisinin yolcularıyız. (Umarız devlet de bize potansiyel iç düşman değil eşit yurttaşlar olarak bakar. HYETERT)

***
Yüzyıllardır bu topraklarda omuz omuza yaşayan Ermeni, Rum, Süryani ve Hıristiyan vatandaşlar 15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı bir oldular. Demokrasi nöbetine destek veren Adıyaman Metropoliti Melki Ürek, “İnsanlarımızı yalnız bırakmamak için biz de yürüdük. Hepimiz aynı vatan gemisinin yolcularıyız.”
Binlerce yıllık Anadolu 15 Temmuz darbe girişimiyle o kucaklayıcı, bütünleyici, birleştirici yüzünü bir kez daha gösterdi. Bu topraklarda yaşayan Ermeni, Rum, Süryani, Hıristiyan da darbeye karşı Müslüman komşularıyla omuz omuza verdi, bu menfur saldırıyı kınadı. Bütün dinler darbeye karşı birleşti. Onlar bu ülkede azınlık olarak görülüyor olabilirler ama aslında bu onurlu duruşlarıyla “Biz azınlık değil bu ülkenin bir parçasıyız” diyorlar. Çoğunluğun bu ülkede yaşananlara ne kadar söz söyleme hakkı varsa onların da var. Çünkü Adıyaman’daki Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi Bölge Metropoliti Melki Ürek’in de dediği gibi aynı vatan gemisinin yolcularıyız.

HUZUR VE BARIŞ İSTİYORUZ
Adıyamanlılarla birlikte ‘darbeye hayır’ yürüyüşünde en önde yer alan Adıyaman Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi Bölge Metropoliti Melki Ürek: “Biz din adamıyız. Bizden ne beklenir? Ülkemizde ve dünyada huzurun, barışın tesis edilmesi… Ben din adamı olarak hem ülkemizin hem bütün insanlığın huzurlu, sağlıklı, hoşgörülü olmasından yanayım. Ülkemiz insanlarını yalnız bırakmamak için biz de Adıyamanlılarla birlikte yürüyüşe çıktık. Ülkemizin huzuru ve barışı için sokağa çıktık. Hıristiyan kesimi olarak hem şehrimizi hem ülkemizi destekliyoruz. Ülkemizden yana bir Metropolit olarak ülkemiz ve insanlarımız huzurlu olsun. Herkesin Hak tanır bir düşünceyle hareket etmesini istiyoruz. Biz kan dökülmesinden yana değiliz. Birliği beraberliği fikren ve manen destekliyoruz. Maddi bir gücümüz yok. Bir oyumuz var, onu da ülkemizin hayrı için sandığa koyuyoruz. Biz hükümetin her zaman ayakta kalmasından yanayız. Biz bu ülkeye sonradan gelmedik, burada doğduk büyüdük.”

YAKIN TARİHİN EN KARA LEKESİ
Demokrasi nöbetine destek verenlerden biri de azınlık vakıfları temsilcisi Laki Vingas’tı. Beyoğlu Belediyesi’nin Taksim’de düzenlediği darbeyi kınama etkinliğine katılan Vingas, 30 yılı aşkın süredir devlet kurumlarıyla cemaatler arasındaki iletişimi sağlıyor. Vingas, darbe girişimini “Ülkemizin cumhurbaşkanlığı makamına, parlamentosuna ve hükümetine karşı yapılan darbe girişimi, yakın tarihimizin en kara lekelerinden biri olarak hafızalarımızdan silinmeyecektir. Yeniçeri isyanları dönemiyle başlayan bu zihniyet, cumhuriyet döneminin tamamında darbeler veya darbe söylentileriyle devam etmiş ve maalesef günümüzde, 21. asırda ülkemizde halen devam etmektedir. Bu siyasi talihsizliklere neden olan anlayış bir tesadüf değildir. Ülkenin eğitim kültürünün ve sosyolojik şartlarının objektif bir şekilde değerlendirilmesiyle yapılacak olan reformlar ve evrensel demokratik şartların geçerli olacağı bir anayasa ile yeni bir dönem geliştirilebilir” şeklinde yorumladı.
Ağır bedeller ödedik

 Laki Vingas
Laki Vingas
Darbe siyasetinin, genç nesillerin zihinlerine girmemesi gerektiğini söyleyen Vingas, şöyle devam etti: “Çünkü darbe anlayışının günlük hayatımızdaki hakimiyeti, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesindeki en önemli engeldir. 1980 döneminin anayasasını halen değiştirme kararlılığını gösterememiş olan siyaset kurumu mesuliyetlerini gözden geçirmelidir. Anayasal düzenin dışına çıkılmasının en acı tecrübelerini yaşamış ve bedelini en ağır şekilde ödemiş bir toplumun ferdi olarak ve aynı zamanda eşit vatandaşlık haklarına yürekten inanan bir kişi olarak darbelerin en etkili antidotunun tepkisel içerikli politikaların yanı sıra küçük yaşta verilecek olan bilinç ve eğitimle demokrasimiz güçlenebilir ve pekişebilir. Halkın iradesine ve demokrasiye yapılan bu kalkışmayı kınıyorum, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
Acı tecrübelerimiz var

Prof. Dr. Nikolaos Uzunoğlu
Prof. Dr. Nikolaos Uzunoğlu
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Nikolaos Uzunoğlu şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’de anayasal düzene ve hükümete karşı 15 Temmuz tarihinde düzenlenen darbe girişimini en sert biçimde kınıyorum. Bu menfur saldırıda hayatını yitiren vatandaşlarımızın elim kaybından ötürü derin üzüntü duyuyorum. Tüm Türkiye halkına baş sağlığı diliyorum. İstanbul ve İmroz Rum Cemaatleri, geçmişte anayasal düzenin dışına çıkılmasının acı tecrübelerini yaşamış, hatta bunların sonucu olarak ata topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Ülkenin yaşanan sıkıntılı süreçleri en kısa zamanda aşarak huzura kavuşmasını temenni ediyor, hukukun üstünlüğü ile demokratik değerlere, tüm vatandaşların anayasal eşitliğine dayanarak çağdaş ve müreffeh bir geleceğe ilerlemeye devam edeceğine inanıyorum.”
İç savaş çıkardı
Artun Altıparmak
Artun Altıparmak
Türk milleti içinde hiçbir dönemde kendisini bir azınlık olarak görmediğini söyleyen Ermeni Yazar Artun Altıparmak, “15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili hissiyatım ve duruşum halkımızınkiyle aynıdır. 15 Temmuz darbe girişimi birçok yönden bir milat, cumhuriyeti yenilemek istiyorsanız buyrunuz fırsat. Ben askerliğimi asteğmen olarak yaptım. Askerlikle ilgili aklımda çok parlak anılar yok. Askerin yetişmesini sağlamayan bütün bölük komutanları da bana göre suçludur. Türkiye’nin askerlik konusunda epey değişmesi lazım. Yoksa yine yıllar geçecek ama hiçbir şey değişmeyecek. Darbe girişimi başarılı olsaydı diye düşünmek bile istemiyorum. Çünkü bu işin tatsız yanlarından biri de iç savaş çıkma ihtimali çok artardı ve biz mahvolurduk” dedi.

Yorumlar kapatıldı.